Erzincan İliç’te açılan ve siyanürle zenginleştirme yapılan altın madeni Kemaliye dahil tüm coğrafyayı zehirlemeye devam ediyor. Fırat Nehri ise bu madenin tehdidi altında akmaya çalışıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Erzincan’a bağlı İliç’in Çöpler mevkiinde 12 yıldır doğal yaşam altüst edilip yağmalanırken, 197 futbol sahası büyüklüğünde inşa edilen siyanür havuzu Fırat Nehri’nin hemen üstünde yer alıyor. 66 milyon tonluk bu siyanür havuzunun dolmasını önlemek adına 10 adet evaporatörle sık sık püskürtme yapılarak siyanür ve diğer ağır metaller atmosfere salınarak bölge tamamen zehirlenirken, insanlar ve hayvanlar da bu zehirden pay alıyor. Hava akımları bu siyanürü Kemaliye’ye kadar ulaştırırken, Dersim Ovacık ve Munzur Dağları da bu kirlilikten etkileniyor.
Çalık Grubu ve AKP!
Erzincan’ın İliç ilçesi Çöpler köyünde ABD-Kanada ortaklığındaki Anatolia Minerals adlı şirket binlerce sondaj kuyusu açarak zengin altın madeni bulduğunu belirterek gerekli izinleri almıştı. Çöpler köyündeki işletmesini Çukurdere Madencilik adlı kendisine bağlı taşeron bir firma eliyle yürüten Anatolia Minerals, altın madenini 2008 yılında işletmeye açmayı planlandı. 2009 yılnda AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak’ın CEO’luğunu yaptığı Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik’le Anatolia Minerals’ın sahibi olduğu Alacer Gold ortaklığında Anagold şirketi kuruldu. 2010 yılında İliç’te çalışmaya başlayan Anagold’un yüzde 80’i Alacer Gold’a, yüzde 20’si ise Lidya Madencilik’e ait. Burada sonradan gelişen ortaklık dikkat çekerken kim kime ortak, bu ortaklıklar içinde madene izin verenlerle ilişkilerin boyutları nelerdir gibi sorulara yanıtı yaşanan sürecin özetinden görmek mümkün.
Yağma sahalarını genişletiyorlar
İliç’ten sadece 5 kilometre uzaklıktaki Çakmaktepe’de 2018 yılında maden sahası açılmış ve 2019 yılında buradan çıkarılan cevher İliç Çöpler’de işlenmeye başlandı. Munzur Dağları’na doğru genişleme hedefinde olan altın madeni ile bölge tamamen Çalık Holding ve AKP eliyle ABD merkezli şirketin hizmetine sunulmuş durumda. Dersim Ovacık, Munzur Dağları, Maraş-Saimbeyli, Balıkesir-Gediktepe başta olmak üzere çok geniş alanlarda maden arama ve işletme ruhsatlarına sahip olan Anatolia Minerals sessiz sedasız yağmayı sürdürürken, madene karşı Sedat Cezayirlioğlu ile birlikte bir avuç insanın çabası ise şirketi durdurmaya yetmiyor. Oysa maden sahası Dersim dahil büyük bir coğrafyayı yağmalarken olası bir siyanür havuzu çökmesinde Fırat Nehri’nin siyanürle zehirlenecek olması sorunun boyutunu gösteriyor.
Ovacık ve Munzur Dağları
Şirket ayrıca, Çöpler Altın Madeni’ne yakın birçok lisanslarla, zengin altın ve bakır sahalarını barındırdığını ve en önemlilerinin ise Çakmaktepe ve Ovacık ilçesine bağlı Cevizlidere köyü, Sin köyü ve Mamlis üçgeninde bulunan 80 bin hektarlık alanda siyanürlü madencilik girişimleri Mavi Altın Kuşağı adını verdikleri sahalar olduğunu belirtmektedir. Tunç Pınar Madencilik A.Ş. eliyle yürütülen bu yağmada yine Alacer ve Lidya ortaklığı sürmektedir. Munzur Dağları’nın önemli bir bölümünü içine alarak genişlemeye çalışan madenin yeni hedefi Çakmaktepe’de doğa yağmasını büyütmektir.
Balıkesir’de de aynı ortaklık
Alacer Gold’un (SSR Madencilik) Türkiye dışında, ABD Nevada’daki Battle Mountain-Eureka dağları boyunca uzanan Marigold maden, Kanada’da, Saskatchewan’daki Trans-Hudson Koridoru boyunca yer alan Seabee madeni ve Arjantin’deki Bolivya gümüş kuşağı boyunca uzanan Puna madenleri olarak nitelenen sahalara sahiptir. Şirket Erzincan ve Dersim coğrafyası dışında 11 yıl süreceğini açıkladığı Balıkesir Gediktepe madeni ile altın başta olmak üzere gümüş ve bakır cevherlerini kazanmak istiyor. 2013 yılında Lidya Madencilik’in lisansını aldığı Gediktepe’de Lidya yüzde 50, Alacer yüzde 50 oranında ortaklık kurarak çalışmalara başlamış ancak henüz üretime geçilmemiş durumda.
Artvin’de Cengiz’den sonra Lidya!
AKP’nin göz bebeği olan Çalık Grubu’na bağlı Lidya Madencilik Artvin il merkezi içinde yer alan Hod köyü coğrafyasında altın madeni lisansını alarak girişimlerde bulunmaktadır. Türkiye’nin Doğu Pontid metalojenik içinde yer aldığı belirtilen bölgede altın-bakır cevherleşmesinin zenginliği olduğu iddiası şirket tarafından yapılmaktadır. 2014 yılında, lisans alarak bölgeyi yağmalamak için kullanım hakkını satın alan Lidya Madencilik uluslararası altın tekellerinden biri olan Sandstormgold’la ortaklık kurmuştur. Yüzde 70’i Lidya, yüzde 30’u ise Sandstormgold ile ortak oldukları Artmin madencilik şirketi ile 11 yıl boyunca bölgeyi yerle bir edip siyanürle buluşturma çalışmalarını sürdürmekteler.