Erdoğan’ın ekonomiyi düzeltmek için bölgesel ve uluslararası alanda meşgul olacağına dikkat çeken Arap uzmanlar, ‘Arap devletlerinin Erdoğan’a desteğinin şartı, Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler gruplarıyla ilişkisini kesmesidir’ dediler
Recep Tayyip Erdoğan iktidarının, Arap ülkeleriyle ilişkilerinde ciddi bir gerginlik hakim oldu. Ankara, birçok devletin iç işlerine siyasi ve askeri müdahalede bulundu. Türk devletinin durumunun kötüleşmesi ve ekonomik krizin derinleşmesiyle beraber Erdoğan, Arap devletlerine yakınlaşarak Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır gibi Arap ülkeleriyle sorunlarını çözme girişimlerinde bulundu.
Seçimlerin ardından ortaya çıkan soru şudur: Yeniden Türkiye’nin cumhurbaşkanı olan Erdoğan bölge devletleriyle yakınlaşma politikalarını sürdürecek mi, yoksa eski politikalarına geri mi dönecek?
Arap uzmanlar, Erdoğan’ın Mısır, Tunus ve Liyba’ya karşı izlemesi muhtemel politikalar hakkında ANHA’ dan Muhsım El Mısırî’ye değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan’ın zaferine umut bağlayan gruplar
Tunuslu siyasi yorumcu Ebdulcelîl El Mealî konuya ilişkin, “Arap ve İslam dünyasının farklı bölgelerinden bazı İslami hareket ve şahsiyetlerin Erdoğan’ın son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferini kutlamaları, Erdoğan’ın bu hareket ve grupları temsil ettiğini gösteriyor. Aynı zamanda bu grupların Erdoğan’ın zaferine umut bağladıklarını da gösteriyor” dedi.
Ebdulcelîl El Mealî, Tunus Nehda Hareketi Başkanı Raşid El Gannuşi’nin sanal medyada yaptığı paylaşımla Erdoğan’ı kutladığını hatırlatarak, “Belki bu kutlama diplomatik açıdan normal bir kutlama ama Erdoğan’ın zaferinin Tunus’taki duruma etkisi üzerine birçok soruyu gündeme getiriyor. Özellikle Nehda Hareketi Başkanı Raşid El Gannuşi ile güçlü ilişkileri ortadayken. Ancak bu etkilerin sadece iki lider arasındaki ilişkilere göre okunamayacağı bir gerçektir. Bir yandan her iki ülkedeki iç olaylarına bakılması, diğer taraftan ise bölgesel ve uluslararası değişimlerin dikkate alınması gerekiyor” dedi.
‘Tunus Erdoğan’ın yeni dönemine mahkum olacak’
Tunus Devlet Başkanı Kays Said’in Nehda Hareketi’ni zayıflattığını, birçok yöneticisini yargılayarak hareketi siyasi alandan uzaklaştırdığına işaret eden El Mealî, ulusal kurtuluş cephesi ya da El Nehda’ya bağlı hareketlerin zayıflamasının bu cephenin ve Nehda Hareketi’nin halkı muhalefete yönlendiremeyeceğini gösterdiğine dikkat çekti.
El Mealî, Tunus ile ilgili olarak Erdoğan’ın yeni dönemine mahkum olacağını ve son 2 yılda başlayan sürecin devam edeceğini söyledi. Bu sürecin Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölgesel güçlerle ilgili olduğunu belirten El Mealî, “Erdoğan, Türk devletinin çöken ekonomisini harekete geçirmek ve Türk lirasını çöküşten kurtarmak için bu hamleyi şart koşuyor. Mısır ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini yeniden tesis ettikten sonra Müslüman Kardeşler ile müzakerelerini kendi çıkarlarına uygun devam ettirecek” diye kaydetti.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı Said’e baskı uygulamadan bazı kınama sözleriyle El Gannuşi akıbetini soran açıklamalarda bulunabileceğine söyleyen El Mealî, Erdoğan’ın El Gannuşi için Tunus cumhurbaşkanıyla iletişime geçmeye çalıştığını ancak Tunuslu kaynaklar Said’in bu girişimlere cevap vermediğini aktardığını belirtti.
