Eşbaşkanlık sisteminin ortak yaşam modeli olduğunu söyleyen TJA aktivisti Ayşe Gökkan, ‘Eşbaşkanlık modeli farklı kültür, din, dil ve halkları içinde barındırıyor’ dedi
Dünyada ilk olarak Alman Yeşiller Partisi tarafından uygulanan eşbaşkanlık sistemi, Türkiye’de başta Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olmak üzere, birçok parti ve sivil toplum kuruluşunun tüzüğünde yer almaya başladı. Kadın siyasetçiler, eşbaşkanlık modelini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Ayşe Gökkan, “Bizler iktidar modelini kaba, buyurgan ve işgalci olarak tanımlıyoruz. Erkek devlet sistemine karşı eşbaşkanlık modeli ise toplumun bakışında bir değişimi sağlıyor, cinsiyet eşitsizliğine karşı farkındalık yaratıyor” diye konuştu. Eşbaşkanlık modeliyle sağlanan eşit temsiliyetin toplumla bütünleştiğini dile getiren Gökkan, “Bu model ile yaşamın tek olmadığını, ortak olduğunu öğrendik. Bu model; sadece kadın ve erkeği kapsamıyor, farklı kültür, din, dil ve halkları içinde barındırıyor” ifadelerini kullandı.
‘Mücadelenin kazanımı’
HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Filiz Buluttekin de, eşbaşkanlık modelinin kadın özgürlük mücadelesinin en büyük kazanımlarından biri olduğunu belirtti. Modelin, Kürt özgürlük mücadelesi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigması doğrultusunda inşa edildiğinin altını çizen Buluttekin, “Kadınların yaşam içinde, belediyelerde, siyasi partilerde ve daha birçok alanda eşbaşkanlık modeliyle karar mercilerinde bulunmaları, kadın özgürlük mücadelesinin en büyük kazanımıdır” ifadelerini kullandı. Eşbaşkanlık modelinin toplumun bakış açısını değiştirdiğini vurgulayan Buluttekin, “Eşbaşkanlık toplumda, ailede, işyerlerinde ve birçok alanda kendi kendini inşa eden bir model haline geldi. İnsanlar artık başkan demiyor, eşbaşkan diyor. Eşitlik için seçimlerde kadınlar adaylık başvurusunda bulunmalı” dedi.
DİYARBAKIR