2010 yılında dönemin AKP iktidarı Ergene Nehri’ni içilebilir nehir haline getireceğini iddia ederken, bugün sorunlar katlanarak büyüdü. Ergene’yi zehirleyen OSB’lerin arıtmaları çalıştırılmazken, tüm atık Marmara’ya deşarj ediliyor
Ergene Nehri’nin her geçen yıl kirliliği artarken dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2012 yılında bir toplantıda yaptığı konuşmada, “Sayın Başbakanımızın da talimatıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak Ergene Havzası’nı her şeyiyle ele alan bir plan yürütüyoruz. Dünyada örnek, gurur duyacağımız bir proje olacak. Yatırımın yüzde 90’ı Bakanlığımız tarafından gerçekleştirilecek” diye hayal sattığı arıtma tesisleri inşa süreci ranta bağlanarak sürdürülürken, Ergene Nehri’nin atık suları Marmara Denizi’ne taşındı.
Erdoğan: ‘Ergene halledildi’
O dönem Başbakan olan R. T. Erdoğan ise 2004 yılında, “Edirne’ye ilk geldiğimde bana Ergene Nehri’nin içinde bulunduğu durumu sormuşlardı. Ben ise bu durumu üç yıl içinde halledeceğimizi söylemiştim. Daha bir senemiz olmasına rağmen Ergene Nehri’nin meselesi halledildi” sözleri ise o günden bu yana geçen sürede hiçbir şeyin çözülmediği gibi sorunun daha da büyüdüğü izlenmekte.
Derin Deşarj AŞ
Her gün ortalama 700 bin metreküp atık su Ergene Nehri’ne arıtılmaksızın deşarj edilmekte. Döşenen borularla Marmara Denizi’ne aktarılan bu zehirli suyun daha doğrusu su özelliği olmayan akışkanın, yüzde 65’i Tekirdağ yoğunlaşan sanayi atığından oluşurken, bu atıkları arıtacağı iddiasıyla kurulan Tekirdağ Deniz Derin Deşarj A.Ş. Marmara’yı da zehirledi. Ergene nehrini yok olma noktasına getiren kirliliğe karşı yapılan deşarj sisteminin çözüm olmadığı belirten Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Osman İnci, deşarj sisteminin nehrin kirliliğinde bir azaltma yaratmadığı gibi, Marmara Denizi’nde de müsilajı tetiklediğini belirtti.
‘Marmara’nın vay haline’
Prof. Dr. Osman İnci, “Tekirdağ Deniz Derin Deşarj A.Ş. OSB (Organize Sanayi Bölgesi)’ler ve bir dernek tarafından kurulan bir şirket. Bu kuruluş “Zihni sinir projesi” niteliğinde olan çalışmanın büyük bir kısmını bitirdi. Amaç Ergene nehrini kirleten sanayi ve evsel atıkları topluca arıtmak ve nehri kurtarmaktı. Ama bu sistem Marmara’da yaşanan müsilajın tetikleyicisi olduğu yönünde görüş yaygın. Su ve deniz bilimcileri bu görüşte. Günlük binlerce ton su deşarj edildiği açıklanmış. Diğer OSB’ler de devreye girerse vay Marmara’nın haline. Marmara denizinde renk değişikliği başlamıştır. Deniz bulanıktır. Marmara kirliliğinin yüzde 80’i Trakya kaynaklı. Marmara Müsilajı da Derin Deniz Deşarjının tetikleyici olduğu Hidrobiyologlar tarafından açıklanmıştır” dedi.
OSB’ler suyu arıtmıyor
Porf. Dr. İnci, derin deşarj sisteminin Ergene’nin kirlilik oranında azaltma yaratmadığını belirterek, “Derin deşarj ile Marmara’ya günlük bu kadar su deşarj edilirken Ergene Nehrinin debisi ve kirliliği hiç değişmedi. Örneğin Çorlu-Lüleburgaz arası D-100 karayolunun iki tarafı da sanayi tesisleri ile doldu, yalnızca asfalt üzeri değil arkaya doğru 3-4 sıra fabrikalar var. Bunlar nereye deşarj ediyor? Ergene derelerine şüphesiz. Bu projeyi yapanlara ve milyarlarca para harcayanlara tek sorum var. Arıtılmış suyu neden denizin 47.5 metre derinine veriyorsunuz? Neden geri dönüşümle kullanılmıyor? OSB’ler kendileri kullansınlar. Yapamazlar çünkü arıtılmıyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
‘Eylem Planı Projesi’
Tekirdağ Büyükşehir Belediye tarafından bir otelde düzenlenen Trakya Su Çalıştayı’da konuşan Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, “Bir taraftan kuraklık var bir taraftan da her yıl kentin nüfusu 25-30 bin kişi artıyor. Bu artışta içme suyu bakımından TESKİ’nin sırtında bir yük. Tekirdağ aynı zamanda bir sanayi şehri ve arıtmalarla ilgili çevre kirliliğini engelleyecek arıtmalarla ilgili Türkiye’nin en büyük projelerinden Ergene Havzası Koruma Eylem Planı projesi bitmek üzere. Bütün arıtma tesisleri kuruldu. Çalışmalar devam ediyor” dedi. Valinin bu arıtmaların ya hiç çalışmadığı ya da çok yetersiz çalıştırıldığından söz etmemesi dikkat çekti.
EKOLOJİ SERVİSİ