Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK Lideri Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş, Sezen Aksu, Ukrayna, Rusya, Kırım, NATO konusunda açıklamalarda bulundu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 26 Ocak 2022 gecesi NTV ve Star ortak yayınında açıklamalarda bulundu. Erdoğan Ukrayna ile Rusya krizi konusunda “Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Demirtaş, HDP, CHP
“Öcalan’ın bırakılması sözü yalandan ibarettir. Öcalan’ın Demirtaş’ın oradan verdiği mesajlarından rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP’nin içinde olduğu zillet ittifakı başa gelirse böyle bir şey olabilir. HDP’nin teröristbaşı ile ilgili heykelini dikeceğiz vaadini hatırlayın. Terör örgütlerine sırtlarını yasladıklarını nasıl açık açık söylediklerini hatırlayın. FETÖ’cüleri serbest bırakacağız diyenler bunlar değil mi, CHP değil mi? Ama biz bunlara asla izin vermeyeceğiz. Böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. (Meral Akşener) Bu hanım zihnindekini ifade etmiştir. Zillet ittifakında ortağı HDP’ye verdiği sözleri aklına gelmiş olacak ki teröristbaşının salıverileceğini zannediyor. Teröre, teröriste karşı tavizsiz bir mücadele devam ederken bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, yalandan medet ummaktır. Hanımefendi sözlerimizi işine geldiği gibi anlıyor. Çünkü işine HDP’ye verdiği sözler geliyor.”
Sezen Aksu’ya yönelik ‘dil koparma’ açıklaması
“Burada çok açık net bir gerçeği ortaya koymakta fayda var. Benim Çamlıca Camii’ndeki sözlerimin muhattabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir eyvallah. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır bu başka bir şey bunu kenara koyalım. Ama diğer taraftan ben ülkenin cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Kaldıki burada sadece Hz. Adem’le Havva validemiz değil aynı zamanda burada Meryem validemize burada hakaret var. Benim insanımızın kutsalına yönelik hassas bir duruşum var bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına yönelik değil kutsallarına karşı yönelik bir tavır olarak ifade ettim. Hatırlayın Demokrat Parti döneminde Atatürk’ü koruma kanunu çıkarıldı. Şimdi biz kutsallarımızı korumak için kanun mu çıkaracağız. Bu bir duruş, saygı bir kabullenme ve birlikte yaşama tecrübesi olarak hayata geçmeli. Özgürlüğün sınırları hakaret etmek, rencide etmek veya kutsallara kötü sıfatlar yakıştırmak değildir. Bizim dinimiz tüm peygamberlere kendi peygamberimize olduğu kadar saygı ve hürmeti emrediyor. Ne zaman birbirimize inançlarımıza değerlerimize saygı duyacağız? Ne zaman bu konularla gündem oluşturmaktan vazgeçeceğiz? Kimse toplumumuzu kutuplaştırmaya özellikle de tüm bu konulara yönelik görmezden gelmemizi beklememeli. Birlikte yaşamamızın teminatı birbirimize duyduğumuz saygıdır. Bu saygıyı ortaya koymaya mecburuz. Bu hassasiyetimin de ayrıca hiç isim vesaire zikretmeden ortaya koyduğum bir ilkenin kabulüdür. Bu ilkeyi de zannediyorum herkes kabul edecektir.”
Sedef Kabaş’ın tutuklanması
“Her şeyden şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devletin, devleti yöneten Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması burada söz konusudur. Biz Cumhurbaşkanlığı makamını korumakla yükümlüyüz. Bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz, hukuk neyi gerektiriyorsa sonucu ne olursa olsun burada gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğü ile de alakası yoktur. Siyasette elbette eleştiri olur ama bu temiz bir dille olmalıdır. CHP’nin cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılması teklifi de tam bir garabet. Bunlar milletin bu makamlara kendilerini getirmeyeceğini bildikleri için, bizim elde edemeyeceğimiz makamlara gelenlere herkes istediği gibi saysın sövsün diyorlar. Bu makamların şerefini saygınlığını biz bu aziz milletle koruyacağız. Esasında hakaret ettikleri Tayyip Erdoğan nezdinde milletin ta kendisidir. Milletin evi dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim merkezine ‘ahır’ benzetmesi de tümüyle bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir. Muhalefetin de bu kadar ağır sözleri, eleştiri hakkı gibi göstermesi bunların edebini gösteriyor. Kabul etseler de etmeseler de, Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin yüzde 52 ile seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Bu suç cezasız kalmayacaktır. Bu hakareti yapan şahsın amacının provakatörlük olduğu da çok açık. Bunu sağlık kontrolü için getirildiği hastaneye girerken kelepçesiz ellerini arkadan birleştirerek ters kelepçe vurulduğu algısı yaratmaya çalıştığında da gördük.”
