PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kalkması için başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevleri sürerken, destekler de artıyor. Tutuklular, tutuklu aileleri, yurttaşlar ve vekiller açlık grevlerine ilişkin mesaj verdi. Bandırma 1 Nolu T tipi Cezaevi’nde açlık grevinde olan tutuklular aileleri aracılığı ile gönderdikleri mesajda, eylemlerini başarıya ulaşana kadar devam ettirecekleri mesajını verdi.
‘Başarıya ulaşacağız’
Tecride karşı açlık grevine giren tutuklulardan biri Bandırma 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Engin Okuducu. Okuducu, 5 Ocak’tan bu yana cezaevindeki arkadaşları Siraç Keskin, Abdullah Kaya, Şeyhmus Can ve Zinar Doğan ile birlikte süresiz dönüşümsüz açlık grevinde. Okuducu ailesi aracılığıyla şu mesajı paylaştı: “Burada bizler bir direniş içerisindeyiz. Tüm topluma sirayet eden mutlak tecridin kaldırılması için direniyoruz. Eylemimizden vazgeçirmeye çalışıyorlar ama bizler direnişimizi yükselteceğiz. Arkadaşlarımla birlikte güçlüyüz. Bu eylemimizi ve direnişimizi sona kadar devam edeceğiz. Talebimiz karşılanana kadar direnişimiz sürecek. Direnişimizi başarıya ulaştıracağız.” Yeğeninin ve diğer tutukluların verdiği direnişin sesi olacaklarını ifade eden Okuducu’nun amcası Sabahattin Okuducu, tüm kesimleri tutukluların direnişine ses olmaya ve aynı talep için mücadeleye çağırdı. Tutuklulara yönelik cezaevi idaresi tarafından baskıların arttırıldığına dikkat çeken Okuducu, cezaevi idaresinin ailelerin de eylemciler üzerinde açlık grevini bırakmaları noktasında zorlayıcı olmalarının istendiğini söyledi.
‘Talep karşılanmalı’
İzmirli yurttaşlar, açlık grevlerine dair değerlendirmelerde bulundu. Tecridin kaldırılması talebinin çok yerinde olduğunu dile getiren Ümit Topçu, sistemin bilinçli bir şekilde talebi görmezden geldiğini söyledi. Topçu, “Bu süreçte alternatif desteklerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Öcalan’ın ailesiyle de kısa bir görüşme sağlandı. Ama bu görüşme, tecridin kaldırıldığı anlamına gelmiyor. Öcalan’ın muhataplarıyla görüşmesi gerekiyor ve bunun resmi ağızlardan açıklanması lazım” ifadelerini kullandı. Güven’in tüm Kürt halkının hassasiyetlerini gözeterek açlık grevine başladığını ifade eden Nusrettin Bayram da, onu yaşatmak için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Bayram, “Talebimizin karşılanmasını istiyoruz. Öcalan ile görüşmelerin başlanmasını istiyoruz” dedi. Güven’in bir kadın olarak açlık grevine başlamış olmasına farklı anlamlar yüklediğini vurgulayan Buse Ersöz de, devletin baskıyla eylemi bitirmeye çalıştığını belirtti. Ersöz, “Kazanacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Mücadele ettikçe daha güçlü ve dinamik yola devam ediyoruz. Destek olmak için gerekirse bizim de açlık grevine girmemiz gerekiyor” diye konuştu. Güven ve tutukluların en demokratik haklarını kullanarak açlık grevine başladığını dile getiren Şerafettin Yettim ise, “Bu eylemin halklara güç olduğunu düşünüyorum. Seçilmiş bir milletvekili açlık grevinde. İnsanım diyen herkesin açlık grevi eylemlerinde birleşmesi gerekir. Devlet gereken adımları atmalıdır” dedi.
‘Hukuksuzluk yayılıyor’
HDP’nin açlık grevi eylemlerine destek olmak amacıyla başlattığı nöbet eylemine katılan Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, tecrit, açlık grevi eylemleri ve hükümetin bu eylemlere dair takındığı sessizliğe ilişkin konuştu. Taşçıer, “Sayın Öcalan tutukludur ve temel hakları vardır. Ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı vardır. Bu Türkiye hukukunda var. Ancak kendi hukuklarını ayaklar altına alarak Sayın Öcalan ile görüşmeler engelleniyor” dedi. Taşçıer, DTK Eşbaşkanı Güven’in Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 3 ayı geride bırakan açlık grevine ilişkin şunları söyledi: “3 yıldır devam eden tecrit sistemine karşı başlatılan bir eylem var. Güven eylemini 3 aydır sürdürüyor ve kritik bir aşamaya ulaştı. Talepleri karşılanmadan eylemini sonlandırmayacağını söyledi. Cezaevlerinde de aynı direniş devam ediyor. Ancak hükümet bu talebi yerine getirmemekte ısrar ediyor.” Güven’in tecridin kaldırılması talebinin siyasi bir talep olmadığının altını çizen Taşçıer, bunun hukuki bir talep olduğunu söyledi. Toplumsal muhalefetin güçlenmesi gerektiğini vurgulayan Taşçıer, “Sivil toplum kuruluşları, insan hakları kurumları, demokrasi savunucuları hep birlikte tecride karşı ortak tavır sergilemelidir. Ancak bu şekilde tecridi kırabiliriz” ifadelerini kullandı. Taşçıer, tecridin kaldırılmasına karşı yürütülecek mücadelenin Kürtlerle sınırlı olmaması, Türkiye halklarının da bu talebi sahiplenmesi gerektiğini söyledi. ‘Taşçıer, hukuksuzluğun tüm Türkiye’ye yayıldığını belirtti.
Tatlıcı çocuğun serzenişi
Leyla Güven’in evinin bulunduğu Bağcılar Mahallesi Aram Tigran Caddesi üzerindeki bir marketin önünde kurulu tezgahta tatlı satan Mustafa adlı çocuk, günlerdir her gece tanık olduğu manzarayı anlattı.Her akşam saat 19.00’da polisin caddeyi abluka altına almaya başladığını söyleyen Mustafa, saat 20.00’de ise HDP’lilerin Güven’i ziyaret etmek için geldiklerini aktarıyor. O saatlerde sürekli kurulan polis ablukasının nedenini merak eden yurttaşların “Ne oluyor?” sorularına yanıt vermekten yorulsa da her bir soruyu cevaplayan Mustafa, milletvekili Güven’in tecride açlık grevi eyleminde olduğunu anlatıyor. Mustafa’nın, yapılan bu eylemlere dönük gelişen polis müdahalelerine dair ağzından çıkan cümle ise; “Bu zulümdür abê” geçebiliyor. Ama bazen bir kişiye 20 polis geliyor ve izin vermiyorlar.” Eylemlerin yetersiz olmasını “Diyarbakır suskun abê” sözleriyle eleştiriyor.
HABER MERKEZİ