Paris’te katledilen Kürt kadın hareketi öncülerinden Emine Kara’yı (Evin Goyi) anlatan yoldaşlarından Cahide Goyî, Kara’nın tüm hayatını mücadeleye adadığını ve ‘Özgürlük militanı’ olduğunu söyledi
Fransa’nın başkenti Paris’te Kürtler 9 Ocak Katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in 10’uncu yılı vesilesiyle kapsamlı bir etkinliğe hazırlanırken yeni bir katliamla daha sarsıldı. 23 Aralık’ta Kürt Kültür Merkezi, bir Kürt restoranı ve Kürt kuaför salonuna silahla saldırı yapıldı. Saldırıyı yapan William M. adlı(69), tetikçi üç Kürdü katletti üçünü de yaraladı. Kürt kadın hareketinin öncülerinden, Kuzey ve Doğu Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Evîn Goyî (Emine Kara), Kürt sanatçı Mîr Perwer (M. Şirin Aydın) ve Kürt yurtseveri Abdurrahman Kızıl katledildi.
23 Aralık’ta bugüne kadar Kürtlerin katliama karşı öfkeleri dinmedi. Kürtler ve dostları tıpkı birinci Paris katliamdaki gibi bu katliamda da Türkiye’nin rolüne dikkat çekti. Özellikle kadınların hedef seçilmesinin tesadüf olmadığı ifade edilirken, yürüttükleri mücadeleden geri adım atmayacaklarına da ifade ediyorlar.
Kadın özgürlük mücadelesinin öncü isimlerinden olan Evin Goyî, 1977 yılında Şirnex’in Qileban ilçesine bağlı Hîlal köyünde doğdu. Goyî, 1988 ‘de PKK’ye katılır, ailesi ise 1993-1994 süresinde yoğun baskı ve saldırılardan kaynaklı Güney Kurdistan’a göç etmek zorunda kaldı. Birçok alanda mücadele yürüten Goyî, IŞİD’in Rojava’ya saldırısı sürecinde oraya geçerek mücadele yürütür. IŞİD’in yenilgisinde önemli bir rol oynayan Goyî, burada yaralanır ve tedavi için Avrupa’ya gider.
Özgürlüğe sevdalı
Goyî’nin özgürlük mücadelesinde büyük emek verdiğini söyleyen Cahide Goyî, “O küçüklüğünde de güçlü özellikleri olan biriydi. Özgürlük mücadelesinde de bu özelliklerini geliştirdi. Her açıdan güçlü ve bilinçli bir kadın mücadeleci oldu” diyen Cahide Goyî, “Kurdistan coğrafyasını sevmesi, yoldaşlığı ile tanınıyordu. Bu onun en belirgin özellikleriydi. Bu yüzden özellikle belirtmek istedim. Herkesle güçlü bir arkadaşlık kurabiliyordu. Küçüklerle büyüklerle çok rahat ilişki kurardı. Onun yaklaşımlarında sınıf, ayırım ya hiyerarşik bir sistem yoktu. Bu yüzden de her zaman nazik ve güzel sözlüydü. Kolay kolay kimseyi incitmezdi. Gerçek bir militan ve yoldaştı” sözlerini kullandı.
‘Ülkesine sevdalıydı’
Goyî’nin Botan’ın fedakar ve emekçi bir kadını olduğunu belirten Cahide Goyî, onu ülkesine ve dağlarına olan sevgisi ile bildiğini dile getirdi. Cahide Goyî şöyle devam etti: “Ülkeye ve dağlara karşı hissettiği sevdanın ötesindeydi. Bunu onun gerillaya katılım süreci ile de anlayabiliriz. O süreçlerde bir kadının gerillaya, mücadeleye katılımı ayıplanıyordu. Goyîler arasında da bu anlayış hakimdi. Ama her ne kadar bu anlayış hakim olsa da içerisinde Evin gibi sevdalıları da büyüttü. Evin, sevdasıyla tüm korku ve ayıp duvarlarını yıkanlardan biri oldu.”
‘Kadınlar için öncü oldu’
Goyî’nin dağa çıkma sürecini anlatan Cahide Goyî, “Baskıların en fazla olduğu alanlardan biri Qıleban bölgesi idi. Aynı zamanda özel bir politika yürütülüyordu. Diyebilirim ki buradan katılanların tümü duygusal bir temelde intikam almak için katıldı. Çünkü başka bir yol yoktu. Bu yüzden de ya yüzlerini Kurdistan’ın dağlarına döneceklerdi ya da baskılar altında sisteme teslim olup yok olacaklardı. Tüm köylerimiz boşaltıldı, teslim almak için büyük baskılar yürütüldü. Evin, bu zulme ve aşiret zihniyetine karşı sevdasına sahip çıktı ve bölge kadınları için önemli bir öncü oldu. Küçük yaşta katılım yaptı ve o yaşta büyük bir etki yarattı. O dönemde partiyi yeni tanıyordum ve halkta da yeni yeni bilinç gelişiyordu. Kürtlerin yok sayılmasına karşı bir uyanış gerçekleşiyordu” ifadeleriyle ilk dönemlerde yaşadıkları bölgenin durumunu anlattı.
Komploya bitmeyen öfkesi
Goyî’nin 1998 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yanında olduğunu uluslararası komployu da burada fark ettiğini belirten Cahide Goyî, bunun onda büyük bir öfkeye neden olduğunu söyledi. Goyî’nin PKK Lideri’nin özgürlüğü için sürekli mücadele ettiğini kaydeden Cahide Goyî, “Özgür önderlik ve özgür ülke için elinden geleni yapıyordu. Bu konuda nasıl bir öncülük yapabileceğinin çabası içerisindeydi” dedi.
Kürt kimliğine saldırı
“Hakan Fidan, Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu faşizmleriyle bizi yok edemeyecekler” sözlerini kullanan Goyî’nin, “Çünkü bizin davamız haklı bir davadır. Kürt kadınları Rojava Devrimi’nde, Önder Apo’nun düşünceleri ile öncülük etti. Gücünü gösterdi. Evin arkadaş da o öncülerden biriydi. Orada mücadele ederken yaralandı ve tedavi için Avrupa’ya gitti. Yeni yıla giderken katledildi. Onun katledilmesi sadece bir Kürt kadının katledilmesi değil, o kimliğe karşı bir saldırıdır. Son yıllarda bunun çok örneği var. Sara’nın Paris’te, Nagihan Akarsel’in Silêmanî’de katledilmesinin amacı aynı. Evin arkadaş ardında büyük bir irade, inanç, sevgi mirası bıraktı bizlere” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haber: Medya Üren / AMED- JINNEWS