Ekonomik krizin yarattığı yoksulluk koşulları altında ezildiklerini ve bir çözüm bulamadıklarını dile getiren Vanlılar, birçok ihtiyaçlarını asgari düzeyde bile karşılayamadıklarını belirtiyorlar
Bütçe gelirlerinin savaş ve sermayeye aktarılması sonucu derinleşen ekonomik kriz, geniş halk kitlelerini etkiliyor. Yoksulluk, işsizlik artarken, geçim sıkıntısı her haneye yansıyor. Ekonomik krizi değerlendiren Vanlılar, barınma, gıda ve sağlık başta olmak üzere birçok ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılayamadıklarını dile getirdi. Kanser hastası olduğu için çalışamadığını belirten Kazım Çağan, “Geçinemiyoruz. Doğalgaz kullanmıyoruz. Elektrik kullanıyoruz ve elektrik pahalı, faturaların altından kalkamıyoruz. Odun ve kömür fiyatları fahiş fiyatlardan satılıyor. Bizler odun da alamayacağız, Allah yardım etsin. İki çocuğumun giderlerini de karşılayamıyorum. Geçen yıla oranla alım gücüm yüzde 80 düştü” diye konuştu.
‘Hayat zenginlere güzel’
Geçinemediğini belirten Alican Nayan, “İnşaatta çalışıyorum, sigortam yok ve 3 öğrencim var. Sabahtan bu yana Van’ın bütün dükkanlarını gezip, çocuklarıma 1 liraya daha ucuz okul eşyası alabilirim diye geziyorum. Onun hesabını yapıyorum, hayat zor” dedi. Ekonomik krizin hat safhada olduğunu belirten Nayan, “Geçen sene inşaat yevmiyesi 200 lira idi bir şeyler alabiliyorduk ancak bu sene 400’e lira olmuş yevmiye hiçbir şey alamıyoruz. Bu krizin nedeni bizi yönetenlerden kaynaklanıyor ve çözümde ancak yöneticiler çözebilir. Hayat zor, sabah akşam düşünüyoruz. Yarına nasıl çıkacağız diye düşünüyoruz. Çocuklarımızın yüzlerine bakamıyoruz. Hayat zenginlere güzel” diye belirtti.
Ekmek alamıyor, kira ödeyemiyoruz!
Halkın büyük kesiminin geçinemediğini vurgulayan Mehmet Aslan, “Bu toplumsal bir sorun ve buna karşı toplumsal bir çözüm olması gerekir” diyerek, şunları ifade etti: “İnsanlar ‘konuşursam başıma bir şey gelir’ diye korkuyor. İnsanlar evine ekmek götüremiyor, kirasını ödeyemiyor, kapılarda iş arıyor ama herkes kendi adamını alıyor. Hepimiz çok iyi biliyoruzki ülke 20 yıldır bir krallık sistemine dönüşmüş. Bu sistemin altında kendilerini destekleyen dinden, imandan, şereften bahseden bir kesim var. Bunlar robot ihtiyacını karşılayan ve ülkenin bütün imkanlarını ellerine geçirmişler. Alt tabakadaki kesim ise korku ve endişe içinde. Bunlar evine ekmek götüremeyenler” diye konuştu.
Çocuklar hesap soracak
Daha demokratik bir sisteme ihtiyaç olduğunu vurgulayan Aslan, şunları söyledi: “Bu anlamda sorunun temelinde daha demokratik bir sistemin olmaması ve kaynakları sosyal ihtiyaçlara göre ayıran bir yönetimin olmamasından kaynaklanıyor. Baktığınızda toplumda bireysellik almış başını gidiyor. ‘Ali, Veli ölmüş bana ne’ diyen bir düşüncedir bu. Bu aslında eğitim sistemi ile ilgili çünkü eğitimin içini boşalttılar ve doktoru çıkarcı, kaymakamı menfaatçi, valisi hırsız ve peşkeş çekiyor. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, maaş severler vatansever olmuş. Aybaşında 20 milyar maaş alıyorlar çünkü. Bir yol ihalesini 5 kez yapıyorlar. Bu ülke bu şekilde yönetilemez, gidişat kötü. Bütçede para kalmamış vergilendirme ile ayakta durulabiliyor. Bu da halkı zorluyor. Şu an Türkiye’de gladyo sistemi var ve bu sistemde ağa babalar var. Dün cacık satanlar bugün paravan şirketler açıyorlar. Bu ülkenin neresinde olursa olsun bu toplumun çocukları bunlardan hesabını soracak.”
