Depremde eşini, çocuğunu ve kayınvalidesini kaybeden Serpil Sungu, 60 kişiyle çadırda yaşıyor. Sangu, kira yardımı için ise ikametgah adresi göstermesi gerektiği söylendi
Depremin büyük yıkıma neden olduğu Dîlok’un İslahiye ilçesine bağlı kırsal Kerküt (Boğaziçi) Mahallesi’nde, enkaz altında kalan 80 kişi yaşamını yitirdi. Barınma ihtiyaçları henüz tam olarak karşılanmayan mahallede, halk yaralarını sarmaya devam ediyor. Çadırlarda yaşamaya devam eden yurttaşlar, soğuk havanın etkisiyle zor dönemler yaşıyor.
Yaşanan depremde bir çocuğunu, eşini ve kayınvalidesini kaybeden Serpil Sungu, sağ kurtarmayı başardığı 7 ve 15 yaşındaki çocukları ile birlikte yaralarını sarmaya çalışıyor. Deprem sonrası içeriden eşinin ve çocuğunun sesinin geldiğini belirten Sungu, “Oğlum, eşim, görümcem, kayınpederim ve kayınvalidem içeride kaldı. Oğlumun sesi geliyordu. Eşimde ‘Koltukların yanındayım’ diye bağırdı içerden. Onlara, ‘uyumayın’, ‘birbirinizle konuşun, yardım almaya gidiyorum’ dedim. Yağmur kar yağıyordu. Komşularımızda da hengame vardı. Her yerden sesler geliyordu. O ara da sürekli deprem oluyordu. Hava aydınlanınca çocuğum ‘Beni kurtar’ diyordu, saat 10.00’a kadar oğlum yaşıyordu, bana sesleniyordu, ‘Anne canım acıyor beni kurtar ’diye. Ama kimse yoktu. Benim çocuğum enkazın altında donarak öldü” dedi.
2 çadırda 60 kişi
Daha sonra komşularının yardımıyla görümcesinin, öğlen saatlerinde kayınpederinin de enkaz altından çıkarıldığını söyleyen Sungu, aradan geçen bir günün ardından köylüler ve maden ocağının göndermiş olduğu kepçe yardımıyla cenazelerini çıkarabildiklerini belirtti. Sungu, depremin ardından yaşadıklarını şöyle anlattı: “Depremden sonra 3 gün boyunca arabada kaldık. Ondan sonra 2 çadır geldi. O çadırları kendi imkanlarımızla kurduk. Çadırda 60 kişi kalıyordu. Sırayla yatıyorduk. Birisi kalkınca diğer uyuyordu.”
32’nci günde konteyner
Depremin 32’nci gününde kendilerine konteyner verildiğini ifade eden Sungu, ancak bir ikametgah yeri gösterdikten sonra yetkililerin kendisine kira yardımı verilebileceğinin söylendiğini aktardı. Sungu, “Şu an iki çocuğum hayatta. Ben burayı bırakıp gidemem. Çocuklarımla beraber buraya gelen psikologlardan destek alıyorum. Konteynerde iki çocukla nasıl yaşayacağımı bilmiyorum. Her şeyim evin altında kaldı. Hiçbir şeyim yok. Komşularım bana, ‘enkazın altında kalanlardan gözükenleri al’ diyor. Ama benim için görünen bir şey yok. Bu enkazı her gördüğümde kötü oluyorum, bu nedenle bir an önce kaldırılmasını istiyorum. Çocuklarımın eğitimine devam etmesini istiyorum. Şu an bir evde lazım olabilecek iğneden ipliğe her şeye ihtiyacım var. Herhangi bir gelirim de yok” diye konuştu.
Haber: Delal Akyüz / MA