Koronavirüs nedeniyle eve kapanmanın kadına şiddeti arttıracağı bugünlerde en çok konuşulan konuların başında yer alıyor. Çeşitli örgütlerden kadınlar, konuya ilişkin uyarılarda bulundu
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüse (Covid-19) karşı alınması gereken en önemli tedbirlerin başında evden çıkmamak geliyor. Türkiye’de vaka ve ölü sayısı gün geçtikçe vahim bir hal alırken, insanların kendisini izole etmesi, hijyenik alanlarda yaşaması isteniyor. Tedbirler kapsamında sosyal alanlar, işyerlerinin kapatılması da var. Yurttaşların birçoğu tedbir amaçlı evden dışarı çıkmıyor ancak eve kapanma durumu kadının iş yükünü daha fazla arttırırken, bir yandan da en fazla şiddete maruz kaldığı alan olan evlerde şiddetin artması tehlikesi de söz konusu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) üyesi Dilber Sünnetçioğlu, eve kapanma ile birlikte kadınların karşı karşıya kaldığı tehlikelere dikkat çekti.
Haklara erişim hakkı
Yaşam şartlarının zorlaşması ile birlikte kadınlara dönük şiddetin de arttığını dile getiren Dilber Sünnetçioğlu, “Her krizde bu böyle oldu. Krizlerde kadınlara daha fazla şiddet uygulanıyor. Koronavirüsten kaynaklı alınan bir takım kararlar var. Ama bu kararlar bütünlüklü olmalı. Kadınlar haklarına erişimde zorlanmamalı. Böyle bir ortamda kadınlar şiddet gördüğünde kolluk kuvvetlerine çok rahat ulaşabilmeli. Polise ulaştığında polisin davranışı ‘Ya biz virüsten dolayı kırılıp gidiyoruz. Sizin derdinize bakın’ gibi söylemlerde bulunmamalı. Hiçbir şey kadınları korumamanın bahanesi olamaz” dedi.
‘Kadınlar sessiz kalmasın’
Erkeklerin yaşanan bu krizde daha fazla şiddet uygulayacağını belirten Sünnetçioğlu, şöyle konuştu: “Ancak tekrar belirtiyoruz. Hiçbir şey şiddet uygulamanın bahanesi olamaz. Adam işsiz evde, sanki her şeyin sebebi kadınmış gibi davranıyor. İşten çıkartıldığı için patrona kızıyor. Patrona bir şey yapamadığı için geliyor evde kadına şiddet uyguluyor. Kadın bu şiddetten kaynaklı karakola da gidemiyor. Gittiği zaman orada nasıl bir manzara ile karşılaşacağını bilmiyor. ‘Koyun can derdinde kasap et derdinde’ diyecekler. Ama kadınlar da bir can savaşı veriyor. Kadınlar için koronavirüs kadar erkek şiddeti de tehlikeli. Kadınlar şiddet gördüğü zaman derhal bağıracak. Sessiz kalmasınlar. Mutlaka ses çıkarsınlar. Yardım istesinler. Virüsün öldürdüğü kadar erkekler de kadınları öldürüyor.”
‘Şiddet gizlenebilir’
Salgın döneminde ev içi şiddetin artabileceğine dikkat çeken Kampüs Cadıları’ndan Selina Sahra, virüs tehlikesinin yarattığı gündem ve evde kalmaların kadınların evlerde yaşadığı durumu görünmez kılacağının altını çizdi. Kadınların evin geçimini sağlamak üzerinden yaşadığı gerilimin ücretsiz izinler ve işten çıkarmalarla arttığını belirten Sahra, şöyle söyledi: “Evin içine hapsolmanın yarattığı belirsizlik ve gerilim kadınlara şiddet olarak dönüyor. Özellikle bugünlerde kadına yönelik şiddet ve cinayet haberlerinin virüs örtüsü altında gizlenebileceğine dikkat çekmek istiyoruz. Buna karşı hızla şiddet önleme mekanizmalarının aktifleştirilmesi önem kazanıyor. Kadınların şiddete maruz kaldıklarında destek isteyebileceği birimler aktif hale getirilmeli ve bu doğrultuda yerel yönetimlerin, kadın örgütlerinin dahil olacağı birimler oluşturulmalı. Bilinçlendirme çalışmaları medyasosyal medya vs. kanallarından dayanışma ağları kurulmalı, kadınların iletişim halinde olmasını süreklileştirmek gereklidir.”
‘Failler tahliye edilebilir’
Koronavirüs salgını nedeniyle cezaevlerindeki düşük suç kategorisindeki suçluları tahliye için bir tasarı oluşturulduğunu hatırlatan Selina Sahra, şunlara işaret etti: “Bu tasarı kapsamında cinsel istismar ve şiddet faili tutuklularının tahliyesi de söz konusu. Gerçekleşecek bu tahliyenin yeni şiddet ve istismar vakalarının önünü açma riski var. Bu şekliyle bir tahliyeye karşı çıkıyoruz. Yaşam ve sağlık hakkımızı tehdit ederek iş yerlerinde sağlıksız çalışma koşullarında çalışmaya ya da ücretsiz izine çıkmaya zorlanıyoruz. Hem sağlığımızı korumak hem de işsiz kalmak istemiyoruz. Bunun için tüm iş yerlerinde işçilere ücretli izinler verilmesini talep ediyoruz. Piyasanın ve sermayenin iyiliğini düşünmek yerine insan sağlığını düşünmemiz gereken günlerdeyiz kısacası. Hayatımız ve sağlığımız için sağlık hizmetlerine, dezenfektan, maske, eldiven ve benzeri malzemelere ücretsiz erişimi talep ediyoruz. Krizi ekonomik fırsata çevirmeye çalışanlara için karşı toplum sağlığının esas alınmasını istiyoruz.” Bu sürecin sonunda kadınların, kazanılmış haklarının ellerinden alınma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Sahra, “Bunu için bir yandan virüs öte yandan erkek egemenliğine karşı uyanık olmak ve kadın dayanışmasını büyütmek zorundayız” uyarısında bulundu.
Safiye Alağaş/İstanbul-Jinnews