Zehirli akışkana dönüşen Ergene Nehri’ne her yıl suyu azalan Meriç Nehri’nden 13 km kanalla su taşınıyor. Ergene için taşındığı iddia edilen bu sular OSB’lere ve kaya gazı şirketlerine bağlanırken, Trakya yok oluşa sürükleniyor
Trakya topraklarının yüzde 74’ünü tarımsal araziler oluştururken; Konya, Niğde ya da Eskişehir’deki tarım arazilerinden 3-4 kat fazla ve 5 kat daha verimli arazilerden oluşuyor. Ayçiçeğinin yüzde 63’ü, pirincin yüzde 44’ü, buğdayın yüzde 9’u Trakya’da üretilirken böylesi bir bölge sanayiye, kaya gazı sahalarına ve doğalgaz boru hatları ile enerji üretim merkezi haline getirildi ve bu çaba giderek büyütülmekte.
400’e ulaşan kaya gazı sondajları
AKP tarafından İstanbul için hazırlanan (İMP) İstanbul Metropolitan Planları İstanbul dışında tüm Marmara bölgesini içine alarak Kocaeli, Yalova, Bursa, Çanakkale ve özellikle Trakya’yı sermaye çıkarına bağladı. Son 15 yıldır bölge kaya gazı sahası haline getirilerek 400’e yakın sondaj açılmasıyla bölgenin yeraltı suları ile temiz su kaynakları buralara bağlandı. Bu nedenle Ergene Nehri’ndeki kirlilik büyürken yeraltı suları da hem tüketilip hem de zehirlendi.
Meriç suları Ergene’ye taşınıyor
Diğer yandan 13 km kanal açılarak Meriç Nehri sularının Ergene Nehri’ne taşınma planları yapılırken, taşınan su yine kaya gazı şirketlerinin ve OSB’lerin hizmetine bağlandı. Suyu çalınan Meriç Nehri, 267 metreküp/saniyeyle akarken, 2023 yılı sonunda 52 metreküp/saniyeye kadar geriledi. Edirne’de Meriç Nehri’nin debisi, kuraklık nedeniyle geçen yıla göre 4 kat, Tunca Nehri’nin ise 2 kat azaldı. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan nehirler kuruma sürecine girdi. Meriç Nehri sularının Ergene’ye taşınma gerekçesi Ergene Nehri kirlilik yükünün azaltılması iddiasında bulunan DSİ’nin diğer yandan nehirlere bırakılan atık suları önlemek adına arıtma tesisleri kurulduğunu belirtmesine karşın hiçbir biçimde su kalitesinde bir iyileşme yaşanmadı.
Yağma dört koldan sürüyor
Kadim tarım bölgesi olan Trakya’da kuraklık sürerken, kaya gazı şirketleri bölgeyi yağmalamaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Tekirdağ’da 10 kaya gazı sondajı daha başlarken, Rusya ile yapılan anlaşma ile Trakya enerji merkezi haline getirilerek yok oluşa bağlanmış durumda. Diğer yandan Çinli şirketlerle yapılan görüşmelerde İğneada’da Nükleer Santral kurma hazırlıkları devam ediyor. Trakya’nın en büyük nehri olan Ergene Nehri suları en kirli su derecelendirmesi olan 4. sınıf su yani bir akışkan halini almış durumda. Diğer yandan yeraltı sularının yoğun kullanımı nedeniyle sular 250-300 metre derinlere çekildi.
Yeraltı suları tükendi
2010 yılında DSİ’nin Meclis’e sunduğu bir raporda yeraltı sularında geçtiğimiz yıl 60 metrenin üzerinde seviye düşüşü yaşandığı ve havzada sanayinin bir an önce yeraltı suyunu kullanmayı bırakması gerektiği belirtilirken sanayi ve kaya gazı süreçlerinde kullanılan yeraltı suları 300 metrelere kadar geriledi. Raporda Trakya’nın yıllardır bitmeyen sorunu Ergene havzasında yapılan incelemede bölgedeki yeraltı su kaynaklarının gelecek 10- 12 yıl içinde tükeneceği belirtilirken, bugün sadece yeraltı suları değil tüm nehirler kuruma noktasına geldi.
Trakya ve Mezopotamya
Kaya gazı sondajı ve üretimi amaçlı olarak Amed’de Silvan Barajı inşa edilirken, Trakya’da kaya gazı üretimleri için baraj suları da bu kirli üretimlere bağlanmaya başlandı. Trakya’da tarımsal üretimler için yeraltı suları kullanılırken, kaya gazı üretimleri nedeniyle yeraltı suları tükendi. Trakya ve Mezopotamya topraklarında ezelden bu yana tarım yapılmaktadır. Her iki bölgede kapitalizmin ve sermayenin üretim süreçleri ve birikim yolları için feda edilebiliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