Türkiye’de darbe anayasasının hükümlerinin dahi tam yerine getirilmediği bir dönemde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sık sık ‘özgürlükçü’ yeni anayayasadan bahsettmesi akıllarda soru işaretleri bırakıyor
İktidara geldiği 2002 yılından bu yana 1982 anayasası’nı değiştirme vaadinde bulunan AKP, 12 Eylül dönemini aratan uygulamalarla sistem krizini derinleştirdi. Siyasi sıkışmışlığın açığa çıktığı her dönem “yeni anayasa” açıklaması yapan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, adeta demokrasiye, hak, hukuk ve adalete rahmet okunduğu bir dönemde, “sivil ve özgürlükçü bir anayasa için çabalarımızı yoğunlaştıracağız” iddiasında bulundu. AKP Meclis grubunun Meclis’in açılacağı 1 Ekim’den itibaren yeni anayasa için parlamentoda grubu olan diğer partilerle görüşmelere başlayacağı belirtiliyor.
Kapılar çalınacak
Erdoğan, “Meclis grubumuz parlamentoda grubu olan diğer partilerle görüşmek suretiyle ‘Gelin bir sivil anayasayı beraber yapalım’ davetimizi iletecek. Kabul ederler etmezler, ama biz şu anda kapıları çalacağız. Bundan dolayı da herhangi bir nazlanmaya falan gerek yok. Arkadaşlarıma da gereken talimatları verdim. Grup Başkanımız Abdullah Güler Bey’e ‘Hemen gereken suretle görüşmeleri yapın’ dedim” ifadelerini kullandı. “Mevcut anayasa ‘Türkiye Yüzyılı’na yakışmayan bir yapıdadır” diyen Erdoğan, “Umarım uzlaşı içerisinde Türkiye’ye yakışır birlikteliği ortaya koyarak anayasa metnimizi ortaya çıkartırız” diye konuştu.
Nasıl bir anayasa?
Yeni anayasada “Kürt sorununun çözümü”, “Temel hak ve özgürlükler”, “Kadın özgürlüğü”, “Demokrasi” gibi konulara öncülüklü verilmesi gerekiyor. İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde birçok kez Öcalan da yeni anayasa vurgusu yaparak, yeni anayasada olması gereken temel konuların ne olması gerektiği konusunda iktidara ve muhalefete birçok alternatif ile yol göndem gösterdi. Avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin demokratik bir anayasa ihtiyacının zorunlu olduğunun altını çizen Öcalan, demokratikleşme sorununun ise başta Kürt sorunu çözümünden geçtiğini ve anayasaya dair sürekli uyarılarda bulundu.
Öcalan’ın anayasa önerisi
Demokratik bir anayasa olmadan barışın olamayacağını belirten Öcalan, “Kürtlerin hakları güvenceye alınmalı”, “Siyasi diyalog önerisi Kürtlerle Türklerin ortak anayasası olmalı” “Bizim çözümümüz demokratik anayasadır’, “Kadın özgürlükçü bir Anayasa”nın hazırlanması gerekir” demişti. Öcalan, “Oligarşik anayasadan değil, demokratik anayasadan yanayız; tek ulustan değil, demokratik ulustan yanayız. Oligarşik bir cumhuriyetten değil, demokratik bir cumhuriyetten yanayız. Tekçi vatandan değil, demokratik vatandan yanayız” diyerek, Türkiye için nasıl bir anayasa ihtiyaç olduğunu anlattı.
Yasakçı Anayasa
Öcalan’ın altını çizdiği ve sık sık vurguladığı Demokratik anayasa ile Erdoğan’ın dile getirdiği anayasa arasında ciddi farklılıklar var. Yeni anayasaya dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, tüm partilere çağrı yaparak kapılarını çalacaklarını belirtti. Öcalan’ın vurgaldığı başlıkların aksine Erdoğan’ın yapmayı istediği yeni anayasada “ilk dört madde”, “Başörtüsü”, “Dokunmazlıklar”, “Irkçılık ve nefret söylemi” gibi konular yer alıyor. İktidarın mevcut 12 Eylül darbe anayasasını bile uygulamadığı ve gerisine düştüğü eleştirileri yapılırken, AKP’nin yeni anayasının darbe anayasının bile gerisinde olma endişesi yaşanıyor.
Dokunulmazlıklar
Milletvekili dokunulmazlıklarıyla ilgili de yeni anayasada düzenleme yapılabileceği konuşuluyor. Yeni düzenlemede, “kamu vicdanının kabul etmeyeceği her türlü bölücülük faaliyetlerinin dokunulmazlık kapsamı dışında kalmasını sağlayacak bir maddenin yeni anayasada yer alabileceği” kaydediliyor. 2016’da CHP’nin de destek verdiği “Milletvekili dokunmazlıkları”nın kaldırılması sonrasında birçok HDP’li milletvekili cezaevlerine atılırken, şimdi geri kalan kısmi dokunmazlık da yeni anayasayla kaldırılmak isteniyor. Böylece 12 Eylül darbe anayasında bile olmayan madde ile Kürt ve demokratik güçlerin Meclis’e taşıyacağı vekiller bile ‘yeni’ anayasa ile özel olarak dokunulmazlık kapsamı dışına çıkarılacak.
HABER MERKEZİ