Kimyasal silah kullanımının araştırılmasını istediği için tutuklanan TTB Başkanı Fincancı için konuşan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, mahkemenin seyrinden kararın önceden hazır olduğunu anladıklarını belirtti
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarında kimyasal silah kullanımını araştırılması gerektiğini belirttiği için tutuklanan ve ilk duruşmada tutukluluğa devam kararı verilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı için tepkiler devam ediyor.
İlk duruşması 23 Aralık’ta Çağlayan’da bulunan İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Fincancı, hakikatleri ortaya çıkarmaya çalıştığını belirterek, çalışmalarının devleti rahatsız ettiğini dile getirdi.
Fincancı Perşembe günü yeniden hakim karşısına çıkacakken, duruşmayı takip eden Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Metin Bakkalcı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri çıkan kararı değerlendirdi.
Tahliye olması gerekir
Fincancı’nın dünyaca tanınan bir hekim ve bilim insanı olduğunu belirten Bakkalcı, “Beyanları kendi uzmanlık alanıyla ilişki yaptığı değerlendirmelerdi. Ve doğal olarak bu değerlendirmeler bilimsel özgürlük bağlamında bilimsel ortamlarda tartışılabilir” dedi. Bakkalcı, ertelenen duruşmada Fincancı’nın tahliye olması gerektiğinin de altını çizdi.
İç araştırma değil bağımsız bir heyet gitmeli
Söz konusu bölgelerde kimyasal silah kullanımına ilişkin Fincancı’nın bağımsız heyet gönderilmesi talebini yineleyen Bakkalcı, Milli Savunma Bakanı (MSB) Hulusi Akar’ın konuya ilişkin, “24 Kasım’da heyet teşkil ettik. Heyet gitti, inceleme ve ölçümleri yaptı… Hiçbirinde hiçbir şekilde kimyasal olmadığı raporu şu anda elimizde” sözlerine işaret ederek, “Şebnem Hoca ve insan hakları alanında diğer çalışan herkes burada ayrı bir şeyi talep ediyor. Bağımsız heyet tarafından araştırma yapılmasının gereğini bekliyor” ifadelerini kullandı. MSB’nin yaptığı araştırmanın kendi içerisinde düzenlediği bir “iç araştırma” olduğunu dile getiren Bakkalcı, bu konuda yapılması gerekenin iç araştırmadan öte bağımsız bir heyet araştırması olduğunu yineledi.
Herkes tarafından sahiplenildi
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri de, duruşmadaki polis ablukasını hatırlatarak, “Adliye önündeki açıklamamızın engellenmesi ve yaşanan polis ablukası her şeyin önceden planlandığını gösteriyor. Ancak tüm bunlara rağmen Fincancı herkes tarafından sahiplenildi” dedi.
Her şey önceden hazırdı
Yoleri, duruşmada hakimin dahi Fincancı’ya yönelik saygı kurallarını ihlal eden bir tutum sergilediğine dikkat çekerek, “Hakimin avukatlara siz diye hitap ederken, Şebnem Hoca’ya ‘sen’ diye hitap etmesi bunun bir örneğiydi” diye belirtti. Her şeye rağmen Fincancı’nın kendini savunduğunu belirten Yoleri, duruşma boyunca savcının yaklaşımının da dikkat çekici olduğunu söyleyerek, “Savcı davaya ilişkin mütalaayı duruşma öncesi hazırladı. Bir mütalaanın hazırlanması ancak yargılanan kişinin ve avukatlarının beyanları, toplanan deliller üzerinden bir değerlendirme yapıldıktan sonra oluşturulacak bir şeydir. Ancak, mahkeme başkanının savcıya dönerek ‘tutukluluk konusunda mütalaanızı hazırlamak için süre istiyor musunuz’ sorusuna savcının mütalaanın hazır olduğunu söylemesi bunu doğrular niteliktedir” diyerek, yargılama sürecinin önceden planlandığını vurguladı.
Şikayeti MSB’ye sormak gerek
Fincancı’nın değerlendirmelerinden sonra MSB’nin “araştırma yapıldı” açıklamasını hatırlatan Yoleri, “Zaten bir araştırma yapılması gerekiyormuş. Dolayısıyla bir araştırma yapılması gerekiyorsa ‘MSB neden Şebnem Hoca’nın bu talebini şikayet etti ve suç duyurusunda bulundu’ sorusunun kendilerine sorulması gerekiyor” diyerek önümüzdeki duruşma için de dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
İSTANBUL