AKP hükümetinin dış politikasındaki başarısızlığına dikkat çeken gazeteci Mustafa Kemal Erdemol, Türkiye’nin bu nedenle çok yönlü krizler yaşadığını vurguladı
Türkiye’nin başı sonu belli olmayan bir dış politika izlediğini belirten gazeteci Mustafa Kemal Erdemol, “Her şeyden önce bu proaktif dedikleri politikadan bir an önce vazgeçmek lazım” dedi. Hükümetin, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz politikasını gerilim üzerine kurduğuna dikkat çeken Erdemol, bu politikanın Türkiye’ye zarar verdiğini söyledi. AKP ve ortağı MHP hükümetinin son yıllarda izlediği iç ve dış politikalar nedeniyle çok yönlü krizler yaşanmakta. Suriye’den Irak Federe Kürdistan bölgesine, Libya’dan Doğu Akdeniz’e kadar sorunlar yaşayan iktidarın izlediği politika çıkmazı daha da derinleştiriyor. Bu krizler de Türkiye haklarına ağır fatura olarak geri dönüyor.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan gazeteci Mustafa Erdemol da “Komşularla sıfır sorun” politikasından, “herkesle gerilim” politikasına nasıl geçildiğini ve sonuçlarını değerlendirdi. Türkiye’nin sürdürdüğü dış politikanın Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri başkanı olduğu dönemde atılmaya başlandığını hatırlatan Erdemol, bunun da proaktif olarak isimlendirildiğini söyledi.
Davutoğlu, dönemine kadar dış politikada olaylara müdahale etmeme, olay olduğu zaman müdahale etme çerçevesinde hareket edildiğini belirten Erdemol, “Bu süreçten sonra bu aktif hale getirildi. Ama tutmadı. Bu aynı zamanda Kemalist dış politikaya karşı bir itirazın da ifadesidir. Bunlar Misakı milli sınırları içerisine çekildiler. Dolayısıyla Türkiye donuk bir dış politika izledi. O süreçte ‘Şimdi aktif olmanın zamanıdır’ dinilerek proaktif bir politika başlatıldı” dedi. “Komşularla sıfır sorun” politikası çerçevesinde hareket edilmeye başlandığını anımsatan Erdemol, bunun uygulamada öyle olmadığını ve bugün bütün komşularıyla kavgalı bir Türkiye’nin olduğunu dile getirdi.
Libya politikası
Türkiye’nin dış politikadaki son başarısızlığının Libya’da yaşadığını ifade eden Erdemol, Türkiye’nin tarafı olduğu hükümetin yakın bir zamanda diğer hükümetle bir uzlaşmaya vardığını söyledi. İki taraf arasında bir takım sorunlar çıkmasına rağmen önemli adımların atıldığına vurgu yapan Erdemol, şöyle devam etti: “Türkiye orada oyun kurucu olduğu halde desteklediği hükümet kendisine danışmadan diğer hükümetle işbirliği yaptı. Şimdi bu nasıl bir dış politika diye sormak lazım. Sarraç Türkiye’ye gelmiş sanki talimat alıyor. Sarraç sadece Türkiye’den destek almıyor. Ama AKP medyası sanki Sarraç’ın tamamen Türkiye’ye bağlı olduğu şeklinde bir imaj yaratmaya çalışıyor.”
Kürt korkusunun sonucu
Demokratik Suriye Güçleri (DSM) heyetinin Rusya’da Dışişleri Bakanı Lavrov’la yaptığı görüşmeye de değinen Erdemol, Türkiye’nin DSM konusunda da yanlış politika yürüttüğünü ifade ederek, “Rusya DSM’nin Suriye’de önemli bir güç olduğunu biliyor. Bu bir olgu, inkâr edilecek bir şey değil. DSM’ye sadece ABD ile ilişki kuran bir güç gibi bakamazsınız. Sen de onlara el uzat onlar da seninle hareket etsin. Zaten başından beri DSM Türkiye ile bir uzlaşma yolu aradığı biliniyor. Diplomatik olarak bunu her zaman dile getirdi. Bunu reddeden taraf Türkiye oluyor. İşte kadim Kürt korkusu bunların böyle hareket etmesine yol açıyor” diye konuştu. DSM’nin hem sahada hem de diplomatik alanda birtakım kazanımların olduğunu ifade eden Erdemol, “Suriye’de Kürtler artık eskisi gibi olmayacak. Orada bağımsız bir Kürt devleti olmayacak belki ama Suriye’de federasyon şeklinde bir yapı olacak gibi görünüyor. Mesele şudur; bu yapıyı ABD mi yapsın yoksa Rusya ve Suriye mi? Türkiye tercihini bu yönden yapmalı” diye kaydetti.
Barışçı politika şansı
Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelere de değinen Erdemol, Akdeniz’de herkes gibi Türkiye’nin de payını alması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Akdeniz’de çok büyük avantajlarının olduğuna işaret eden Erdemol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orada bulunan veya bulunacak petrolün Avrupa ülkelerine götürülmesi Türkiye olmadan yapılamaz. Çünkü çok zor ve maliyetli bir şey. Şimdi bu konumunu barış ve kardeşlik için kullanma şansın varken üzerinde oynadığın politikanın bir araç haline getirmek politika değildir. Burada en büyük avantaj sende ama sen herkesle kavgalısın. Mısır’la seni hiç ilgilendirmeyen bir meseleden dolayı kavgalısın. Suriye’yi zaten başından beri tahrip eden unsurlardan birisin. AB’nin tavrı zaten belli. Güney Kıbrıs Rum yönetiminin ezelden beri tanımıyorsun, Yunanistan’la yine problemlisin. Bu proaktif politikanın Türkiye’yi getirip bıraktığı yerdir
‘Suriye ve Libya’dan çekilmeli’
Türkiye’nin artık hem Suriye’den hem de Libya’dan çekilmesi gerektiğini belirten Erdemol, şunları söyledi: “Türkiye’nin buralarda hakları varsa dahi buralara asker çıkararak yapacağı bir şey değildir. Bu politikaların bir an önce terk edilmesi lazım. Doğu Akdeniz’de haklarını almak istiyorsan bu silahla alacağın bir şey değil. Bu politikalardan vazgeçilmeli. Bakın Irak Merkezi Hükümeti Türkiye ile anlaşamıyor. Irak’ın Kürdü ile anlaşamıyorsun. Oranın Kürdüne karşı olduğun için merkezi hükümetle bir ara anlaşmıştın. Şimdi onunla da anlaşamıyorsun. Bu politikalar neye hizmet ediyor diye sormak lazım. Her şeyden önce bu proaktif dedikleri politikadan bir an önce vazgeçmek lazım.