TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, kendisine verilen cezanın işini ne kadar iyi yaptığının göstergesi olduğunu belirterek, “Daha da iyi yapmak için elimden geleni esirgemeyeceğim. Mücadeleye devam” dedi.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Bu suça ortak olmayacağız” adlı bildiriye imza attığı için kendisine verilen 2 yıl 6 hapis cezasına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Melike Ceyhan’a değerlendirmelerde bulundu.
Kendisine verilen cezanın hakikati ortaya çıkarmanın bedeli olduğunu ifade eden Fincancı, “Hakikat ile yüzleşme hep sancılı ve kültürümüzün parçası olarak karşımıza çıkıyor. Kendi sorumluluğumuzu sorgulamak yerine suçu başkalarına yüklemek ya da ortada bir suç yokmuş gibi yapmak oldum olası çok yaygın ve genetik kodlarımıza yazılmış. Bireysel ilişkilerden toplumsal düzenlemelere her yerde bunun izlerini görebiliyoruz. Bu olayda da suça ortak olmama iradesinin kendisi aslında suçu ifşa eylemi olduğu için cezalandırılması gereken bir durum olarak karşımıza çıktı. Aramızdan bazılarını da değişik nedenlerle farklı ve daha ağır cezalara çarptırırken, suçun ifşasında kaynaklık edenler, her zaman eleştirel bakışı yüksek sesle dile getirenler seçilerek bizlerin üzerinden topluma susması gerektiği hatırlatılmış oldu” diye konuştu.
‘Suçun ifşası suç deliline dönüştürüldü’
Dava dosyasına eklemeler yapıldığını hatırlatan Fincancı, “Eklenen 3 belgeden biri bundan önceki duruşmada fotoğraflarla sunum yaptığım ve suçun ne olduğunu anlatmak için kullandığım Cizre raporu, gazete söyleşileri ve haberleri de Cizre raporu üzerine yapılmış yayınlar. O nedenle suçun ifşası bizim delilimiz olmaktan çıkıp suç deliline dönüştürülüyor” diye belirtti.
İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen hiçbir eleştirel sözün kalmadığını ifade eden Fincancı, “Eleştiri öznesi belirsiz ancak her halükarda terörist bir propagandadır artık Türkiye sathında” dedi.
‘Daha iyisi için çabalayacağım’
Burada cezalandırılanın insan hakları faaliyeti olduğunu dile getiren Fincancı, “Cizre’de yaptığımız insan hakları ihlallerinin belgelenmesidir ve bu durumda devlet organları bu belgeyi değerlendirip etkili bir soruşturma yürütmek zorundayken, hakikat ile ilişkisizlik, inkarcı tutum yürüttüğümüz çalışmayı ters yüz ederek bir suç gibi algılanması için propaganda yapmakta ve insan hakları mücadelesini kriminalize etmektedir. Verilen bu ceza bana işimi iyi yaptığımı gösterdi. Daha da iyi yapmak için elimden geleni esirgemeyeceğim. Mücadeleye devam” dedi.