Batman’da bir genç kadına tecavüz eden uzman çavuşa yönelik tepkiler sürerken, dün Antakya’da polis iki yurttaşı kurşun yağmuruna tuttu. HDP’li Hatimoğulları, ‘eli silahlı üniformalıların suç makinesine döndüğünü’ söylüyor
Elif Aydoğmuş / İstanbul
İktidarın giderek daha fazla yetki verdiği polis, asker ve bekçiler suç işlemeye devam ediyor. Bir gün tecavüz diğer gün cinayetle anılan polis, asker adeta suç makinesine döndü. Antakya Atatürk Caddesi’nde önceki gün akşam saatlerinde Ş.Ö isimli polisin kullandığı 31 ACV 279 plakalı otomobil ile ismi henüz öğrenilemeyen şahsın, yabancı plakalı otomobiliyle çarpıştı. Kazanın ardından bölgedeki esnaf iki sürücü arasındaki kavgayı yatıştırmak ve yolu açmaları amacıyla olaya dahil olurken polis Ş.Ö, Mustafa Şahin ve Mehmet Yıldızbaş adlı yurttaşa kurşun yağdırdı. Görgü tanıkları olayı şöyle anlatıyor: “Tünel çıkışında yaşanan kazanın ardından esnaf yolun açılması için ve tünelin tıkanmaması için sürücülere ricada bulundu. İstirahatli polis memuru Ş.Ö ise ‘Size ne lan!’ şeklinde cevap verince esnaf; ‘Düzgün konuş kardeş yol tıkanmasın diye söyledik’ şeklinde cevap verdi. Yaşanan diyaloğun ardından polis Ş.Ö; ‘Konuşmayı sizden mi öğreneceğim lan. Hepinize sıkarım’ şeklinde cevap verince tartışma büyüdü. Büyüyen tartışmanın ardından silahını çıkaran polis olay yerinde bulunan Mustafa Şahin’in göğsüne 4 el ateş etti. Mehmet Yıldızbaş’a ise 3 el ateş eden Ş.Ö. biten şarjörü değiştirip olay yerindeki esnafı ‘Üzerime gelmeyin size de sıkarım’ şeklinde tehdit etti.”
Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Şahin ve Yıldızbaş hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralılardan iki çocuk babası Şahin’in yaşamını yitirdiği öğrenildi. Olayın ardından kimi kaynaklara göre gözaltına alınan polis Ş.Ö’nün firar ettiği söylenirken, ulaştığımız Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, zanlının gözaltında olduğunu belirtti.
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları konuyu gazetemize değerlendirerek, bu olayın, ABD’de 25 Mayıs’ta Polis tarafından boğularak öldürülen George Floyd olayından farkının olmadığını söylüyor ve kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıyor.
‘İçişleri Bakanlığı yetki veriyor’
Hatimoğulları yaşanan olayın iktidarın polise ve askere sınırsız yetki vermesinin ürünü olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Pandemide Çorlu’da evinin önünde oturan yurttaşı polis gidip tartaklıyor. Adana’da 17 yaşındaki Suriyeli Ali El Hemdan, isimli genci dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle kalbinden vurup öldürüyor. Polis şiddeti bilerek ve isteyerek arttırılıyor. Özellikle İçişleri bakanının polise bu denli fiili bir yetki vermiş olması ve iktidarın ise bu şiddete teşvik etmesi polisin artık sokaklarda istediğini vurabilir ortamını doğurmuştur. Bu keyfiyetle bir katliam gerçekleştirilebilir ruh halini yaymak istiyorlar. Bu yaşanan cinayet bu politikanın sonucudur.”
‘Üniformalılar sivilleri öldürüyor’
Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan Tarafından 18 yaşındaki genç bir kadına tecavüz ettiği ve genç kadının bunun üzerine intihar ettiğini de hatırlatan Hatimoğlulları, “Bugün Batman’da, Şırnak’ta uzman çavuşların tecavüzleri, tacizleri de bu politikalardan bağımsız ele alınamaz. Bunlar da münferit değil. Bir yandan tecavüz etmek diğer yandan silah kullanma yetkisinin keyfi hale getirilmesinin önünü açan anlayışın içindeyiz” diyor.
Normal şartlar da toplumun güvenliği ve huzuru için taşınması gereken silahların, üniformalılar tarafından cinayet makinesi haline getirildiğini ifade eden Hatimoğulları, “Bunlara uygulanan bir yaptırıp yok. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu böyle talimatları veriyorsa sonucunda da böyle olayların olması daha fazla yaygınlaşıyor. Bu asla normal değil. Ortada hiçbir şey yokken bu kadar basit bir tartışmada insanlar polis tarafından sokak ortasında öldürülüyor. Oysa normal şartlarda böyle kavgaları da ayırmaktan sorumlu bu polisler” diye konuşuyor.
‘Yurttaşın başvuracağı yer yok’
Hatimoğulları söz konusu polis cinayetleri ardından tahrifat yaratıldığına işaret ederek şöyle devam ediyor: “Delil karartmadan tutun da isimleri değiştirmeye kadar o kadar çok şey yapıyorlar ki. Yurttaşların sorun yaşadığında başvuracağı merciiler yok artık. Çünkü resmi üniformalılar sıradan yurttaşları katlediyor. Öfke patlaması yaşıyor gibi bahaneler üretseler de bu işin gerçek nedeni ortadadır. Polis çok ciddi bir şekilde iktidarın teşvikiyle suç makinesine dönüşmüş durumda.”
‘Floyd’dan farklı değil’
Yaşanan bu olayın son derece önemle takip edilmesi gerektiğini söyleyen Hatimoğlulları, “Amerika’da 25 Mayıs’ta Polis tarafından öldürülen siyah yurttaş George Floyd olayından farklı değil. Tıpa tıp aynıdır. Bu olayın tüm Türkiye’de ve dünya kamuoyunda tepki gösterilmesi gereken bir olay olduğunu düşünüyorum” diyerek kamuoyuna polis şiddetine karşı duyarlı davranılması gerektiği çağrısında bulundu.