Tarihlerindeki 73. fermana maruz bırakılan Ezidiler, tekrar katliamla karşılaşmamak için oluşturdukları askeri birlikle önce topraklarını özgürleştirdi, sonra savunma ve yönetim birimlerini oluşturdu. Ezidiler, şimdi de birlikte yaşadıkları halklarla meclislerini ilana hazırlanıyor
Nazım Daştan-Şengal/MA
Suriye iç savaşının başlaması ile egemen devletlerin Ortadoğu’yu dizayn etme projesi olarak sahaya sürdüğü IŞİD, Irak ve Suriye topraklarında özelikle farklı etnik kimlik ve inançlara dönük girişilen soykırımın görünürdeki faili oldu. Sahneye çıkar çıkmaz Musul’u alarak Irak ordusuna, Rakka’yı alarak Suriye ordusuna ait ağır silahlara el koyan IŞİD, adım adım soykırım projelerini hayata geçirmeye başladı. Musul’da direnişle karşılaşmadan kazanan IŞİD, Musul’un yanı başında yaşayan Ezidileri, Şebek ve Kakaî Kürtlerini, Şiileri, Türkmenleri ve kendisine biat etmeyen herkesi hedef aldı. Enbar, Felluce, Ramadi, Tikrit, Baac, Havice, Musul ve Telafer’i ele geçiren IŞİD, Ezidi yurdu Şengal’in etrafındaki çemberi daralttı. Takvimler, 2014 yılının Ağustos ayı başını gösterirken, Irak ordusu ve Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı peşmergelerin IŞİD karşısında yalnız bıraktığı Ezidiler, tarihlerinde 72 kez yaşadıkları soykırıma 73. kez uğramakla yüz yüze bırakıldı.
73. ferman
IŞİD, Musul’un ardından Ağustos sıcağında her şeyi önüne katarak Şengal’e yöneldi. Şengal etrafında bulunan stratejik yerleri alan IŞİD, 2 Ağustos gecesi kentin güney hattı olarak bilinen Siba, Şêx Xidir, Tel Êzer, Girzer ve Koço köylerine eşi görülmemiş bir saldırı başlattı. Bu saldırıyla birlikte 73. ferman başlamış oldu. Adım adım Şengal merkezine yürüyen IŞİD, girdiği her köyde erkekleri toplu olarak katledip, kadın ve çocukları esir aldı. Siba, Şêx Xidir ve Girzer köylerindeki Ezidiler, sabaha kadar direndi. Ancak KDP’ye bağlı peşmergelerin destek göndermemesi üzerine direnişleri kırıldı. 3 Ağustos sabahı bu hattın düşmesi üzerine Şengal’e ulaşan IŞİD, onbinlerce Ezidi kadın, çocuk ve yaşlıyı kırımdan geçirdi. Bir anda IŞİD’i karşılarında gören Ezidiler, Şengal Dağı’na sığındı.IŞİD’in eline geçen Ezidiler ise, Musul, Telafer, Rakka, Minbic, Girê Spî ve Dêra Zor gibi kentlerde kurulan köle pazarlarında satıldı. Kimi kadınlar IŞİD’liler tarafından alıkonuldu. Kimiler ise,IŞİD’in zorla Müslümanlaştırma çabalarına karşı çıktıkları için öldürüldü.
12 kişi binleri kurtardı
Şengal Dağı’na sığınanlara PKK’liler yardım etti.İlkin 12 kişilik bir güç ile Ezidilerin yardımına giden PKK’liler, kamuoyunda “12 Süvari” olarak adlandırıldı. Dağa sığınan yüz binlerce Ezidinin IŞİD’in eline geçmesinin önünü alan PKK’liler, müdahaleleriyle IŞİD’in Şengal Dağı’na girmesine engel oldu. Aynı anda Rojava’dan Ezidilerin yardım çağrılarına kulak veren YPG/YPJ güçleri de, Rojava-Şengal arasında insani bir koridor açarak, orada bulunan Ezidileri güvenli bölgelere nakletti.
Şengal Direnişi
Şengal’in tamamen IŞİD işgaline girmesinin önünü alan güçler, Şengal Dağı’ndan kent merkezinin Sitti Zeynep Mahallesi’ne uzanan bir hat oluşturdu. Zamanla örgütlenen Ezidi gençler ise, Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ) ve ŞengalKadın Birlikleri(YJŞ) çatısı altında örgütlenerek, kendilerini ve yurtlarınıIŞİD’e karşı korumaya çalıştı. Bu şekilde tam 11 ay boyunca IŞİD’e karşı direnen YBŞ/YJŞ güçleri, soykırımın daha fazla katmerleşmesini engelledi.
Fermanın boyutları
Bugüne kadar Şengal’in çeşitli yerlerinde 68 toplu mezar bulundu. En büyük mezarda ise yaklaşık 200 kişinin cesedinin bulunduğu tahmin ediliyor. Halen toplu mezarlar çıkmaya devam ederken, toplu mezarların en çok bulunduğu yerler ise Koço, Solax, Herdan, Ramusî ve Kapusî köyleri oldu.
