Trakya’nın tarım havzasından çıkarılıp sanayi havzası haline getirilmesi AKP iktidarı ile birlikte artarak hızlandı. Sanayinin kirliliği ile zehirlenen Ergene Nehri’nin kirli suları Marmara’ya deşarj ediliyor
Trakya uzun yıllardır İstanbul’un arka bahçesi haline getirilip sanayi bölgeleriyle birlikte işgal edilmesi sonrası temiz akan ne bir dere ne de nehir kaldı. Yeraltı suları 200-300 metre derinlere çekildiği Trakya’da çiftçilerin zehir akan Ergene Nehri ve Ergene’ye akan derelerden aldıkları sularla tarım yapmaya çalıştıkları biliniyor. 2002 yılından bu yana iktidarda bulunan AKP’nin Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan R.Tayyip Erdoğan, Trakya’yı sanayiye boğan politikaların baş mimarı olarak nitelenmekte. Erdoğan kendisine tahsis ettiği köşklerden katıldığı sanal açılışlardan birini daha Vahdettin Köşkü’nden video konferans aracılığıyla katılarak gerçekleştirdi.
Suçlu belediyelermiş!
Erdoğan, Trakya’da bulunan sanayi tesisleri ve kentlerin tüm atık sularının aktığı Ergene Nehri sularını Marmara Denizi’ne derin deşarj edilmesiyle ilgili ‘tünelin ucu gözüktü’ etkinliğine katılarak, “Bölgedeki yerel yönetimler maalesef senelerce bu havzanın korunması konusunda gereken hassasiyeti göstermedi” sözleriyle sorumluluğun en başındaki kişi olarak faturayı belediyelere kesmesi dikkat çekti. Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu neyin karşılığında bilemediğimiz bir kararla Ergene deşarjı ve arıtma tesisleriyle ilgili yatırımları DSİ’nin yapacağını 2015 yılında açıklamıştı. AKP iktidarının DSİ eliyle bu işleri üstlenmesindeki asıl nedeninin belli başlı müteahhitleri desteklemek ve ortaya büyük bir rant yaratmak olduğu iddiaları ise devam etmekte.
Trakya can çekişiyor
Erdoğan yaptığı konuşmada, sanayicilerin de üzerlerine düşen görevlerini yerine getirmesinin planın başarısı için kritik öneme sahip olduğunu, ıslah organize sanayi bölgelerinin yapılması ve organize sanayi bölgelerine ortak atık su arıtma tesisi kurulması için harekete geçildiğini söyledi. Erdoğan, “Tekirdağ’da Muratlı Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arıtmayı devreye aldık. Ergene 1 ve Çorlu 1 Organize Sanayi Bölgesi arıtma tesisleri de önümüzdeki ağustos ayında faaliyete başlayacak. Ergene 2 Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi’ni de inşallah bu sene içinde tamamlayacağız. Ağustos ayında arıtılmış suların bu hattan denize ilk deşarjı yapılacak” sözleri ise Ergene ve genel olarak Trakya’nın 17 yıllık iktidarları döneminde yaşanmaz yer haline getirildiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Trakya zehirlendi
2002 yılında Trakya’da 600 civarında olan fabrika sayısı 2000 sayısını çoktan aşmış durumda. Bu fabrikaların hiçbirinde arıtma ve filtreleme sistemleri yoktur ve tüm kirliliklerini Ergene Nehri’ne bıraktıkları bilinmektedir. DSİ verilerine göre Ergene Nehri debisi 1995 yılına kadar saniyede 2 metreküp iken 2014 yılına kadar ortalaması 8 metreküpe ulaşmıştır. Bu suyun saniyede 6 metreküpünün atık su olduğu bu rakamlardan anlaşılabilmektedir. 13 Temmuz 2004 tarihinde Trakya ve Namık Kemal Üniversiteleri tarafından hazırlanan “Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı”, Çevre ve Orman Bakanlığı’nca onaylanmış, 7 Eylül 2004 tarihinde ise “Çerkezköy-Çorlu-Marmaracık-Büyük Karıştıran Muratlı Çevre Düzeni Planı” onaylanarak yürürlüğe girmişti. Ancak İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından hazırlanan ‘İstanbul Metropolitan Planları’ (İMP) içeriğinde Trakya önemli bir yer tutmaktaydı.
