ETHA muhabirleri İsminaz Temel’in tutuklu yargılandığı davanın duruşması İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 3 kişinin tahliye edildiği duruşmada Temel’in de aralarında bulunduğu 3 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirleri İsminaz Temel, Havva Cuştan ve Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarının da aralarında bulunduğu 23 kişinin, “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası” iddiasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu gazeteci İsminaz Temel ile diğer beş tutuklunun katıldığı duruşmaya tutuksuz gazeteci ve avukatlar da hazır bulundu. Duruşmayı yurt dışından heyetler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Zeynel Özen ile aileler izledi.
Duruşmada ilk olarak tutuksuz sanıklar söz alarak savunma yaptı. Tutuksuz yargılana avukat Ali Haydar Doğan, “Yaşadığım Gazi Mahallesi’nde yaşananları fotoğraflamam gayet doğaldır. Bu çektiğim fotoğraflar suçlama konusu oldu” dedi.
‘Tek bir kanıt yok’
Ardından tutuklu gazeteci İsminaz Temel söz aldı. Temel, “2006 yılından beri gazetecilik yapıyorum. Sosyalist gazeteciyim. Tüm deliller bunu kanıtlar nitelikte. Bunlar suç olarak gösteriliyor. Bunların hepsi yasal, bende öyle görüyorum. Bütün suçlamaların yanına konulan fotoğraflara bakıldığı zaman boynumda kamera, elimde kalem ve defter olduğu görülüyor. Eylemci olduğuma dair tek bir kanıt yok. Ama gazeteci olduğuma dair kanıtlar çok” dedi.
‘Ben gazeteciyim’
Bir gece ansızın evinin basılıp gözaltına alınmasının ardından 13 ay 10 gün geçtiğinin altını çizen Temel, “Dosyanın kendisi 2013 ve 2016 yıllarına ait. İddialardan bir tanesi delileri karartacağımız ve kaçacağımız şüphesi. Biz hangi delilleri karartacağız. Nereye kaçacağız. Buradayım ve bir yere gitmiyorum. Örgüt üyeliğini ortaya koyan hangi delil. Ben gazeteciyim. Benim yıllardır gazetecilik yapmam üyelik için gerekçe mi? Bu yargılama hukuk normları çerçevesinde yapılması durumunda bu dosyada tutuklu kimse kalmazdı” diye konuştu.
Gizli tanık hatırlamıyorum dedi
Ardından gizli tanık Deniz Gülhan SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Ses ve görüntüsü değiştirilen Gülhan, soruşturmaya dair bir şey hatırlamadığını söyledi. Sanıklardan Ali Haydar Doğan, Maksut Toprak, Coşkun Yiğit’i tek tanıdığını ileri süren gizli tanık Gülhan, “Üzerinden çok zaman geçti. Bana soracakları sorulara yanıt vereyim. Olayların üzerinden çok zaman geçti. Hatırlamıyorum. Başka bir şey söylemiyorum” dedi.
Mahkeme başkanının Gülhan’ın önceki ifadesini okumak istemesi üzerine avukatlar itirazda bulundu.
Mahkeme başkanı ve avukatlar arasında yaşanan tartışma şu şekilde:
Mahkeme Başkanı: İfadenin okunmasını istiyor musun?
Tanık Gülhan: Evet
Avukatlar: Okuyamazsınız
Mahkeme Başkanı: 98’den beri ceza hakimliği yapıyorum.
Avukat Several Ballıkaya: O bir tanık değil, hayal. Bir görüntü ile konuşuyoruz. Getirin sağlıklı ortamda soralım soracaklarımızı.
Mahkeme Başkanı: Beni zorluyorsunuz. Okuyacağım.”
Avukatların sorularına yanıt vermedi
Sonrasında mahkeme başkanı gizli tanık Gülhan’ın önceki beyanlarını okudu. Bunun üzerine gizli tanık “Evet, bu ifade bana ait” dedi. Avukatların sorduğu tüm sorulara da gizli tanık, “Cevap vermek istemiyorum” diyerek yanıt verdi.
3 kişi tahliye edildi
Mahkeme heyeti verdiği kararında, tutuklu olan Hünkar Hüdayı Yurtsever, İlhan Aslan ve Mazlum Demirtaş’ı tahliye etti. Aralarında gazeteci Temel’inde bulunduğu 3 kişinin ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Tutuksuz tüm sanıkların imza adli kontrolünü kaldıran mahkeme heyeti, duruşmayı 14 Şubat 2019’a erteledi.
HABER MERKEZİ