Pirus liderliğinde beş yıl sürdüğü söylenen savaşın sonunda savaştan çok az sayıda insanın sağ kurtulduğu rivayet edilir. Bugün ise tarih M.S. 2023. Yer de Türkiye Cumhuriyeti toprakları. Yirmi bir yıllık iktidarının yol açtığı büyük yıkımın ardından on milyonlarca insanın dilinde, ‘Erdoğan Pirus, Türkiye ise Terantum mu’ olacak sorusu.
Nahide Ermiş
M.Ö. 200’lü yıllarda bir Grek kolonisi olan Tarentum’u Pirus adında şan-şeref düşkünü hırslı ve ihtiraslı bir kralın yönettiği söylenir. Dönem; Helen dünyasının önemli bir parçası olan İtalya yarım adasının Romalıların şiddetli saldırılarına uğradığı bir dönemdir. Helen coğrafyasında yaşayan sivil insanlar, dönemin Roma saldırılarına karşı kendilerini korumada başarısız kalınca, bir Yunan kolonisi olan Tarentum Kralı Pirus’tan yardım istediler. Söz konusu; İtalya yarım adasının hükümdarı olmayı çok arzulayan kral bu teklifi kabul eder. 25 bin kişiden oluşan ordusuna verdiği savaş kararını açıklarken, ‘ne pahasına olursa olsun Romalılara karşı başlattığımız bu savaşı kazanmamız gerekir’ der.
Rivayetlere göre, kral tüm gelecek kurgusunu bu savaşın kazanılması üzerine kurduğu için yönettiği koloni halkının sahip olduğu maddi-manevi (başta insan kaynağı olmak üzere) savaşta tüm değer ve imkanları fütursuzca kullanmakta hiçbir beis görmez. Ülkesinde ortaya çıkan cehennem görüntüsüne, psikolojik ve toplumsal yıkıma rağmen, aldığı savaş kararında sonuna kadar ısrar eder. Kral gözünü öyle bir karartmıştır ki, şehrin içinde ölü insan bedenlerine basarak yürür. Kafasında sadece ve sadece Roma’ya karşı başlattığı savaşı kazanmak olan Tarentum Kralı, ordusunun yaşadığı büyük hezimete ve toplumdan yükselen acı feryatlara aldırış etmez. Pirus, zor bela da olsa Romalılara karşı giriştiği savaşta bir zafer kazanır. Ancak; Pirus bu zaferi, çok ağır bedeller ödenerek elde edilen bir zafer olduğu için; esasta kazananı olmayan bir zaferdir. Kazanan tarafın, en az kaybeden taraf kadar büyük bir yıkım yaşadığı tüm savaşlarda olduğu gibi aslında kazananı olmayan savaşlardır.
Kral Pirus; büyük kayıplar pahasına da olsa Romalılara karşı yürüttüğü bu yıkıcı savaşı kazanır. Ancak bu hikaye bize, kazanılan bir zaferin verilen büyük kayıplardan dolayı nasıl gölgelendiğini ve daha sonra nasıl da anlamsız bir hale geldiğini tüm açıklığıyla gösteren bir hikayedir. Sonunda Pirus, savaşı kazanmış ve savaşın galibi olmuştur. Ancak, tarih boyunca tüm insanlık bu galibiyeti, yenilmeye mahkûm bir galibiyet olarak tanımlamıştır. Bu nedenle Pirus Zaferi; iki tarafın da büyük kayıplar verdiği ve aslında pata kaldığı durumları, toplumsal değer ve ahlak açısından iki taraflı büyük kayıpları anlatmak için kullanılır…
Pirus liderliğinde beş yıl sürdüğü söylenen savaşın sonunda savaştan çok az sayıda insanın sağ kurtulduğu rivayet edilir. Ancak, bu insanları yaşama bağlayan bir hikayeleri ve yaşama dair büyük umutları ve iradeleri artık kalmamıştır. Halk savaştan ve açlıktan kırılmış, yaşam umutlarını sevdikleriyle birlikte yitirmiştir. Hayatta kalanların görüntüsü, adeta savaşı kaybetmiş ve düşmanına esir düşmüş yılgın bir insan topluluğunu yansıtmaktadır.
Denilir ki, Tarentum halkı yaşadığı çağın koşullarına uygun, iyi ve güzel bir yaşamın hayalini kurduğu bir sırada kendisini, Pirus’un ‘krallığını ölümsüzleştirmek’ için kurduğu yıkıcı bir hayalin içerisinde bulmuştur. Çünkü Tarentum Kralı Pirus, krallığını ölümsüz kılmak gibi tedavisi mümkün olmayan bir hastalığın pençesine düşmüştür. Şöhret düşkünü kral, yarım adanın hükümdarı olmayı hayal ederken daha fazla dayanamayıp savaşla kazandığı toprakları ardında bırakarak geri çekilir. Savaş; Helen coğrafyasında yaşayan tüm halklar için cehennemin kapılarını sonuna kadar açmıştır. Kral, krallığının bekası ve yarım adanın liderliği için tercihini halkının geleceğini ateşe vermekten yana yapmıştır. Kral Pirus tarihe adını yarım adanın ölümsüz hükümdarı olarak yazdırmak için halkına büyük bir bedel ödetirmiş, halkın bekasını krallığının bakasına feda etmiştir.
Bir Grek kolonisi olan Tarentum’un yaşadığı bu ağır travmanın yüz yıllar boyunca söz konusu coğrafyanın yaşam enerjisini tükettiğini ve hatta doğa durumunu bile negatif yönde etkilediği çeşitli söylence, rivayet ve tarihi yazıtlarla günümüze kadar gelmiştir. Bu nedenle Pirus Zaferi, savaşan tarafların neredeyse eşit düzeyde büyük kayıplar verdiği tarihin en anlamsız zaferidir. Bu savaşın beş yıl sürdüğü söylenir. Ancak, savaştan sağ kurtulan acılı halkların maddi ve manevi olarak yeniden ayağa kalkma çabası yüz yıllar sürer. İnsanlar yeniden ayağa kalkmak için güçlü gerekçelere ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle kendilerini her gün yeniden üretirler. Çünkü insanlar toplumsallıklarını yeniden kurmak için büyük başarmak zorundadır.
Dolayısıyla, bin yıllardır böylesi büyük toplumsal felaketlerin ardından gelen her zafere ‘Pirus Zaferi’ denilir. Bu öyle bir zaferdir ki Pirus’un ‘Tanrım bir daha başka hiç kimseye böyle bir zafer nasip etme’ yakarışında bulunduğu dahi söylenir…
Bugün ise tarih M.S. 2023. Yer de Türkiye Cumhuriyeti toprakları. Yirmi bir yıllık iktidarının yol açtığı büyük yıkımın ardından on milyonlarca insanın dilinde, ‘Erdoğan Pirus, Türkiye ise Terantum mu’ olacak sorusu. Fakat bu sorunun cevabı aslında belli ve sonuçlarını görmek için bu kez yüzyıl beklemeye gerek yok. Ya büyük bir dayanışma ve beraberlik içerisinde yeniden ve daha kararlı bir şekilde ayağa kalkılacak ve Pirus sandığa gömülecek ya da tarih tekerrür edecek.