Ölüm orucundaki tutuklu avukat Aytaç Ünsal’ın durumunun gittikçe kötüye gittiğine dikkat çeken baba Nihat Ünsal, ‘Feryadımı duyun. Oğlum yaşasın’ diyerek Yargıtay’a da çağrı yaptı
Küçükçekmece ilçesinde bulunan İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tutulan Ünsal’ın eylemi 211’inci gününde. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporuna rağmen tahliye edilmeyen Ünsal’ın sağlık durumu kritik eşiği de geçti. Aşırı kilo kaybı yaşayan Ünsal’ın vücudunda yaralar çıktığı, ayak ve karın bölgelerinde şişmeler yaşandığı öğrenildi.
Ünsal’ın tutulduğu hastanede önünden bir an olsun ayrılmayan babası Nihat Ünsal, oğlunun kritik eşiği çoktan geçtiğine dikkati çekerek, bir an önce adım atılmasını istedi.
Oğlunun 20 arkadaşıyla birlikte çok büyük haksızlığa uğradıklarını kaydeden baba Ünsal, hastanedeki koşulların çok daha kötü olduğunu söyledi. Oğlunun hayati riskinin olduğu yönünde doktor raporu verildiğini kaydeden baba Ünsal, “33 gündür burada. Aytaç ‘mücadeleyi yükseltin’ diyor. Annesi de jandarmaların arasında küçücük bir pencere var oradan görüşebiliyor. Havalandırması yok, sürekli odasında ışık yanıyor” diye konuştu.
Sabaha kadar uyutmuyorlar
Oğlunun tutulduğu odaya sık sık askerlerin girdiğini ve geceleri de bu durumun devam ettiğini dile getiren baba Ünsal, “Oğlumun odasına giren çıkan jandarmalar sayesinde sabaha kadar uyuyamıyor. Havalandırma çok kötü. Her türlü kötülük var içerde. Öyle bir ortamda oğlumun durumunun kötüleşme riski de artıyor. Tedaviyi kabul etmiyor oğlum. Tedaviyi kabul etmeyen insanı nedeni hastanede tutarlar ki” diye sordu.
Yürümekte güçlük çekmeye başladı
Baba Ünsal, oğlunun ölüm orucuna bağlı olarak yaşadığı sağlık problemlerine dair ise şunları söyledi: “Oğlumun giderek bacak ağrıları artıyor. Gece uykusundan uyandırıyor bacak ağrıları. Sonra kollarında uyuşma başladı. Yaralar da oluşmaya başladı. Bir süre sonra aynı Ebru’nun düştüğü duruma düşecek. Belki şeker ve suyu da alamayacak. Yürümekte güçlük çekmeye başladı. Bir deri bir kemik kalmış zaten. Bu hafta bir şey yapılmalı. Yoksa onu kaybedebiliriz.”
“Feryadımı duyun”
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bütün devlet yetkililerine seslenen Ünsal, ”Artık bir şeyler yapsınlar. 32 yaşındaki oğlum yaşasın. Oğlum ölmesin. Ve herkesin bu çağrıma destek vermesini ve yardımlarını bekliyorum. Artık feryadımı duyun. Aytaç Ünsal’ı yaşatalım. Maalesef kimseden ses çıkmıyor. Bir açıklama yapın, bir şey söyleyin, bu kadar insafsızlık ve vicdansızlık da olmaz artık. Eli kanlı katiller sokakta geziyor oğlum ölüm döşeğinde. Daha 32 yaşında hayatının baharında. 6 yıllık avukattı, 3 yılını cezaevinde geçirdi” ifadelerini kullandı.
Yargıtaya çağrı
Yargıtay’dan umutlu olduklarına değinen Ünsal, “Yargıtay dosyayı 1 Haziran tarihinde ele aldı. En geç bir ay içinde bu işin çözüleceğini, kararın verileceği bize söylenmişti. Maalesef adli tatilden önce 45 gün geçmesine rağmen herhangi bir adım atmadı. Sanıyorum Yargıtay’a da müdahale edildi. Yargıtay bu müdahaleyi kabul etmemeli. Koltuk o kadar önemli olmamalı.Bir yaşam söz konusu. 33 gündür oğlum ve refakatçı olan eşim tecrit hücresinde. Ben de kapıda nöbet bekliyorum. 62 yaşındayım, çaresiz durumdayım. Vicdanı olan insani değer taşıyan herkesi oğlumun ölmemesi için sahiplenmeye çağırıyorum” diye seslendi.