TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın kimyasal silah kullanımına dair yaptığı açıklamalar nedeniyle tutuklu yargılandığı davada savcı Fincancı hakkında üst sınırdan ceza istedi. Mahkeme heyeti ise TTB Başkanı Fincancı hakkında tutukluğa devam kararı verdi
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı kimyasal silah kullanımına dair yaptığı açıklamalar sonrası hedef gösterilip tutuklanmasının ardından ilk kez hakim karşısında. Çağlayan’da bulunan 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Fincancı savunma yaptı. Savunmasında sözlerinin bir ön tanı olduğunu ve mesleği gereği bu açıklamaları yaptığını ifade etti.
Mahkeme heyeti duruşma sonucunda Fincancı’nın tutukluğuna devam kararı vererek duruşmayı 6 gün sonraya erteledi.
Adliye önü kapatıldı
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın sabah saat 9.30’da Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesinde görülecek ilk duruşması öncesi, adliye önündeki alan, demir polis bariyerleri ve barikatla kapatıldı.
TTB üyelerinin ve siyasi partilerin duruşma öncesi açıklama yapacağı adliye önündeki alanın ilk kez bu kadar yoğun polis barikatıyla kapatılması dikkat çekti. Bu nedenle açıklama adliyenin yakınındaki metro durağı çıkışında gerçekleştirildi.
“Şebnem hoca onurumuzdur” sloganının atıldığı açıklamada “Bugün burada, önlüğümüzün beyazına sahip çıkmak için, onurumuza sahip çıkmak için, meslek onurumuza sahip çıkmak için, TTB’ye sahip çıkmak için, Şebnem Korur Fincancı’ya sahip çıkmak için, dayanışma ve umutla bir aradayız” denildi.
Duruşmada yaşananlar:
Mahkeme heyeti, Şebnem Korur Fincancı savunmasını üç avukatla sınırlandırdı. Avukatlar mahkeme başkanından kararın kaldırılmasını istedi. Başkan, ‘743 avukata söz veremem’ diyerek avukatların taleplerini reddetti. Ancak tepkiler sonrası bazı avukatlar isimlerini yazdırabildi.
Mahkeme başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya “sen” diyerek hitap edince Fincancı başkanı uyararak “Yıllarca Hukuk fakültelerinde hocalık yaptım, sanık olduğum için bana “sen” diye hitap edemezsiniz” dedi.
Savunma yapmaya başlayan Şebnem Korur Fincancı, adli tıp uzmanlık alanının devletle en çatışmalı alan olduğunu, bir tarafta erkin gücünü elinde bulunduran devlet, diğer tarafta ise hakikati ortaya çıkarmak isteyen adli tıpçılar olduğunu ifade etti.
İlk adli tıp polikliniğinin Çapa’da kurulduğunu sonra bunun tüm hastanelere yayıldığını ve adli tıp uzmanlığı ile birçok işkence ve ihlallerin ortaya çıktığını belirten Fincancı “Yurttaşlık ve toplum olma konusundaki görüşlerinin, insanlık değerlerine karşı insan hakları ihlallerinin ortaya çıkarılmasının hekimlik ve adli tıp uzmanlarının alanına giriyor. Bilim insanları önce kamunun bir parçası olarak bilimsel ölçütlerde değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşır. Bilim insanı, yurttaşlık sorumluluğunda kamuyu ve toplumu aydınlatır, topluma hakikati iletir” İfadelerini kullandı.
Devleti rahatsız etti
Hak adına çalışanların devlet adamı olmaması ve yurttaş olarak kalması gerektiği yönünde Sokrates’in görüşlerine işaret ederek savunmasını sürdüren Fincancı, bir yurttaş ve Adli Tıp Uzmanı olarak yaptığı çalışmaların devleti rahatsız ettiğini söyledi. İnsan hakları mücadelesi verdiğini söyleyen Fincancı, çalışmalarıyla görünür olmaya başlamasıyla hedef haline getirildiğini söyledi. Yaptığı pek çok çalışma ile gerçekleri ortaya çıkardığını söyleyen Fincancı, pek çok işkence durumunu da ortaya çıkardığına dikkat çekti.
‘İkincil kanıtlara başvurulabilir’
Şebnem Korur Fincancı kimyasal silah kullanımına dair video kayıtları ile ilgili uzmanlık alanında bazen ikincil veya sekonder kanıtlara başvurabileceğini ifade ederek, bu konudaki uluslararası rehberlere atıf yaptı.
