Savaş politikalarıyla yoksulluğun arttığı Kurdistan kentlerinde pazara çıkan kadınlar, temel gıdalarını bile alamadıklarını belirterek, ‘Fakirler ölüyor, zenginler ise daha zengin oluyor’ dedi
Milyonlarca insan açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşarken, iktidarın savaş yatırımları devam ediyor. Ülke genelinde derin bir ekonomik kriz yaşanırken, Kurdistan’da ise yürütülen özel savaş politikalarının da etkisiyle toplum açlığa ve varlık içinde yoksulluğa sürükleniyor. Kurdistan’ın temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığın savaş politikaları sonucunda işlevsizleştirilmesi, “topraksızlaştırma” ve “insansızlaştırma” politikaları sonucunda toprağın işlenemez ve işletilemez hale getirilmesi izlenen temel politikalardan.
Savaş yatırımı ile yoksulluk arttı
Askeri operasyonların sık yapıldığı ve özel savaş politikalarının merkezlerinden biri olan Mêrdîn de ekonomik krizin yarattığı yoksulluktan nasibini alan kentlerden.
Tarım ve hayvancılık kenti olan Mêrdîn’in en büyük en büyük ilçesi Qoser’de (Kızıltepe) tablo yoksulluğun boyutlarını yansıtıyor. Resmi nüfusu 271 bin 307 olan ancak mülteci ve sığınmacıların yoğun yaşadığı ilçelerden biri olması nedeniyle nüfusu 300 binin üzerinde olan Qoser’de yurttaşların büyük oranı açlık sınırının altında olan asgari ücretin de altında çalışıyor.
Kent ekonomisinin göstergesi olan pazar alanında meyve ve sebze etiketlerinde artık kilogram yerine “yarım kiloluk” fiyatın yazılması yoksulluğun geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Ekonomik krizden en çok etkilenenler ise kadınlar oldu.
48 bin TL ilaç param sadece!
Her şeyin çok pahalı olduğunu ifade eden Makbule Önder, ” Aylık bin TL ile geçinmeye çalışıyoruz. Bin TL para mıdır? Pazara getirsem bir şey alamadan bitecek. Maaşımız yok, bir şeyimiz yok. Eşim de çalışmıyor. Pazara geldim ama bir şey alamıyorum. Pazara 300 TL ile geldim ama bu parayla ne alabilirim ki? Bir kilo asma yaprağı 150 TL. Ne alacağım ne alamayacağım? Şeker hastasıyım, tansiyon hastasıyım iğnelere ilaçlara 48 bin TL ödemek zorunda kalıyorum. Bunu nasıl ödeyeceğim?” diyerek yaşadığı yoksulluğu özetledi.
500 TL sadece akşam yemeğine yetiyor
Selwa Omer ise “500 TL, ancak akşam yemeğine yetiyor. Paramız yetmediği için temel ihtiyaçları alabiliyoruz sadece. Meyve alamıyoruz. Fiyatların düşmesi gerekiyor. Geçinemiyoruz. Evde 10 kişi yaşıyoruz ancak çocuklara bir meyve alamıyoruz” dedi.
10 bin TL’ye üç kişi geçiniyoruz!
Şükriye Ballıbey de, ” Ayda 10 bin TL maaş ile 3 kişi geçinmeye çalışıyoruz. Et alamıyoruz. Kırmızı eti yılda bir defa Kurban Bayramı’nda yiyebiliyoruz. Tavuğu ise iki ayda bir alabiliyoruz. Fiyatların düşmesini istiyoruz” dedi.
Münevver Yusuf da, “Ayda bin 200 TL maaş alıyorum. 4 kişi bu parayla ayı geçirmeye çalışıyoruz. Kardeşlerim bana destek oluyor. Fiyatların ucuzlaması gerekiyor. Fakirler ölüyor, zenginler ise daha zengin oluyor” diyerek tepki gösterdi.
Temel gıdaları bile alamıyoruz
Bedia Ertaş ise, “Kayısının kilosu 50 TL. Domates 25, biber 40 TL. Bunlar bedava. Yoksul insanlar ölsünler mi? 500 TL ile pazara geliyorum en acil ihtiyaçları alıp gidiyorum. Et, meyve alamıyorum. Domates, biber, patlıcan, soğan, patates gibi temel sebzeler alıyorum” dedi.
Esma Ok da yaşadıklarını şöyle ifade etti: “Her şey çok pahalı. Doğru dürüst meyve alamıyoruz. 4 bin TL ev kirası ödüyoruz. 6 kişi 15 bin TL maaşla geçinmeye çalışıyoruz.”
Haber: Öznur Değer / JINNEWS