Peki kurların yükselmesi ve liranın değer kaybetmesinin nasıl sonuçları olabilir? Ekonomi bilimi bize belirli koşullarda bir ülkenin parası değer kaybedince, o ülkenin mallarının yabancı ülkelerde ucuzlayacağını ve böylelikle ülkenin ihracatının artacağını söylüyor
Merkez Bankası’nın 200 baz puan faiz indirimine gitmiş olması herkesi şaşırttı. Piyasanın en iyileri bile 50 ya da 100 baz puan faiz indirimi beklerken birçok analist de böyle bir şey olmaz diyerek MB’nın faizleri sabit tutma olasılığını savundular. Ama ne var ki, MB herkesi şaşırttı. MB herkesi şaşırttı derken aslında MB’nın bürokrat uzmanlarının verdiği karardan söz etmiyoruz tabi ki. Çünkü herkes biliyor ki bu karar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararı.
Yazmayı düşündüğüm konu bu olmamakla birlikte geçerken değinmiş olayım ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen var olan sistem aslında bütün “devlet kurumlarının” içini boşaltarak onları “hükümet kurumları” haline dönüştürmüş durumda. Nasıl ki TRT artık bir devlet kuruluşu olmaktan çıkıp da bir hükümet, yani AKP kurumu haline gelmişse, Merkez Bankası da aynı şekilde bir AKP kurumu, daha net bir biçimde söyleyecek olursak bir Recep Tayyip Erdoğan kurumu haline gelmiş durumda.
Peki, bütün dünyada enflasyon başını kaldırmış ve Merkez Bankaları faizleri arttırmak yönünde karar alma arifesindeyken nasıl oldu da, ya da hangi saikle bizim MB’miz dünyaya meydan okurcasına faizleri indirme kararı almıştır?
Ekonomik analizlere yabancı olmayanların aklına hemen “düşük kur politikası” hangi koşullarda uygulanır sorusu geliyor. Öyle ya, kör gözün parmağına, iki ay önce bütün dünyaya inat 100 baz puan faiz indirimi yapmış, arkasından da 3 üst düzey MB yöneticisini görevden uzaklaştırmış bir iktidar kurların sıçrayacağını düşünemez mi? Düşünür tabii ki! Öyleyse faiz indirimleri, bundan önceki de şimdiki de bilerek ve isteyerek yapılmış işlemlerdir. Tabii bu bilerek ve isteyerek yapılmış işlemlerin kurları sıçratması ve TL’nin değer kaybetmesi de bilinen ve istenilen sonuçlardır.
Peki kurların yükselmesi ve liranın değer kaybetmesinin nasıl sonuçları olabilir? Ekonomi bilimi bize belirli koşullarda bir ülkenin parası değer kaybedince, o ülkenin mallarının yabancı ülkelerde ucuzlayacağını ve böylelikle ülkenin ihracatının artacağını söylüyor. Bir başka sonucu ise ithal mallarının fiyatları içerde pahalılaşacağından ithalatın azalacağını, böylelikle cari açık sorunun da çözüleceğini söylüyor. Dahası özellikle iç borçların çok daha az maliyetle çevrilebileceğini ve böylelikle bütçe açığının da sorun olmaktan çıkacağını…
Söylüyor da söylüyor. Acaba Erdoğan ve arkadaşları böyle bir formül ışığında mı bu faiz indirim politikasını uygulamaya başladı diye sorabilirsiniz. Doğrusu bu basit ve ancak belirli koşullarda uygulanabilecek “düşük kur politikasının” zaaflarını burada ele almak yazımın sınırlarına geldiğimden pek mümkün değil. Bir zamanlar Çin’in uygulamış olduğu ve kısa süreli başarı da elde ettiği bu politikanın rakip ülkeler tarafından da izlenerek başarısızlığa mahkum bir politika olduğu yine bilinen bir konu.
Benim aklıma gelen, Erdoğan’ın bu politikayla ne enflasyon, ne işsizlik gibi konularla bir ilgisinin olmadığı, işlerin kötüye gidişinin bir yerinde, MB’da ne kadar rezerv varsa onları piyasaya sürerek ve de kamunun elindeki faiz ve vergi politikalarını da kullanarak sahte bir ilkbahar yaratmak ve akabinde de seçime gitmek gibi bir planı olduğu. Tabii bu sahte ilkbahara bir de küçük bir savaşla milliyetçi bir sos katmak da yine elinde.
Böyle mi olur bilinmez. Eğer bu insanlar çıldırmadılarsa mutlaka bu adımlarından kendi çıkarlarını sağlayacak belirli sonuçlar bekliyor olmalılar.
Ama kesin olan bir şey varsa bu sonuçların “kendi çıkarları” için olacağı, “toplum çıkarları” için değil.