‘Herkes perişan’
Geçinemediğini ifade eden Ahmet Beyazaltın da, “Etrafıma bakıyorum çalışabileceğimiz bir iş yok. Herkes perişan. Televizyonlarda ‘ben yol yapıyorum şunu bunu yapıyorum’ diyor bunların hepsi yalan. Ülke batağa saplanmış, eğitim bitmiş. Bunlara karşı dimdik duracak bir yönetim lazım. Kim olduğunun bir önemi yok, yeter ki insanları refaha kavuştursun. Allah bu yönetimin belasını versin! Başka da bir şey demiyorum” diyerek, yaşadıklarını özetledi.
‘Yakında açlıktan öleceğiz’
“Geçinebiliyor musunuz?” sorusuna, “Hayır, inan ki hayır, gerçekten hayır” şeklinde tepki veren Nuray Sayın, “Değil ben, hiç kimse geçinemiyor. Herkes maddi olarak kötü durumda. Bu krizin nedeni Tayyip Erdoğan, başka kim olabilir ki? O böyle devam ederse, hepimiz yakında açlıktan öleceğiz” dedi. Türkiye’de en büyük sorunun ekonomi olduğu ve insanların geçim sıkıntısı çektiğini hatırlatan Musa Salan, şunları söyledi: “Eskiden ekmek aslanın ağzında diyorlardı ama şimdi aslanın ağzını da geçti. Bizler artık geçinme denilen kavramı da aşmış durumdayız. Ekonomik kriz ve bugün geçinemiyor olmamızın temel nedeni bizleriz. Bizler hala onları iktidarda tutuyorsak, bu sorunun sebebi de bizlerden kaynaklanıyordur. Biz onu düşürmedikçe bu şekilde devam edecek.”
‘Her kurumdan hacizliyim’
20 yıllık esnaf Erol Can, yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: “Buraya binlerce turist geliyor ama ben yanı başımızdaki Edremit’e daha gidemedim. Gelirimiz hiçbir şekilde giderimizi karşılamıyor. 3 sene önce dükkanda 7 arkadaş çalışırken şu an 2 arkadaş çalışabiliyor. Onların parasını da doğru düzgün veremiyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, gerçekten kötü bir süreç. Derhal bu rejimin ve kafanın değişmesini istiyoruz. Büyük bir şey değil sadece iyi bir yaşam istiyoruz. Ben her kurumdan hacizliyim. Bitmişim ben, bunların sebebi bu iktidardır. Onlar özel uçakları ile yaşarken bizler de ölüyoruz, geberiyoruz.” İnşaatta çalıştığını belirten Fesih Öden, “2007 yılında bir günlük yevmiye ile beş kilo yağ salça ve 1 kilo çay aldım. Şu an bir ay çalışıyorum ancak bunları alabiliyorum. Et yemeyi unuttuk. Geçim yok. Bu krizin sebebi iktidar ve artık çözemiyorlar. Yeter artık” dedi.
‘Kırtasiye alışverişi de yapamadım’
Sokaklarda boyacılık yaparak geçimini sağlayan Emrah Kaya ise şunları söyledi: “Şu an zar zor karnımızı doyuruyoruz. Günlük aldığım para 100 lira da yetmiyor. O da müşteri olduysa 100 lira kazanabilirim, olmadığı zaman valla eve aç gidiyoruz. 3 çocuğum var. Beş kişiye de 100 lira ile bakılmaz. 3 çocuğumdan biri okula gidiyor. Kırtasiye alışverişi de daha yapamadım. Gittikçe batıyoruz. Bu krizin kimden kaynaklandığını hepimiz de biliyoruz, söylemeye bile gerek yok.”
Berivan Kutlu-Cengiz Özbasar / Van-MA