Erzincan İliç’i mesken tutan ve Dersim coğrafyasına doğru yayılmaya çalışan Anagold maden şirketi bölgeyi zehirlemeye devam edeceği duyuruldu. Bölge için büyük tehdit olan maden halkı kansere mahkûm ediyor
Erzincan’ın İliç ilçesine bağlı Çöpler bölgesinde, atık havuzundan siyanür içeren zehirli ağır metallerle dolu tonlarca atık çevreye yayılmış ve bölge zehirlenmişti. Bu sızmadan sonra 21 Haziran 2022’de faaliyetine son verilen altın madeni, 3 ay sonra yeniden açıldığı duyuruldu. Havuzdan sızan siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 16,4 milyon lira ceza kestiği maden şirketi Anagold, ‘gerekli iyileştirmeleri’ yaptıklarını iddia ederek yeniden faaliyete başlamak için Bakanlıktan onay aldı.
Bakanlıktan onay verildi
ABD merkezli SSR Mining ile Çalık Holdinge bağlı Lidya Madencilik ortaklığı ile kurulmuş olan Anagold Madencilik’ten yaptığı açıklamada, “Çöpler Madeni, ilgili bakanlıklar ve kamu kurumları tarafından belirlenen gerekli iyileştirme girişimlerini tamamladığına dair resmi onayları aldı. .. 23 Eylül 2022 itibariyle yeniden faaliyete başlaması için onay verildi. Şiddetli yağış gibi olağandışı durumlarda yüzeydeki suyu toplamak için 2.100 m3’lük yağmur suyu (yüzey suyu) toplama havuzu inşa edildi. Tüm girişimler, Bakanlık temsilcilerinin gözetimiyle ve görüşleriyle tamamlandı” denildi.
210 m3 siyanür doğaya karıştı
Atık havuzunda yaşanan patlama sonrasında şirketin doğaya karışan zehirli atıkla ilgili önemsiz boyutta olduğu açıklamaları tepkiye yol açmıştı Jandarma tarafından tutulan tutanakta akıntının 2,15 dk sürdüğü ve 20 m3 atığın doğaya karıştığı belirtildi. Ancak yapılan tespitlerde akıntının 3,5 saat devam ettiği ve en az 210 m3 atığın doğaya karıştığı ve dereler yoluyla Fırat nehrine kadar ulaştığı açıklanmıştı. 21 Haziran’da tesisin kapatılmasından 16 gün sonra keşif incelemesine giden bilirkişi heyeti, alanda ciğerlerinin yandığı ve siyanür kokusunun olduğunu ifade etmişlerdi.
İktidarla şirket kol kola!
Diğer yandan şirket hiçbir şey yaşanmamışçasına 66 milyon ton siyanürü buharlaştırarak atmosfere verecek olan kapasite artışına hazırlanması dikkat çekici. Kapasite artışı için şirket tarafından hazırlanan ve Ekim 2021’de onaylanan ÇED raporu onaylanmıştı. “ÇED olumlu” kararına karşı açılan iptali davasıyla ilgili 13 Nisan 2022’de keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karşın halen bilirkişi raporunun açıklanmamış olması mevcut iktidarın şirketle kol kola hareket ettiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Cilt kanseri, kan kanseri!
Atığın bölgeye yayılması dışında yıllardır atık suyu havaya püskürtme yöntemiyle atmosfere veriliyor olması bölgede insan dâhil yaşamın zehirlendiği gündeme gelmişti. Bu bağlamada konuşan İTÜ’den Prof. Dr. İsmail Duman esas çevresel riskin siyanür tarafından mobilize edilen ağır metallerden kaynaklandığını, özellikle Arsen’in (AS) bileşiğinin sulu fazda bulunduğunu ve bunların da tehlikeli birer zehir olduğunu belirterek “Fare zehri olarak da bilinen Arsen’in akut etkisi, aşırı miktarda alındığında öldürücü olmasıdır. Kronik etkileri ise şöyledir: cilt kanseri, duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri, lenf sistemi kanser, karaciğer tümörü, doğuştan sakatlıklar, gelişmesini tamamlamadan doğan bebekler, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve akıl hastalıkları” görüşünü belirtmişti
HABER MERKEZİ