Paris’te 11 yıl önce katledilen Fidan Doğan’ın ailesi uluslararası güçlerin yapılan katliamı karanlıkta bırakmak istediğini belirterek, ‘11 yıl geçti neden hiçbir şey ortaya çıkmıyor?’ diye sordu
Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde suikastla katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız (Sara), Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in (Ronahî) ölümünün üzerinden 11 yıl geçti.
Katliam henüz aydınlatılamazken, cezaevinde ölen tetikçi Ömer Güney’in itirafları ve belgelerle olayın MİT tarafından organize edildiği ortaya çıktı. Davanın 23 Ocak 2017’de gerçekleşecek duruşmasına 36 gün kala Ömer Güney’in cezaevinde (17 Aralık 2016) öldüğü belirtildi.
Kapatılmak istenen dosya kapsamında MİT üyelerinin itirafı ve Avrupa’da yeni suikast girişimlerine dair bilgilerin ortaya çıkmasıyla birlikte ailelerin ve avukatlarının girişimleriyle Nisan 2017’de MİT’in rolüne ilişkin yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak açılan ikinci soruşturmada da herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Aradan geçen 11 yıla rağmen katledilenlerin aileleri ve yol arkadaşları faillerin ortaya çıkarılması için mücadele ediyor.
Katledilen 3 kadından bir olan Fidan Doğan’ın ailesi kızlarının mücadelesini Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a anlattı.
‘Fransız devleti isteseydi bunu açığa çıkarırdı’
Anne Fatma Doğan, kızının, mücadele arkadaşları Cansız ve Şaylemez ile birlikte Paris’in göbeğinde katledilmesine rağmen hala asıl katillerin açığa çıkarılmadığını söyleyen Doğan, “Avrupa’nın göbeğinde hiçbir önlem alınmadı ve üç önemli insanımız katledildi. Koruyamadılar çocuklarımızı. Bu katliamı Fransa, Almanya ve Türkiye ortak yaptı. Onların da parmağı var. 11 yıl geçti neden hiçbir şey ortaya çıkmıyor? Fransa’da bir olay olduğunda katiller o an açıklanıyor, tutuklanıyor, neden bu katliam açığa çıkarılmadı? Her köşede bir kamera var, Fransız devleti bunu ortaya çıkarmak isteseydi çıkarırdı” ifadelerini kullandı.
‘Katliam karanlıkta bırakılmak isteniyor’
Baba Hasan Doğan’da kızının barış ve demokrasi mücadelesi verdiği için katledildiğini belirterek, katledilen 3 kadının Avrupa’daki çalışmaları nedeniyle özel hedef seçildiğini vurguladı.
Baba Doğan, “ Biz çocuklarımıza, yoldaşlarımıza sahip çıkamadık. Üç tane canımız gitti ve bunlar öyle sıradan canlar değildi. Kürt halkı bu katliamı kabul etmiyor elbette ama derneklerimiz korunmadığı için bu canlar gitti. Korunmadığı için Ahmet Kaya Kültür Merkezi basıldı ve yine üç arkadaşımı şehit edildi. Bu konuda herkes kendi üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Bu insan kolay yetişmiyor. Uluslararası güçler bu katliamı karanlıkta bırakmak istiyor. Bunlarında farkındayız ama burada bizim de eksikliklerimiz ve yetmezliklerimiz var bunları görmemiz gerekiyor. Gerekli tedbirler alınsaydı Rojbin bu gün hayata olurdu” dedi.
‘Katilin ölüm kağıdı yok’
Davaya bakan savcının 2023 Mart ayında aileleri çağırdığını belirten Doğan, “11 yıl oldu halen çantaları ve eşyaları verilmedi. Fransız istihbaratı hala çantaların bu eşyaların üzerinde bir çalışma yapamadı mı? Hala parmak izleri alınmadı mı? Bu bir rezilliktir. Ortada şahıs yok ki mahkeme olsun. Savcıya katliamı gerçekleştiren ve cezaevinde öldü denilen Ömer Güney’in ölüm raporlarının avukatlara neden bildirilmediğini sorunca hepsi birbirine baktı. Çünkü katilin ölüm kağıdı yok. Ben 2015’te bu katilin köyüne kadar gittim, bu katilin mezarı yok. Öldüyse mezarı nerede?” diye sordu.
Hem ailelerin hem de Kürtlerin bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizen baba Doğan, “Özellikle üç Kürt kadının katledilmesi çok manidardır. Kürt kadınları bu katliamın hesabını soracaktır ve onların mirasına sahip çıkacaktır. Mücadelemiz devam edecek, tüm baskılara rağmen Kürt halkı mücadelesinden asla vazgeçmeyecek” dedi.
HABER MERKEZİ