FilmAmed Belgesel Film Festivali ÇandAmed Sinema Salonu’nda ‘Ben Devrimim’ yapımıyla başladı. Festivale Barış Anneleri Meclis üyeleri katıldı, salonda beyaz tülbentler dağıtıldı
Diyarbakır’da bu yıl 7.’si düzenlene FilmAmed Belgesel Film Festivali, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Kongre Merkezi ile TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nde bağlı ÇandAmed Sinema Salonu’nda “Ben Devrimim” adlı eserin gösterimiyle belgesel takipçileriyle buluştu. Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği tarafından düzenlenen festival, 8-12 Mayıs tarihleri arasında devam edecek. 20’si kadın 42 yönetmenin 44 yapımı izleyiciyle buluşacak. 12 Mayıs’a kadar devam edecek festivalin tertip komitesinden Welat Yalçın, festivale çağrı yaptı. Festivale Barış Anneleri Meclis üyeleri, TJA üyeleri, Halkların Demokratik Partisi(HDP) Milletvekili Saliha Aydeniz ve yöneticilerin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Festival takipçilerine salonda beyaz tülbent dağıtıldı.
Çözüm odaklı yapımlar
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Asya, Latin Amerika, Avrupa ve Ortadoğu’nun çeşitli ülkeleriyle Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerden belgesellerin olduğu bir festival düzenlediklerini belirten Yalçın, genel anlamıyla kadın odaklı filmler olduğunu, kadın mücadelesi, ekoloji, mülteci sorunu gibi geniş yelpazede eserlere yer verdiklerini dile getirdi. Yalçın, yaşamın her alanında sorunlar olduğunu ancak sadece sorunları anlatan belgesellerin yanı sıra çözüm odaklı filmlere öncelik verdiklerini söyledi.
‘Toplumdan kopuk değil’
Sinema ve bununla birlikte kültür-sanat çalışmalarının hiçbiri toplumdan kopuk ele alınabilecek, toplumdan bağımsız yürüyebilecek bir alan olmadığına dikkat çeken Yalçın, açılış konuşmasından, gelen konuklara kadar her şeyi önemsediklerini belirterek, “Barış Anneleri açılışa geldiler. Çocukları cezaevlerine 3 ayı aşkın süredir cezaevinde olan anneler geldiler. Onlar her gün sokakta ve eylemdeler, joplanıyorlar, tacize uğruyorlar. Bu sadece onların bir problemi değil. Biz de bu toplumda yaşıyoruz, bundan bağımsız bireyler değiliz. Sinema varoluşu itibariyle toplumsal olaylardan uzak durabileceği bir alan değil. Kendi köklerinden uzaklaşan bir sanatın geri dönüşü pek söz konusu olamaz” dedi.
Sinemada özgür üretim yok
Var olan tecridin her alan gibi sinemayı da etkilediğini vurgulayan Yalçın şunları dile getirdi: “Biz bu toplumla birlikte onların acılarını, mutluluklarını paylaşan ve hisseden insanlarız. Her birimizin bir parça da olsa bu acılarda kendimizi görüyoruz. Bu konuda sinemanın da tecridin çok dışında değil. Geçtiğimiz aylarda mecliste sinemaya ilişkin bir sansür yasası onaylandı. Bu konuda bu tecridin sadece bir kişi ya da Kürtler üzerinden yürütülen bir tecrit değildir. Tüm toplumu etkiliyor. Sinemacılar projelere çağrılmıyor, projeleri Kültür Bakanlığı tarafından engelleniyor, sansür uygulanıyor, destek verilmiyor” diye belirtti. Sinema ve festivallerin amacının kolektivizm yakalamak olduğunu söyleyen Yalçın, bu yakalanamadan bir ürün de açığa çıkamayacağını dile getirerek, “Festivalle insanları bir araya getirip farklı sorunları bir arada çözmek için zemin sunmak istiyoruz. Bu yönüyle festivallerimizin kapsamını geniş tutmaya çalışıyoruz” ifadesinde bulundu. Geniş bir film seçkilerinin olduğunu dile getiren Yalçın, herkesi festivale katılmaya çağırdı.
DİYARBAKIR