İstanbul’daki kar yağışı sonrası yaşananlar
“Kar yağışını ben doğrusu bir bereket olarak görüyorum. Asla bir felaket olarak telakki etmiyorum. Hep yağmur yağmur diye bekledik. Şimdiyse kar yağışı gelince farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Karın sebep olduğu ulaşım sıkıntılarına karşı gerekli tedbirleri almak elimizde. İstanbul’a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. Eğer tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyruk oluyorsa herhalde bunun sorumlusu, sorumluları vardır. Gereken yol açma ve tuzlama çalışmalarının yapılmamasından kaynaklandı. Bunu yapmayanlar belli. Bu tam anlamıyla basiretsizliktir. Kar yağdıktan sonra tedbir alamazsınız. Kış mevsimine girerken bütün tedbirlerinizi almalısınız. Ne yazık ki daha önceki uygulamaları bile devam ettiremeyen bir yönetim elinde İstanbul. Biz, İstanbul’umuzu kaderine terk edemeyiz. Çalışmaları koordine etmeleri için İçişleri ve Ulaştırma bakanlarımı İstanbul’a gönderdim. Karayolları Genel Müdürlüğümüz, Meteoroloji ile irtibatlı olarak, sorumluluğunda bulunan yollarda gereken önlemleri aldılar. Ben saat 03.00’e kadar işi takip ettim, arkadaşlarımla irtibat halinde oldum, kara yollarındaki çalışmaları koordine ederek izledim. Burada doğru olmayan ifadeler var. Söylemek istemem ama bir yalan söz konusu. İBB kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur, incelemeler yapılır ve gereken karar alınır. Bunların ödeme süreçleri de bellidir. Şehri yönetme kabiliyetleri olamayanlar engelleniyoruz diyor. Mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz ve haksız dağıtımı değildir. Tam tersine bu konuda adil, hakkaniyetli ve hukuka uygun dağılım söz konusudur. Ülkemizdeki tüm belediyeler kendi bütçelerini kendileri oluşturur. Nereye ne kadar harcayacaklarına karar verir. Ben de belediye başkanlığı yaptım. Böyle kar, tipi olacak Erdoğan evde yatacak. Yok öyle bir şey!”
İran’ın doğalgaz kesintisi
“Şimdi biz İBB değiliz. İran’a borcumuz söz konusu değil. Tam aksine, bu iddialar yalandır. İran Cumhurbaşkanı ile görüştüm. En kötü şartlarda bir on gün esneme yaparsak atlatırız dedi. Öyle zannediyorum ki fevkalade bir durum olmadan on bilemediniz on beş gün içinde doğalgaz akışı devam edecek.”
Ukrayna-Rusya krizi: Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek
“Bölgede bir savaşı doğru bulmamız mümkün değil. Bölgemizde barış ve istikrar istiyoruz. Her iki ülkenin de Türkiye’nin samimiyetinin, iyi niyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. İki bölge ülkesinin birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgeye bir getirisi olamaz. Daha fazla savaş, daha fazla acı istemiyoruz. Ülkemiz Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başında beri destek verdi. Rusya’nın Kırım’ın ilhakı başta olmak üzere Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik adımlarına karşı net bir tutum sergiledik. Biz şu anda sayın Putin’i de ülkemize davet ettik. İki lideri arzu ederlerse ülkemizde bir araya getirerek, barış ortamının yeniden tesisine giden yolu açabiliriz. Şu an bizim arzumuz diyalog ve diplomasi yoluyla mevcut krize bir çözüm bulunmasıdır. Hem Rusya hem Ukrayna’ya yapıcı ve itidalli davranmaları yönünde çağrılarımızı sürdürüyoruz. Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek.”
Necip Hablemitoğlu suikasti
“Bunu şimdi ilk defa bu programda açıklayacağım. Merhum Hablemitoğlu FETÖ’nün devlet içindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan Köstebek isimli kitabını yayınlayamadan 18 Aralık 2002’de öldürülmüştü. Milli İstihbarat Teşkilatımız uzunca süredir bu suikastın katil zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır’In izini sürüyordu. Bu şahıs kırmızı bültenle aranıyordu. Kaçtığı yurt dışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarında ülkemiz aleyhine asılsız iddilarda bulunuyordu. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna’da saklandığını tespit etti. Bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda “Bu ülkenizdedir, bize verin” dedik. İstihbarat teşkilatımızın yakın markajıyla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ’a silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi. MİT katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ı Ukrayna’da buldu. Bu kişi Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne gelip hesap vermekten kurtulamayacaksınız”
ANKARA