Siyaset alanlarında kadın temsiliyetinin en yüksek olduğu partinin HDP olduğuna dikkat çeken HDK Eşsözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, eşit temsiliyet sorununu HDP’nin çözeceğini söyledi
Gülistan Azak/Diyarbakır-Jinnews
Yakın dönemlerdeki genel ve yerel seçim sonuçlarına bakıldığında, kadınların siyasetteki temsiliyetleriyle ilgili sorunlarının devam ettiği görülüyor. BDP’nin eşbaşkanlık sistemi uygulaması hem cinsiyet eşitliği hem de kadınların siyasetteki varlıkları açısından önemli bir uygulama olarak Türkiye siyaset tarihine adını yazdırmış oldu. Yerel ve genel siyaset alanlarındaki kadın temsiliyetinin önemine dikkat çeken Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Kadınlar siyaseti değiştirir’
Toplumun yarısının kadın olduğu gerçeğinden yola çıkarak kadın temsiliyet konusunun büyük bir önem taşıdığını belirten Koçyiğit, “Toplumsal mücadelenin yükünü en çok omuzlayan, bedelini ödeyen, özgürlüğe ihtiyacı olan kadınlardır. Bu anlamda kadının siyasette olması ve siyaset alanında etkin olması siyasetin çehresini değiştirdiği gibi tüm yaşamı ve toplumu da değiştirdiğine şahit oluyoruz. Kadınlar siyasette var olduğu sürece dayatılan tüm ataerkil kalıpların yıkılmasına ve daha kadın özgürlükçü, daha eşitlikçi bir sistemi var etmemize de yol açmış oluyor” ifadelerini kullandı.
‘Özgürlük hamlesi güçlendi’
Kadın temsiliyetinin en düşük ve en yüksek olduğu dönemlerdeki süreçlerin yansımaları değerlendirildiğinde, kadınların temsiliyetinin öneminin daha net bir şekilde anlaşılacağına işaret eden Koçyiğit, “İlk Kürt siyasal hareketinin başladığı dönemlerde yine kadınların var olduğunu görebiliyoruz ama bu var oluşun güçlü ve sistemsel hale dönüşü daha sonra gerçekleşti. Bu sistemsel var oluşlar ile birlikte ise kadının örgütlenmesinden tutun da, kadınların karar mekanizmalarındaki özgünleştirilmesine kadar tüm gelişmeler kadını gün geçtikçe güçlendirdi. Kadın güçlendikçe de toplumun tamamı bu güçten etkilenmeye başladı. Kadın güçlendikçe siyaset, söylem, eylem ve özgürlük hamlesi güçlendi” ifadelerini kullandı.
HDP temsiliyet çıtası
AKP-MHP ittifakı ile yeni bir toplum dizayn edilmeye çalışıldığını dile getiren Koçyiğit, AKP-MHP ittifakının özgürlüklere tahammül edemediğini söyledi. AKP’nin bu tahammülsüzlüklerini en çok kadın üzerinde yoğunlaştırdığını vurgulayan Koçyiğit, şöyle dedi: “Dizayn edilmeye çalışılan toplumla kadının bütün özgürlük alanlarını baltalamaya çalışan bir zihniyet dayatılıyor. Dayatılan bu zihniyet ile birlikte aslında HDP’deki kadının önemi çok daha iyi anlaşılır bir duruma geliyor. Çünkü HDP’nin ortaya koyduğu çıtayla AKP-MHP’nin ortaya koyduğu kölelik sistemi arasında dağlar kadar fark var ve biz kendi özgürlük sistemimizi yaydıkça yaymaya, büyütmeye ve geliştirmeye çalışıyoruz.”
‘Saldırılar yargı eliyle’
AKP-MHP’nin yargı eliyle ilk yöneldiği kesimin kadınlar olmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Koçyiğit, “Saldırıların ilk yöneldiği kesimin kadınlar olmasının nedeni kadınlardan korkulduğunun göstergesidir. Çünkü güçlü kadın toplumsal gücün temel öznesidir. HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı olan Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, eşbaşkanlık sisteminden tasfiye edilmesi gibi saldırıları kadının siyasal alanının yargı eliyle dayatılan saldırılar olarak okumamız gerekir. Bu saldırıların tamamı kadına yönelik köleliği dayatıyor” ifadelerini kullandı.
Devrimi tetikleyen güç
Bugünün Türkiye’sinde en temel gücün kadınlar olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Koçyiğit, şu ifadelerde bulundu: “Kadın birlikteliği ve ittifakı AKP-MHP faşizmini sonlandıracak yegane güçlerden biridir. Bu nedenle kadının gücü toplumsal devrimi tetikleyen bir noktada duruyor. Kadınların kendilerine dayatılan tüm bu baskı politikalarına karşı ise örgütlemeleri, siyaset alanında yoğunlaşmaları gerekiyor. Bu anlamda kadınların siyaset alanında kendilerini destekleyen eşbaşkanlık sistemi ile daha güçlü bir kadın temsiliyetini ortaya çıkarmaları gerekir.”