Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerel seçimlere ilişkin sözlerini eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan’ın seçim yapılmadan halka ‘bizim irademize veya bizim siyasal tercihlerimize aykırı bir uygulama olursa kayyum yeniden devreye girer’ dediğini belirtti.
Geçtiğimiz haftalarda 2019 Mart ayında gerçekleştirilmesi beklenen yerel seçimlerin çok farklı olacağını dile getiren Erdoğan, Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) kastederek, “Terör örgütüyle birlikte aday olmaya yeltenenler kusura bakmasınlar bizden demokratik bir yaklaşım bekleyemezler” açıklamasında bulunmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan’ın yerel seçimlere ilişkin yaptığı açıklamaya tepki gösterdi.
‘Bölgeye özgü yasalar’
Erdoğan’ın parlamentodan geçiremediği anti demokratik uygulamaları, Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) geçirdiğini belirten Tanrıkulu, “Başta parlamentodan geçiremediği kayyum uygulamalarını hayata geçirerek, 90’dan fazla belediye el koydular. Belediye başkanlarının birçoğunu tutukladılar” dedi. Belediye başkanları hakkındaki suç iddialarına karşı mevzuatın belli olduğunu kaydeden Tanrıkulu, “Haklarında bir soruşturma varsa tedbirden İçişleri Bakanlığı görevden uzaklaştırabilir. Kişi soruşturmanın sonucunda aklanırsa hakları iade edilir. Bu da 3 aylık sürelerle olur. Yasal düzenleme böyle olmasına rağmen burada Demokratik Bölgeler Partili ( DBP) belediyelere karşı bu yasayı hiç uygulamayarak ve bölgeye özgü bir uygulama yaparak tümünü görevden aldılar. Yerlerine kaymakamları, valileri kayyum olarak atadılar. Bu doğrudan halkın iradesini gasp etmektir ve o gaspı da bugüne kadar sürdürüyorlar” dedi.
‘Kabul etmemiz mümkün değil’
Yaklaşan yerel seçimler öncesi Erdoğan’ın açıklamalarını, bölge belediyelerine yönelik kayyum politikalarının değişmeyeceğine işaret eden Tanrıkulu, şunları söyledi: “Erdoğan seçim yapılmadan halka şunu diyor. ‘Bizim irademize veya bizim siyasal tercihlerimize aykırı bir uygulama olursa Kayyım yeniden devreye girer’ demektir. Peki bunun adı nasıl seçim olacak ve siz nasıl demokrasiden bahsedeceksiniz. Burada yaşayan yurttaşlar en temel hakları olan seçme ve seçilme hakkına nasıl güvenecekler. Oldu olacak doğrudan bölgelere bir bölge valisi atasın, bütün bölgeliyi de onunla idare etsin. Gidişat da bunu gösteriyor zaten. Buradaki yurttaşlarımızın Türkiye’deki diğer yerlerdeki yurttaşlardan farklı olarak seçme ve seçilme hakları yoksa o zaman nasıl bir arada yaşayacağıyız, nasıl birlikte yaşayacağız. Oy vereceksin, oyunu ve seçtiğin insanı Ankara saymayacak. Erdoğan bu benim siyasi tercihime göre değil diyecek. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.”
‘Halk kayyumları kabullenmiyor’
Bölge halkının kendi seçtikleri belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasını hiçbir zaman kabullenemediğini aktaran Tanrıkulu, “Mahalli idareler ve yerel yönetimler halka en yakın yerel yönetim odaklarıdır. O yerelin yurttaşlarının seçmenlerin seçtiği insanlardır. Belediye başkanlarını senin gördüğün önceden tanıdığın insanları seçersin, veya büyük bir siyasal vizyonda bakarsın ona göre seçersin, ya da siyasal tercihine göre seçersin; gelen kayyumlar ise Türkiye’nin değişik yerlerinde görev yapmış Diyarbakır’la bölgeyle alakası olmayan, kayyum olarak atandıkları il ve ilçeyle alakası olmayan insanlardır. Devletin kaymakamı, valisi olmak ayrı bir şeydir, halkın seçtiği belediye başkanı olmak başka bir şeydir. Çok da güzel icraat yapsınlar, ki öyle bir şey de yok, yine bu halkın seçtiği insanlar olmadıkları için bunun halkta bir karşılı olmayacaktır” diye konuştu.
‘Demokrasiye darbe: OHAL’
Belediyelere kayyumların atanmasına karşı olduklarını ifade eden Tanrıkulu, “20 Temmuz’da Olağanüstü Hal ile yapılan demokrasiye karşı bir darbeydi. Ve Türkiye şu anda Olağanüstü Hal kalkmış olsa bile olağan koşullarla yönetilmiyor ve kayyum bunların en büyük icraatı. Bu günden önümüzde yapılacak seçimlere dönük bu tür açıklamalar aslında Erdoğan’ın yerel seçimlerden beklentisinin ne olduğunu da ortaya koyuyor. Bu demokrasi değil ‘her koşulda benim istediğim olacak, benim istediğim olmazsa yine ben kendi istediğimi yaptıracağım’ demeye getiriyor. Seçme ve seçilme hakkına aykırıdır, böyle bir şeye asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA /Esra Solin Dal