Saray’da yapılan Adli Yıl Açılış Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, töreni boykot eden baroları açılışı provoke etmekle suçladı. Erdoğan, “Yargı üzerinden Cumhurbaşkanı’na saldırmak, doğrudan siyasal alanı hedef almaktır” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’daki Adli Yıl Açılış Töreni’nde konuştu. Erdoğan, bu yıl 5’inci ve son defadır Adli Yıl açılışını yapan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’e hizmetleri için teşekkür ederek başladığı konuşmasında “adalet” kavramı üzerinde durdu.
Adaletin, tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan tartışılan, uygulama biçimleriyle gündemde olan bir konu olduğunu belirten Erdoğan, “Biz de her fırsatta adalet kavramı üzerinde uzun uzun durmaya çalışıyoruz. Görevimiz gereği üstlendiğimiz sorumlulukların yanı sıra ferdi hayatımızda maruz kaldığımız çok sayıdaki hadise sebebiyle bu kavram üzerinde sık sık tartışmak durumunda kaldık. Zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Şayet insan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Dolayısıyla bu iradeyi kontrol altında tutacak zihni ve fiili bir düzene ihtiyaç vardır. Nitekim toplumsal ilişkiler ve devlet uygulamalarıyla ilgili tartışmalarda hep adalet kavramının yattığını görüyoruz. Batının ve doğunun tüm önemli isimleri tartışmalarını bu kavram üzerinden yürütmüşlerdir” diye belirtti.
‘Kanun başkadır hukuk başkadır’
Erdoğan, kadim dönemlerden beri insan hayatının ve toplumsal düzenin temeli olarak görülen adalet kavramı üzerinde daha çok düşünülmesi gereken bir dönemden geçtikleri düşüncesinde olduğunu da ifade etti. Devamında ise, “Kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için biz daima adaletin peşinde koşmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘Kuvvetler ayrılığı’ prensibinin ise, demokrasinin ve cumhuriyetin temeli olduğunu söyleyen Erdoğan, Başkanlık Sistemi konusunda ABD’yi örnek gösterdi.
‘Başkanlık sistemi kuvvetler ayrılığı için engel değil’
Erdoğan, bu konuda şunları dile getirdi: “ABD’de seçimle gelen başkan yardımcısı aynı zamanda kongrenin de başkanıdır. ABD’de bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı bir durum olarak anlaşılmamakta. Türkiye, darbelerden vesayete kadar pek çok sıkıntılı süreç yaşamış olsa da halkın iradesi üzerine inşa ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin birliğini, beraberliğini, tüm kurumlarıyla etkin şekilde işlemesini temin, cumhurbaşkanının en öncelikli görevidir. Anayasamızın lafzında ve ruhunda açıkça yer alan bu yaklaşımı, kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil, tam tersine birleştirici bir güç olarak görüyoruz. Anayasa’nın hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil devletin de başıdır. Cumhurbaşkanı’na verilen devletin başı misyonu kuvvetler ayrılığı için tehdit değil, birleştirici güçtür.”
‘Temelsiz ithamlar’
Kuvvetler ayrılığı konusundaki ithamların ise, temelsiz olduğunu öne süren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan cumhurbaşkanına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır. İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir.
Baroları eleştirdi
Birtakım barolar adli yıl açılışını sırf mekandan dolayı provoke ediyor. Gazi mekan tüm kurumların evidir. Başta barolar olmak üzere önümüzdeki dönem kurumların seçim sistemi yeniden düzenlenmelidir. Yargıtay ve TBB Başkanımızı, bu bağnaz ve provokatif dayatmalara karşı gösterdikleri dirayetli ve demokratik duruş sebebiyle tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bu gazi mekan, konferans salonu, sergi salonu, camisi, 15 Temmuz Anıtı, tamamlanmak üzere olan kütüphanesi ve inşası süren müzesiyle, milletimizin, dolayısıyla da tüm kurumlarımızın evidir.
Yargı reformu kısa sürede hayata geçecek
AB organları her ne kadar ülkemize karşı açıkça ayrımcı bir tutum içindeyse de biz bu reform belgesiyle aynı zamanda tam üyelik yükümlülüklerimize olan bağlılığımızı da göstermiş oluyoruz. Yargı süreçlerini sadeleştirerek, uyuşmazlıklar için alternatif çözüm yolları geliştirerek, önleyici hukuk uygulamalarını sistemimize kazandırarak, Yargı Reformunu kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız.”