23 Nisan 2008’de parlamenter sisteme geçiş yapan Ermenistan Cumhuriyeti’nde eski başbakan Serj Sarkisyan’ın istifası ülke tarihinde yeni bir kilometre taşı oldu. Bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından başlayarak yolsuzluk ve rüşvetin hüküm sürdüğü Ermenistan, ilk kez bir başbakanı istifaya zorlayan halk iradesi ile bu süreci durdurmayı başardı.
Aslında Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlığı kucaklarında bulan birçok devlette yaşananların bir benzeriydi Ermenistan deneyimi. Yeni dönemin ruhuna uygun şekilde, bileği güçlü olanlar Sovyet mirasını günler, haftalar içinde talan etmeye koyuldular. Yönetim çok hızlı bir şekilde amatör ve muhalif kadroların eline geçti.
Post Sovyet dönemin en önemli özelliklerinden biri de Kafkasya’da ve diğer bölgelerde yönetim yapısının uğradığı sarsıntılar oldu. Birlik 15 bağımsız devletin dışında, etnik özelliklere göre şekillenmiş, yerel parlamentoları olan pek çok otonom cumhuriyetten oluşuyordu. Bağımsızlığını kazanan devletler, iliştirilmiş bu cumhuriyetlerin varlığını ve kazanımlarını yok saymaya kalkınca yeni çatışma alanlarına yol açtılar. Gürcistan’da Güney Osetya, Acarya ve Abhazya, Azerbaycan’da Dağlık Karabağ, Rusya’da Çeçenya krizleri bu siyasetin patlama noktaları oldu. Bağımsızlığa paralel bir şekilde alevlenen Karabağ savaşı ateşkese varıncaya kadar ülke içinde de yeni iktidar odaklarının şekillenmesine yol açtı. Türkiye kökenli Levon Der Bedrosyan’ın istifaya zorlanmasının ardından yönetim uzunca bir süre Karabağlıların eline geçti. Siyasi kariyerleri cephe hattında şekillenen Robert Koçaryan ve Serj Sarkisyan iktidarlarını şaibeli operasyonlarla pekiştirirken, bir yandan da oligarşik bir piramidin zirvesini temsil ettiler.
Bu iktidarın topluma yansıması ise, işsizlik yoksulluk, yolsuzluk ve hukukun aşınması sonucunda oluşan umutsuzluk ve yılgınlık olarak şekillendi. Yerevan havaalanı ve uluslararası otobüs terminalinde ailesini toparlayıp başka bir ülkeye göçe gidenlerin oluşturduğu kalabalıkların görüntüsü, kalanlardaki ruh halinin daha da kararmasına sebep oluyordu.
Eski bir gazeteci olan, muhalif duruşundan ötürü hapis yatmış Nikol Paşinyan’ın başını çektiği protesto eyleminin bu denli geniş bir katılıma ulaşmasında yılların birktirdiği öfke var. Ancak her iktidar sahibi gibi dönemin yöneticileri de bu halk tepkisini görmezden gelerek işin altında dış kaynaklı komplolar, kumpaslar aramaya, büyük isyanı bunlarla açıklamaya giriştiler. Oysa gerçeği tanımlayacak tek değerlendirme, bıçağın kemiğe dayanması olabilirdi.
İşte halkın sahiplendiği bu iktidar değişikliğinin ardından geçtiğimiz hafta sonu yeni yönetimi oluşturacak parlamentonun seçimi yapıldı Ermenistan’da. Öngörüldüğü üzere, devrimi yapan kadrolar oyların büyük bir çoğunluğunu (%70) aldılar. Eski yönetimi temsil eden Cumhuriyetçiler ve onların koalisyon ortağı Ermeni Devrimci Federasyonu, yani yaygın bilinen adıyla Taşnak Partisi %5 barajını aşamayarak meclise giremediler.
Ermenistan bir kez daha siyasi deneyimi tartışmalı kadroların yönetimi ile ilerlemek zorunda. Ancak bu kez parlamenter deneyimi olmayan bu insanların arkasında ideolojik bir donanım, devrim gerçekleştirmiş olmaktan gelen farklı bir motivasyon mevcut.
İktidarın kirletme yeteneğini göz ardı etmeden, toplumun denetleyici özelliğini her daim canlı tutarak yeni bir yol belirleme ihtimali, hem Ermenistan halkında, hem de tüm dünyaya yayılmış Ermeni diasporasında anlaşılır bir heyecan yaratıyor.
Bu heyecanın en önemli ifadelerinden biri, çifte vatandaşlık ilkesi kabul edildiğinden bu yana Ermenistan vatandaşlığı edinmek üzere başvuranların sayısında da gözlenebilir. Düne kadar ABD için ‘Green Card’ almaya çabalayanların yerini Ermenistan vatandaşlığı edinmek isteyenler alıyor.
Ancak küresel neoliberal kıskacın tutsak ettiği her ülke gibi Ermenistan’ın da bir başına kendi çıkış yollarını üretebileceğini ummak aşırı iyimserlik olacaktır. Dünya siyasetinin en önemli belirleyeni ülkelerin serbest piyasa ekonomisine bağımlılıkları. Bu bağımlılığın dışına çıkanlar, en azından şimdilik, Libya, Suriye ve Irak’ta yaşananları iyi değerlendirmek zorundalar.