DİSK Basın-İş, basın üzerindeki baskıları ele alan ‘2018 Almanağı’nı açıkladı. Açıklamayı okuyan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, halkın haber alma hakkının yıllardır engellendiğini belirterek, ‘Erişime yasak haberine bile erişime yasak getirildi’ dedi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı, Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (Basın-İş), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle Taksim’de bulunan Aynalı Geçit Salonu’nda düzenlediği basın toplantısı ile basın üzerindeki baskıları ele alan “2018 Almanağı”nı açıkladı. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ahmet Şık’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Almanağı DİSK Basın-İş Disiplin Kurulu Üyesi Aliye Gümüş açıkladı. Her ay gazetecilere yönelik baskıları anlatan rapor hazırladıklarını ifade eden Gümüş, 2016 yılıyla birlikte bunu almanak haline getirerek yayınladıklarını ifade etti. Almanağı hazırladıkları süre içerisinde, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin hemen hemen her gün ne boyuta vardığını ve bilançonun ne kadar dehşet verici olduğunu gördüklerini sözlerine ekleyen Gümüş, “Almanakta yer alan bilgileri, yakından izlediğimiz, birçok üyemizin de içinde yer aldığı davalardan, meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilerden ve doğrudan medyaya yansıyan haberlerden derledik. Yazımı, çevirisi, görsel tasarımı, düzeltmeleri gönüllü bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Basım ve tasarım maliyetlerinin karşılanması konusunda da Sivil Düşün Programı’ndan destek aldık” dedi.
Gümüş, “Almanak 2018, hapishanedeki gazetecileri, örgütsüz bırakılan, esnek çalışmaya zorlanan basın ve matbaa çalışanlarını, her türlü baskı ve sansür karşısında ‘direnen’ gazeteciliği hatırlatmak ve Türkiye basın tarihi için bir hafıza yaratmak adına önemli bir kaynak olacak” diye konuştu.
157’inci sıraya düştü
Daha sonra hazırlanan metni okuyan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğünün en çok ihlal edildiği ülkelerden biri durumunda olduğunu ve bu nedenle dünyada gazetecilikle, basın ve ifade özgürlüğüyle ilgilenen herkesin gözünün Türkiye’de olduğunu ifade etti. Uluslararası saygın kuruluşların her yıl yayınladığı raporlarda Türkiye’de gazeteciliğin ne kadar baskı altında olduğunu tüm dünyaya duyurduğunu belirten Eren, “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün son raporunda Türkiye 180 ülke içinde iki basamak daha aşağıya yuvarlanarak 157’nci sıraya düştü. Türkiye bu konuda bir bataklığa saplanmış durumda. Bu rakam geçen yıla ait. Cumhuriyet davasından 6 arkadaşımızın hapishaneye atılması, dünkü AYM kararıyla muhtemelen daha da aşağı yuvarlanacaktır” dedi.
Erişime yasak haberine bile erişim yasağı!
130’un üzerinde gazetecinin cezaevinde oluğunu hatırlatan Eren, DİSK Basın-İş’in yönetim kurulu üyesi Ayşe Düzkan’ın da cezaevinde olduğunu belirtti. Gazeteciler hakkında sayısız davanın açıldığına dikkat çeken Eren, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Yapılan haberler, sosyal medya paylaşımları nedeniyle yıllarca hapis cezaları istenen davalar açılıyor. Hapis cezaları yetmiyor, ödenemeyecek miktarlarda tazminat davaları açılıyor ve bunlar karara bağlanıyor. Sadece davalar açılmıyor. Doğrudan sansür uygulanıyor. Sadece geçtiğimiz yıl RTÜK 160’ın üzerinde olaya yayın yasağı koydu. İktidarı rahatsız edeceği ya da ucu iktidara dokunacak, iktidar eleştirisine neden olabilecek her olay için yayın yasakları getiriliyor. Tren kazaları, çöken binalar ya da kadına veya çocuğa yönelik tecavüz, taciz haberlerine bile yasak getirildi. İnternet sitelerine ya da doğrudan bazı haberlere erişim yasağı uygulanması traji komik hale geldi. Erişime yasak haberine bile erişime yasak getirildi. Halkın haber alma hakkı yıllardır engelleniyor.”
‘Meslek örgütleri iyi sınav veremedi’
“İktidar yıllardır sürdürdüğü çeşitli operasyonlarla Türkiye’de medyanın yüzde 98’inin kendi yanında olmasını ya da yaşanan tüm hukuksuzluklara, vahşete sessiz kalmasını sağladı” diyen Eren, “Yalan haber, hedef gösterme, gerçekleri çarpıtma mesleğimizin yüz karası oldu. Ama daha da ağırı, büyük bir ahlaki çöküntü yaşanıyor. Ne yazık ki kendilerine ‘gazeteci’ diyenler televizyonlardan, gazete köşelerinden tutuklanması gereken gazetecilerin listesini yayınlıyor. Ya da savcılara, mahkemelere koşup, gazeteciler aleyhinde ifade veriyor. Ne yazık ki ülkemizde gazetecilerin tutuklanmasına neden olan ‘gazeteciler’ var. Ve ne yazık ki meslek örgütleri de bu süreçte iyi bir sınav veremedi. Yalan haberler yapanları, iftiracıları, ihbarcıları bünyelerinde korumaya devam etti. Çok daha ağırı yaşanıyor. Hapishanelerde onlarca gazetecinin bulunmasını geçim kapısı yapanlar var ne yazık ki” ifadelerini kullandı.
‘Duyulmasın diye gazetecilere baskı yapıldı’
Aralarında üyelerinin olduğu matbaa çalışanlarının da tutuklandığını dile getiren Eren, şu ifadelerle konuşmasına devam etti: “Ülkede yaşanan ekonomik kriz herkesi olduğu gibi matbaa işçilerini de etkiliyor. Matbaa işçileri çalışma koşulları nedeniyle iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla boğuşuyor. Türkiye en çok iş cinayetinin işlendiği ülkelerden biri. İş cinayetlerini sorgulayan avukatlar tutuklanıyor. Ağır cezalara mahkum ediliyorlar. Avukatlar sokak ortasında işkence uygulanıyor. İş cinayetlerine karşı çıkan işçiler, sendikacılar tutuklandı. On binlerce kamu çalışanı hukuk yok sayılarak işlerinden edildi, açlığa mahkum edildi. Buna isyan edenler dövüldü, gözaltına alındı, tutuklandı, ceza verildi. Barış isteyen akademisyenler üniversitelerden atıldı, yargılandı. Bazıları hapishanelere girmek üzere. Kadınlar öldürülüyor, taciz ediliyor… Çocuklara tecavüz ediliyor. Ölen çocuğu için adalet isteyen bir baba tımarhaneye tıkılıyor. İnanılmaz bir çevre tahribatı yaşanıyor. Binlerce insan ölüm sınırına varan açlık grevlerinde. Çocuklarının akıbetini soran anneler tartaklanıyor, işkence görüyor. Belediye seçimlerinde mazbata kazanana değil, kaybedene veriliyor. İşte tüm bunlar duyulmasın isteniyor. Bunun için gazetecilere baskı uygulanıyor, gazetecilik öldürülmeye çalışılıyor.”
DİSK Basın-İş olarak gazeteciliği, mesleklerinin onurunu korumaktan, emek ve demokrasi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini ifade eden Eren, “Tüm meslektaşlarımızı da yanımızda olmaya çağırıyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