7 Haziran 2015 genel seçimlerinde ilk kez feminist kimlikli bir milletvekilimiz olmuştu. Filiz Kerestecioğlu… Hepimiz, HDP’nin barajı aşarak çok sayıda milletvekili ile Meclis’e girmesinin yanında Filiz için ayrıca sevinmiştik. Feminalı rozeti ile genel kurulda konuşurken ise duyduğumuz heyecanı tarifleyemem. Çünkü ilk kez Meclis’te feminist siyaset yapma alanı açılacaktı. Feministler adına konuşacak bir temsilci oradaydı ve şimdiye kadar mekanda büyüklü küçüklü gruplarla ya da forumlarda fikri, sokakta ise fiili düzeyde yürüyen siyasetimiz parlamentoya da aktarılacaktı.
2015’ten bugüne Meclis’teki temsilcimiz sadece feminist talepleri, kadınların taleplerini, kadın cinayetlerini, erkek şiddetini ya da çocuk istismarını dile getirmedi. Baskıların arttığı ve seçilenlerin hukuksuzca tutuklandığı bir dönemde grup başkanvekili sıfatıyla partisini sırtında taşıdı. Kendisi ayrıca bir avukat da olduğundan zaten hak ihlalleri ile çevre ve doğa meseleleri de onun gündeminde idi. Söylenmesini istediğimiz ne varsa söyledi, ne istersek yaptı. Meclis’te oturmadı da sadece. Hep aramızda, Meclis’e geldiği yerdeydi. Bugün seçim bölgesi değişti ve biz onu İstanbul’dan başka bir seçim bölgesine göndermenin üzüntüsünü yaşadık ama biliyoruz ki Filiz
Kerestecioğlu bizi temsilen yeniden parlamentoda olacak, bu kez Ankara’dan.
24 Haziran 2018 seçimlerine çok az kalmışken bizler bir feministi daha Meclis’e göndermek üzere olmanın heyecanını yaşıyoruz. O feminist Züleyha Gülüm. O da bir avukat. İstanbul 3. Bölge adayı ve seçilmesi çok olası. Ben zaman zaman onunla seçim bölgesindeki çalışmalara katılıyor ve nasıl çalıştığını, başta kadınlar olmak üzere halkla nasıl temas ettiğini görüyor, biliyorum. Onun hem şimdiye kadar ki feminist siyasetine , hem aktivizmine zaten tanığım. Züleyha İstanbul’un 3. bölgesinde yani Bakırköy ile Silivri arasında kalan bölgede durmaksızın çalışıyor. Hatta bazen kendi seçim bölgesi dışına da gidiyor. Her gün ona gönderilen kampanya programına göre ilçelerde seçim bürolarını, kadın seçim bürolarını açıyor, kadınlarla ve yurttaşlarla buluşuyor.
Önceki gün onunla birlikte Bağcılar’da hem bir seçim bürosu açılışına hem de esnaf ziyaretine katıldım. Bağcılar HDP’nin oylarının oldukça fazla olduğu, yaşam biçimi olarak da Alevi nüfusunun varlığına rağmen İslamcı bir bölge. Feminist bir milletvekili adayı olarak ve görünümü itibarıyla da farklı bir hayat tarzına sahip olduğu belli olan Züleyha Bağcılar’da sadece kadınlar tarafından değil erkeklerce de samimiyetle karşılanıyor ve çok da yadırganmıyor. Hatta esnaf, bir kadın milletvekili adayının kendilerini ziyaret etmesinden son derece memnun. ‘Oyumuz en çok da sana abla’ diyen her yaştan erkek semt sakini ile karşılaşıyoruz. Bu biz feministler açısından elbette şaşırtıcı fakat sevindirici de. Çünkü giyimine, yaşamına, düşüncesine, kahkahasına, eteğine, elbisesine, dekoltesine muhafazakâr akıldan ve erkeklerden her daim müdahale gören kadınlar, sokaklarda dindar ve muhafazakâr semtlerde oldukları gibi siyaset yapmaya çalışıyorlar, biz de varız diyorlar ve olumlu tepkilere hiç alışık değiller.
Mor ve rahat eteği, askılı bluzu ve makyajı ile arkadaşımız Züleyha Gülüm, eşitlik için, kadınların özgürlüğü için, bedenimiz için, emeğimiz için, barış ve adalet için seçim propagandası yapıyor, oy istiyor ve o her halinden de belli olduğu üzere bir feminist. Elbette onun hedef kitlesi bu nedenle en çok kadınlar ve kadınlar onu görünce boynuna sarılıyor, bir kadın aday olarak onu yaşam alanlarında görmenin sevincini ayrıca ifade ediyorlar. Siyasetin bu kadar takım elbiseli, kravatlı ve erkek olduğu yerde toplumun her kesiminden kadın kendi cinsinden birini temsilci adayı gördüğünde haklı olarak mutlu oluyor. Asgari ücretle tüm gün mağazada ayakta duran işçi genç kadın da, ‘oruçluyum ve daha eve gidip bir dünya yemek yapacağım’ diyen ev içi emekçisi kadın da, ‘partide de bir sürü iş var evde de, nasıl yetişeceğim’ diyen aktivist kadın da feministlerin parlamentoya talip olmasından çok mutlu ve heyecanlı. Çünkü onların sorunlarının tek çözümü feminizmde, feministlerde. İşte o nedenle
FEMİNİSTLER MECLİS’E !