25 Kasım etkinlikleri kapsamında Avrupa kentlerinde alanlara çıkan binlerce kadın, erkek-devlet şiddetine karşı ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla yürüdü
Avrupa’nın birçok kentinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla alanlara çıkan kadınlar, “Jin jiyan azadî” diye haykırdı.
Marsilya
Fransa’nın Marsilya kentinde, binlerce kadının katıldığı geniş çaplı bir yürüyüş düzenlendi. Kürt Kadınları Derneği Arin Mirkan öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşe Fransız kadın örgütleri de destek verdi. Canebière Caddesi’nden başlayan yürüyüş, Palais de Justice’a kadar devam etti. Yürüyüş boyunca kadınlar “Jin jiyan azadî” sloganıyla kadına yönelik şiddeti protesto etti.
Kadın kolektiflerinin sözcüleri tarafından yapılan konuşmalarda, kadına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu vurgulandı. Konuşmalarda, Kürt kadınlara yönelik baskı ve şiddetin sona ermesi gerektiği ifade edilirken, bu şiddetin sorumlularının yargılanması çağrısı yapıldı
Reims
Fransa’nın Reims şehrinde de 25 Kasım yürüyüşü düzenlendi. 17 kurumun öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe katılan Xwebûn Kürt Kadın Komünü, ”Sizin savaşınız bizim kanımız” pankartını taşıdı. Eylemde sık sık “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı. Avrupa Kadın Hareketi’nin bildirisinin okunduğu yürüyüş, halay eşliğinde tamamlandı.
Lozan
İsviçre’nin Lozan kentinde kadınlara dönük şiddet ve ayrımcılık konulu bir halk konferansı düzenlendi. İHD İstanbul Şube Başkanı insan hakları aktivisti Avukat Gülseren Yoleri’nin katıldığı konferans, İsviçre İnsan Hakları Ligi öncülüğünde kadın örgütleri ve insan hakları kurumu tarafından gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Gülseren Yoleri, “2022 yılında dünyada 99 bin kadın öldürülmüş. Her dört kadından birisi aileden birisi tarafından öldürülüyor. Gazze’de İsrail siyonizminin gerçekleştirdiği Filistin soykırımında bir yılda gerçekleşen sivil ölümlerinin yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor” dedi. “Savaş ve yoksulluk kadına dönük şiddet ve ayrımcılıkta önemli bir yerde duruyor. Savaşlarda en çok kadın ve çocuklar ölüyor ve zarar görüyor. Şiddetin ve savaşın her türlüsüne karşı mücadele etmek gerekiyor” diyen Gülseren Yoleri, kadınlara dönük kültürel kodların şiddeti tetiklediğini belirtti.
Türkiye’de 100 bin, Avrupa’da 10 bin nüfusa bir kadın sığınma evi açıldığını belirten Gülseren Yoleri, “Türkiye’de 2023 yılında 150 kadın sığınma evi vardır. Bunların kapasitesi ise 3-4 bin kadındır. Kadınlar buralarda 6 ay kalabiliyor. 6 aydan sonra korumasız bir şekilde sokağa bırakılıyorlar. Buralarda hedeflenen amaca uygun olarak devlet bilinçli olarak hiçbir şey yapmıyor” dedi.
Hapishanelerde kadınlara dönük ciddi ihlaller olduğunu belirten Gülseren Yoleri, “Çıplak arama, tuvalet ve duşlarda kameraların oluşu, cinsel taciz ve tecavüzlerin oluşu yaşanıyor. Hapishanelerde hijyen, beslenme için kadınların paraya ihtiyacı var. Çünkü mahpuslar bunları parayla alabiliyor. Yoksulların buna erişimi zor. Adli mahpuslar için bunlar daha zor” ifadelerini kullandı.
AKP-MHP iktidarının kayyım politikasıyla Kürdistan’da en önemli saldırı kadınlara ve kadın kazanımlarına yönelttiğini belirten Gülseren Yoleri, “Toplumun yarısı olan kadınların kendilerini temsil etmesini kabullenmiyorlar. Bu saldırı eşbaşkanlık ve kadın kurumlarına dönüktür. Türkiye’de güçlü bir kadın ve feminist hareket var. Kadınların geleceklerine ve kazanacaklarına dair güçlü umutları da vardır” dedi.
Düsseldorf
Almanya’nın Düsseldorf kentinde, 25 Kasım kapsamında YJK-E öncülüğünde yürüyüş düzenlendi. Düsseldorf merkezi tren istasyonu önünde bir araya gelen kadınlar, ellerinde kadın katliamına karşı yazılmış pankartlar ve dövizlerle toplandı. Farklı kadın örgütleri adına açıklamalar yapıldıktan sonra yüzlerce kadın yürüyüşe geçti. Kürt kadınların yanı sıra birçok ulustan kadının katıldığı yürüyüşte, Düsseldorf caddeleri “Jin jiyan azadî” sloganları ile inletildi.
Yürüyüşün ardından Düsseldorf Mahkemesi önünde basın açıklaması yapıldı. Almanca yapılan açıklama ve bilgilendirmeden sonra YJK-E adına Ayten Kaplan konuştu. Ayten Kaplan, “Sistem, kadınlar üzerindeki katliamların ortağıdır ve toplumlar da bu duruma suskunluklarıyla katkıda bulunmaktadır. Genel anlamda, toplumun, savaşın ve sistemin gölgesinde süregelen bir katliam var. Ancak ne yazık ki kimse bunu görmek istemiyor. Direniş gösterilmiyor, aksine, bunu kabullenen bir mantık var. Sistemsel ve mantıksal olarak değerlendirildiğinde, taciz ve tecavüz gibi ağır suçların bile görülmediği bir anlayış söz konusu. Bu durumu görünür kılmak ve kadınların özgürlük alanlarını daha fazla görünür hale getirmek son derece önemlidir” dedi.
Eylem, sloganlarla sona erdi.
Kaynak: JINNEWS