Bu ülke topraklarında yaklaşık yüzyıldır demokrasi için, halkın çıkarları için mücadele eden yüzlerce devrimci yaşamını kaybetti. Binlerce insan işkence gördü ve hala binlerce insan tutuklu. Hiçbirini unutma hakkımız olmadığı gibi onların ütopyalarını gerçekleştirme iddiasını taşımak devrimciler için devrimci görevdir.
Devrim, her zaman sadece merkezi siyasi iktidarı tamamen ele geçirmek değildir. Devrim halkı yok sayan bozuk sistemin yarattığı politik otoritelere meydan okumaktır. Bu nedenle devrim mücadelenin kalıcı politik güce dönüşmesi ile sürekli ve kesintisiz olarak devam etmesidir.
Sosyolog Marcello Musto, “Paris Komünü ömrü sadece 72 günle sınırlı kalmış olsa da 19. yüzyıl işçi hareketinin en önemli siyasi olayı olarak tarihe geçti ve aylar süren zorlukların yıprattığı kitlelerin umudunu yeniden yeşertti. Yoğun nüfuslu bölgelerde ortaya çıkan komiteler ve gruplar destek verdi, kentin her köşesinde yeni bir dünyanın kuruluşunu planlamak ve komünle dayanışmak için inisiyatifler oluşturdu. En yaygın duygulardan biri bunu başkalarıyla paylaşabilme arzusuydu. Komüne can veren bir liderin ya da birkaç etkili ismin itmesi değildi, kolektif boyutuydu. Kadın erkek bir araya gelerek gönüllülükle bir ortak kurtuluş tasavvurunun peşine düşmüşlerdi. Özyönetim bir ütopya değildi. Esas görev halkın kendisini özgürleştirebilmesiydi” olarak değerlendiriyor.
Çok farklı tarihsel süreçler olmakla birlikte toplumsal değişim ve dönüşümü örneklemek açısından Fatsa devrimi Türkiye’nin “Paris Komünü”dür, diyebiliriz.
Fatsa’da Fikri Sönmez, 14 Ekim 1979’da devrimcilerin adayı olarak bağımsız belediye başkanı olarak seçildi. Ama gerçek şu ki Fatsa’da yerel devrim seçimlerden sonra gerçekleşti.
Fikri Sönmez’in doğrudan demokrasiyi pratik olarak uygulaması halk komitelerinin iradesinin yönetime katılması Fatsa devrimini sürekli ve kesintisiz olarak günümüze kadar önemli bir deneyim olarak taşımıştır. Fatsa, Fikri Sönmez nezdinde devrimcilerin özelde Devrimci Yol hareketinin politik ideasının pratiğidir. Bu iddianın bugün için devrimci demokrat, sisteme muhalif belediye başkanlarının sahiplenmesi Fatsa devriminin sürekli ve kesintisiz devamı anlamına geliyor. Bugün için bizlere düşen görev yerel devrimleri çoğaltmaktır.
Fatsa Türkiye tarihinde denebilir ki devletin ilk kayyum atadığı belediyedir.
Ayrıca hatırlamak gerekir ki, Fikri Sönmez’le aynı dönem Batman’da seçimi kazanan Edip Solmaz’a siyasi iktidar kayyum atamaya dahi gerek görmedi. 28 gün süren belediye başkanlığı görevine 12 Kasım 1979’da uğradığı silahlı suikast sonucu öldürüldü.
TSK’dan istifa ederek Belediye Başkan Adayı olan genç teğmenin suçu, Batman’ın sol, sosyalist, Kürt dernek ve örgütleri ile o dönem aktif olan öğrenci hareketleri tarafından desteklemesidir.
31 Mart 2024 yerel seçimleri sonucunda belediyelerin kayyumlardan geri alınması çok sayıda devrimci demokrat belediye başkanının yerel demokrasiyi inşa etme fırsatını yeniden yakalaması, Fikri Sönmez ve Edip Solmaz’ı ölümsüz kılmasıdır.
AKP’nin “Hizmet Belediyeciliği” fikri önce itibar kazanmıştır, sonra zayıflamıştır ve şimdi çökmüştür. Sol kesimlerin ve CHP’nin kullandığı “Sosyal Belediyecilik” Ankara özelinde “Mansur Yavaş belediyeciliği” kavramı umarız “Hizmet Belediyeciliğine” dönmez. Bugün için bütün belediyeler kent halkının dezavantajlı kesimlerine ayrıcalıklı hizmetleri sunmaktadırlar. Yaşlılardan engellilere, kadınlardan dar gelirlilere belediyelerin hizmet ağı vardır. Yerel yönetimler ile halk arasındaki ilişkiyi sadece yardım etme ilişkisine hapsetmek, merkezi siyasi otoriteye sadık kitleler yaratmayı hedeflemektedir. Bu hizmet belediyeciliği AKP’nin zihinsel dünyasında dayanışmadan öteye kendi siyasi geleceğinin rüşvetidir.
Sadece belediye başkanının halka yardım eden bir figüre dönüşmesi onu “İyi” belediye başkanı yapar, ancak demokrat belediye başkanı yapmaz. Halkın doğrudan yönetime katılma hakkını sağlayacak meşru kurulların oluşturulmasıdır.
İklim krizinin giderek derinleştiği, ekolojik yıkımın arttığı günümüzde yerel yönetimlere önemli sorumluluklar düşmektedir. “Belediyecilik” yerine “Ekolojik Demokratik Yerel Yönetim” anlayışını hayata geçirmek kaçınılmaz bir hale gelmiştir.
Gerçek bir dönüşüm sağlamak ülke ve dünya çapında bir sistem ve paradigma değişikliği ve seferberliği gerektirir. Böylesi bir yaklaşım yerelden ve yerinden ilkesiyle hayata geçirilmelidir. Bu nedenle Yerel Yönetimlerin bu seferberliği başlatacak adımları planlamak ve başlatmak Fatsa devriminin devamını sağlar.
4 Mayıs 1985’te cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Fikri Sönmez’i ve 1979’da öldürülen Edip Solmaz’ı saygıyla anıyorum.