Fincancı, Bahreyn’deki olayda da fotoğrafların kendisine gönderildiğini, yorumladığını ve bu yaptığının ön tanı olduğunu, tanıların ancak otopsi ile ortaya çıkabileceğini belirtti
Savunmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Uluslararası rehberlerde dijital değerlendirmelerde; video ve fotoğrafların bazen primiler kanıt olabileceğini, yapılan ön değerlendirmelerin ancak derinleştirilerek kesin bir adli tıp raporuna dönüşebilir.”
Savunma Bakalığı’nın talebi reddedildi
Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı katılma talebinde bulundu. Milli Savunma Bakanlığının Suçtan zarar görmediği gerekçesiyle oy birliğiyle mahkeme heyeti bu kararı reddetti. Bakanlığın avukatı ısrarla söz almak istedi, “Türk silah kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı asılsız iddia” dedi.
Avukatlar savunma yaptı
Fincancı’nın savunması sonrası avukatlar söz almaya başladı.
Söz alan Avukat Oya Meriç Eyüboğlu’nun “Müvekkili göremiyorum. Güvenlik açısından bir sorun yok, jandarmanın çekilmesi iyi olur” demesi üzerine mahkeme başkanı, Şebnem Korur Fincancı’nın etrafındaki bazı jandarma görevlilerinin oturmasını istedi.
Eyüboğlu “İnsan hakları savunuculuğunun ne olduğunu anlatmaya ihtiyacımız var. İnsan hakları savunucuları devletten bağımsız, devletlerin yaptığı ihlallere ilişkin itirazları olan ve ortaya çıkaran kişilerdir” diyerek mahkemeyi yurt dışından birçok kuruluşun izlediğini ve raporlandıracağını hatırlattı.
Eyüboğlu “İddianamedeki temel isnat, müvekkilin bağlandığı yayın organıdır. Hangi yayına bağlandığına bakmak hukuk dışı bir yaklaşım. TRT 1’e bağlanıp aynı şeyleri söylese dava açılmayacaktı ama Medya Haber’e bağlanıp konuşunca dava açılıyor.” İfadelerini kullandı
Fincancı’nın yapılması gerekeni söylediğini belirten Avukat Eyüpoğlu “Alanının uzmanı olarak bunu söylemesinde hukuka aykırı bir durum yok” dedi
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Avukatların savunması ardından savcı Esas hakkındaki mütalaasını sundu.
Savcı, TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasından cezalandırılmasını talep ederek tutukluluğun devamını istedi. Mütalaanın sunulmasından sonra duruşmaya 1 saat ara verildi.
TTB mütaalaya tepki gösterdi
Savcının hazırlamış olduğu mütalaaya tepki gösteren TTB, Twitter adresinden yaptığı açıklama ile “Hazır olarak getirildiği anlaşılan ve savunma argümanlarını duymazdan gelen mütalaa, kabul edilebilir değildir” dedi.
Fincancı’dan tepki
Tutukluluğunun devamının talep edilmesi hakkında söz alan Şebnem Korur Fincancı “Tutuklu olmak elbette zor ama benim gibi bir insan hakları savunucusu için hapishane, bulunmaz bir nimet. Gazeteye hapishanedeki mahpusların, çalışanların sorunlarını yazıyorum. Biraz daha uzun süre yazmaya devam ederim” dedi.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı daha sonra savunma yapacağını belirten Fincancı, “Adli tıp dersi anlatmaya da devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
Savunma için söz alan İHD Eş Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan “Biz nerelere gittik? Şimdi siyasi iklim değişti diye suç ve ceza değişebilir mi?” diye sordu. Türkdoğan sözlerini şöyle sürdürdü “Mahkemeniz üzerinde etki kurmak isteyen siyasilere seslenmek gerekir. Mahkemeleri rahat bırakın. Siyasal iktidar bir suç tanımı yapıyor, o suç tanımına göre yargının harekete geçmesini istiyor.”
Türkdoğan2ın ardından sözlerine devam eden Avukat Eyüboğlu “Vereceğiniz karar kıymetli. Hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. Üzerinizdeki baskıyı biliyorum. Türkiye ve dünyada çok sayıda kişi, vereceğiniz kararı bekliyor. Cezalandırma amacıyla tutuklamanın devamına karar verirseniz tarih bunu da yazacak” dedi.
Heyet karar vermek için duruşmaya ara verdi.
Tutukluluğa devam kararı
Ara sonrası kararını açıklayan mahkeme Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Heyet duruşmayı 29 Aralık’a erteledi.
İSTANBUL