Esir düşenler
Ocak 2015’in işgal koşullarında Şengal Kurucu Meclisi oluşturulurken, bu meclis çatısı altında çalışmalar yürütüldü. Özerk bir Şengal için ilk adım olarak da değerlendirilen kurucu meclis; hizmet, eğitim, kültürsanat ve güvenlik başta olmak üzere birçok konuda sorumluluk üstlendi. Ezidiler böylelikle kendilerini korumaya başladı. Bunun yanı sıra Ezidi Özgür Kadın Hareketi de (TAJÊ) kurularak, toplum ve kadın çalışmalarına ağırlık verildi. YBŞ ve YJŞ güçlerine katılım ise her geçen gün arttı. TAJÊ bünyesinde oluşturulan Esir Kadınları Kurtarma Komitesi, bugüne kadar IŞİD’e esir düşmüş 500’den fazla kadın ve çocuğu kurtardı. Kurtarılanlar özellikle Rakka, Musul ve Dêra Zor’da IŞİD’in elinde esir olarak kalıyordu.
Şengal’in kurtuluşu
Şengal’in 13 Kasım 2015’te tamamen IŞİD’den kurtarılmasından sonra, 2017 yılında Şengal Demokratik Özerk Meclisi ilan edildi. Ezidi halkının korunması için 23 maddeyi kamuoyuna duyuran özerk meclis, Ezidilerin korunması için uluslararası güçlerden de duyarlılık talep etti. Şengal’in özgürleştirilmesi ve yeniden örgütlendirilmesi, fermandan dolayı giden ailelerin dönüşünü de beraberinde getirdi. Binlerce aile yıllar sonra yerine yurduna yeniden dönmeyi başarabildi.
Kadın direnişine saldırı
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu Üyesi, TJA aktivisti ve yazarımız Ayşe Gökkan, Ezidi kadınların IŞİD’e karşı yürüttüğü mücadeleyi değerlendirdi. Şengal’in Irak hükümetinin koruması altında olmasına rağmen IŞİD’in Musul’dan elde ettiği silahlarla Şengal’e saldırdığını dile getiren Gökkan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın IŞİD’in Şengal’e saldıracağı yönünde uyarısı olduğunu belirtti. IŞİD’in Şengal’e yönelik saldırısının uluslararası güçler tarafından bilinmesine rağmen sessiz kalındığını söyleyen Gökkan, “Öcalan zindan koşullarında bunu biliyordu. Uluslararası güçler nasıl bilmez?” diye sordu. Şengal’e yönelik saldırının tüm dünyanın utancı olduğunu belirten Gökkan, IŞİD’in KDP ve Irak hükümetinin politikalarından güç aldığını ve Şengal saldırısıyla bu gücünü kanıtlamaya çalıştığını söyledi. Özellikle kadınlara yönelik saldırı ile bunun ortaya çıktığını ifade eden Gökkan, “Şengal’de kadınlara saldırıyla bütün dünyaya mesaj vermek istediler” dedi. IŞİD’in 5 bin yılda kadına uygulanan politikaları Şengal’de uyguladığını söyleyen Gökkan, “Kadınların pazarda satılması, işkence ve tecavüze maruz bırakılması, çocuklarının ellerinden alınması… Bunlar, 5 bin yıl boyunca kadınlar üzerinde uygulanagelen politikalardır. Bu nedenle bütün dünya kadınlarına verilen sıradan bir mesaj değildi. Kadın direnişine verilen mesajdır” diye konuştu
Şengal Dağı’nın dili olsaydı…
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, Şengal’e yönelik saldırıya ilişkin Jinnews’ten Şehriban Aslan’a konuştu.IŞİD saldırısından sonra 450 binden fazla Ezidi’nin göç ettiğini, bunların 150 bininin Şengal Dağı’na sığındığını söyleyen Feleknas Uca, 7 bin kişinin IŞİD tarafından esir alındığını, halen 3 bin kişinin esir olduğunu paylaştı. Şengal özgürleştirildikten sonra Ezidi halkının topraklarına geri dönerek meclislerini kurduğunu, öz savunmasını aldığını, diplomasi çalışması yürüttüğünü, siyasi parti kurduğunu, 70 yaşındaki kadınların da mevzilerde yerini aldığını söyleyen Feleknas Uca, kadınların tüm insanlığı savunduklarını dile getirdi. Êzidilerin yaşadığı Mardin Midyat’ta bulunan AFAD kampında kalan Ezidilere de değinen Feleknas Uca, yanlarına gidilmesine izin verilmediğini söyledi.IŞİD saldırıları esnasında bir çocukla konuştuğunu ve çocuğu intihar etmemesi için ikna etmeye çalıştığını belirten Uca, “Çocuğun adı Hayat’tı ve 17 yaşındaydı. Erkek kardeşi onu arayıp konuşmamı ve intihar etmemesi için ikna etmemi istedi. 10 dakikadan fazla konuştum ama ikna edemedim. Bana dediğitek şey ‘Ele geçmemek için intihar edeceğim.’ Benim için hayatımdaki en büyük acı buydu, ikna edemememdi. Telefonda konuşurken yaşamına son verdi” diye vurguladı. “Şengal Dağı’nın dili olsaydı da 3 Ağustos’a yaptığıtanıklığı anlatsaydı” diyen Felek Uca, “Keşke Şengal Dağı’nın dili olsaydı da anne babasını kaybeden çocukların aç susuz nasıl yaşadıklarını anlatsaydı. Dili olsaydı da Devreşê Evdê’nin torunlarının şu an kendilerini nasıl savunduğunu da anlatsaydı” ifadelerini kullandı.