El Mealî, Erdoğan’ın ekonomik durumu düzeltmek için bölgesel ve uluslararası alanda meşgul olacağına dikkat çekerek, “Erdoğan destek alabilmek için İhvan üyesi ve gruplarıyla bağını açmak zorunda kalacak. Arap devletlerinin Erdoğan’a desteğinin şartı, Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler gruplarıyla ilişkisini kesmesidir” diye belirtti.
‘Mısır ile ilişkilerin düzeltilmesi gerekiyor’
Mısırlı yazar ve siyasi yorumcu Îbrahîm Şaban ise, Mısır ile Türk devleti arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ve karşılıklı büyükelçiliklerin atamasının Türk devleti için bir başarı olduğunu kaydetti.
Îbrahîm Şaban şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’de Mısır ile ekonomik ilişkiler başta olmak üzere her yönüyle ilişkilerini düzeltmesi için büyük bir fırsat var. Erdoğan, ülkesindeki İhvan grubu ve Mısır karşıtı ajanslarını kapatmak için adımlar atmaya devam ediyor. Her şeyden önce Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini düzeltmesi gerekiyor, çünkü Mısır tüm Arap ülkelerine açılan kapı konumunda.”
‘İç politikaları gözden geçirmesi, Kürtleri rahat bırakması’
Erdoğan’ın seçim sonrası “Türklerin yüzyılını başlatacağız” sözlerine ilişkin Şaban şunları dile getirdi: “Türklerin yüzyılı başlatacağız derken neyi kastediyor? Bu mecazi bir söylemdir ve bir hassasiyet yaratacaktır. Eğer bir rönesans, iç sorunlarını, ekonomiyi, Türk lirasının değer kaybetmesini, enflasyonu ve ülkedeki diğer sorunları çözmeye başlamak anlamındaysa bu sorun değil. Ancak Arap ülkelerinin aleyhine genişleme ve hegemonya anlamına geliyorsa bu asla kabul edilemez” diye vurguladı.
Mısır ve Türk devletinin ilişkileri hakkında Îbrahîm Şaban sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin en büyük başarısı, genel iç politikalarını yeniden gözden geçirmesi, Suriye, Irak ve Kürtleri rahat bırakması ve Araplarla olumlu politikalar kuran politikalar geliştirmesidir. Bu Türkiye için büyük bir başarı olacak ve Mısır ile olan güvenini arttıracaktır. Türkiye cumhurbaşkanı son 10 yılın derslerini anlamıştır ve Mısır ile ilişkilerini bir daha zedelemeyecek ve daha dikkatli olacaktır.”
‘Türkiye Kahireyi yanına çekmeye çalışıyor’
Libyalı araştırmacı Ehmed El Erabî ise, Libya’nın Mısır ve Türkiye için merkezi bir konu olduğunu belirterek, “Erdoğan’ın zaferi, özellikle Doğu Akdeniz’de gaz ve petrol konusunda anlaşmazlıklar olduğu için Libya’daki çatışmayı etkileyecektir. Türkiye, Kahire’yi kendi tarafına çekerek bu yolla rakipleri olan 3’lü ittifakın (Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır) elinde bu dosyaları almaya çalışıyor” dedi.
Türk devletinin, Trablus’taki Ulusal Birlik Hükümeti’ne destek verdiğini ve Libya’da uzun vadeli çıkarları olduğuna dikkat çeken El Erabî, “Yunanistan ile süregelen çatışmalarına rağmen Türkler, genellikle Akdeniz’deki rollerine büyük bir önem atfediyorlar. Sonuç olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarında Türkiye ve Libya arasında 3 yıl önce imzaladığı anlaşma Akdeniz’deki çıkarlarına uygundu. Ayrıca Türk devletinin Trablus’taki varlığı bir müttefik olarak görülüyor” diye konuştu.
DIŞ HABERLER