AKP ile CHP’nin paylaşımı mı?
Trakya, İMP planlarında İstanbul’daki sanayi tesislerinin büyük çoğunluğunun taşınacağı yer olarak belirtilirken neredeyse tüm Trakya sanayi havzası olarak planlara geçti. Bu noktada CHP’li 3 belediye, üniversitelerce hazırlanan ve onaylanan 1/100 binlik çevre düzeni planlarına uygun alt planları belediye meclislerinde tartıştırmamış ve beklemeye geçmiştir. Bu bekleyiş Trakya için İMP’yi hazırlayan şirketin yeni planlar hazırlayıp bakanlıkça kabul edilmesine kadar sürmüştür. Üniversitelerin hazırladığı planda Trakya’da o güne kadar yapılmış olan sanayi bölgeleri korunmuş fakat yeni bir sanayi bölgesi kurulmasına planlarda yer vermemiştir. İMP’ye uyumlu hale getirilen Trakya Çevre Düzeni planları bakanlıkça onaylandıktan hemen sonra Trakya’nın idam fermanı olan planlara uygun alt planları yapmış olmaları AKP ile kapalı kapılar ardında rant paylaşımı içine girdiklerine işaret ediyordu.
Neden kapatılmadı?
Türkiye’nin tarımsal üretiminde ayçiçeğinin yüzde 61’i, çeltiğin yüzde 54’ü, buğdayın ise yüzde 12’si, Ergene Havzası’ndan karşılanmaktadır. Tarım arazilerinin su ihtiyacını karşılayan Ergene Nehri böylelikle tarımsal gıdalarla beslenen halka, çevresindeki canlı yaşamına zehir saçmaktadır. Derin deşarjla kirlilik sorununu çözeceğini iddia eden iktidarın bu sorunu çözmekten çok inşaat rantı peşine düşerek tüneller açtığı izlenmektedir. Trakya’da nehirleri kirleten sanayi tesislerinin kapatılması yönünde Danıştay’ın verdiği emsal kararlar uygulanmamış ve bu tesisler kapatılmamıştır. İktidarın tamamlamaya çalıştığı tüneller sonrası Marmara Denizi’ne her gün 3 milyon tona yakın yapılan deşarj miktarı katlanarak artacak olması Marmara Denizi’nde yaşamın son bulmasına neden olacaktır.
Marmara’ya ölümcül darbe
Ergene Nehri’nin taşıdığı tatlısular Saroz Körfezi biyoçeşitliliğini binlerce yılda oluşturmuştur. Yapılan tünellerle Saros Körfezi’nin ekolojik ve biyolojik yapısı altüst edilip yok olacaktır. Ergene Nehri’ne atıkların salınmasını engelleyerek Saros’ta asırlar boyu ekolojik denge korunabilinirdi. Saros yerine kirli suların süzgeçten geçirip katı maddeleri tutulduktan sonra can çekişen Marmara’ya salınacak olması hem Saros ekosistemi yok olurken hem de Marmara için ölümcül bir darbe olacaktır. DSİ verilerine göre, Ergene Nehri yıllardır kimyasal kirlilik parametreleri açısından çok kirli anlamına gelen 4. sınıf kirli bir sudur ve hiçbir amaç için kullanılamayacağı belirtilmektedir. Çorlu ve civarında yetişen bitkilerde limitleri aşan kurşun değerleri saptanmıştır. Trakya Üniversitesi’nin yürüttüğü sulama suyu ve pirinçte ağır metal düzeylerini araştıran çalışmada bitkilerde demir, mangan, çinko, kurşun ve nikel bulunduğu raporlandırılmıştır.
EKOLOJİ SERVİSİ