Amed Büyükşehir Belediyesi, AKP’li Ensarioğlu’nun ilaç ihalesine dair iddialarını yalanlayarak, ilacın fiziki olarak depolarında olmadığı açıklamasını yaptı
Amed Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Emrullah Gördük, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Meral Danış Beştaş üzerinden Amed belediyesine dair itham ve iddialarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada Ensrarioğlu’nun kayyım savunuculuğu adına 2023 yılında yapılmış bir ihale ile bu yıl yapılan ilaçlama ihalesinin karşılaştırmasını yaptığı kaydedildi. Açıklamada Ensarioğlu’nun belgesiz, bilgisiz ve dayanıksız bir şekilde Meclis üyelerini yanılttığı vurgulandı.
Ensarioğlu’nun bahsettiği ilaç depolarda yok
Kayyım tarafından 17 milyon 400 bin TL’lik ihaleyi savunan Ensarioğlu’na yanıt veren Gördük, “Kayyımların yönetiminde olan Büyükşehir Belediyesi; 2021 yılında (2021/372666 ihale kayıt numarası), 2022 yılında (2022/640529 ihale kayıt numarası) ve 2023 yılında da tıpkı yeni yönetimin yapmış olduğu gibi pazarlık usulüyle ilaç alımı yapmıştır. Yine 2022 yılında depoda 2 bin 500 litre ilaç bulunmasına rağmen kayyım tarafından yeni bir ihale yapılarak 7 bin litre fazladan ilaç alındığı kayıtlarda mevcuttur. Yeni yönetim ise işbaşı yaptığı anda depoda sadece 80 litre larvasit ilaç bulunmaktaydı ve acil koduyla ilaç alımına çıkmak zorunda kalmıştır. Alınan ilacın kullanım süresi, kalitesi ve kur farkı göz önünde bulundurulduğunda 2023 yılındaki ihale ile 2024 yılında yapılmış olan ihalenin parasal miktar üzerinden karşılaştırmasının yapılamayacağını bilmek için, asgari bilgi düzeyine sahip olmak yeterlidir. Ucuza alındığı ifade edilen ilacın merdiven altı bir marka olduğu ve ilacın kullanılmadığı ve fiziki olarak da belediyenin depolarında bulunmadığı kamuoyunun bilgisine sunulur. Söz konusu ilaç 6 aylık süre için tedarik edildiği, yeni yönetim ise bir yıllık ihtiyacı karşılamak üzere temin etti. Alınan yeni ilacın hedef dışı canlılara zarar vermeyen toksikoloji ve eko-toksikoloji özelliğe sahip uluslararası standartlara uygunluğu dikkate alındı” dedi.
İlaçlama yapmayanlar hakkında soruşturma
Kayyım idaresinin yerel seçimler dönemine denk gelen larva döneminde ilaçlama yapılmadığı için karasinek ve sivrisinek üremesine ve çoğalmasına bile isteyerek yol açıldığını vurgulayan Gördük, “Ocak-Şubat dönemine denk gelen larva sürecinde ilaçlama yapılmadığından kaynaklı hedef popülasyon ile mücadele katbekat zorlaşmış durumda. Dolayısıyla zamanında, zemininde şehrin larva mücadelesi yapılmadığından bugün olması gerekenden iki kat ilaç tüketimi yapılmaktadır. Hedef popülasyon ile mücadele daha da zorlaşmış ve kullanılması gereken ilaç miktarı iki katına çıkmış durumdadır. Kayyım döneminde bile isteye ilaçlama yapılmadığı için halk sağlığını tehlikeye atmaktan kaynaklı ilgili sorumlular hakkında Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Söz konusu kişiler hakkında yürütülen soruşturma devam etmekle birlikte sonuçları en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşılacaktır” ifadelerini kullandı.
İmar değişikliği
Milletvekilinin söz konusu ilaç firmasına 50 milyon TL’nin peşin ödeme şeklinde yapıldığı bilgisi de bilinçli bir çarpıtma olduğunu dile getiren Gördük, şunları söyledi:
“Zira kamu kurumlarının yapmış olduğu her türlü ihalede önce hizmetin veya malın alınmış olması bir zorunluluktur. Alınmamış ve görülmemiş bir hizmetin ödemesinin peşin yapılması yasal olarak da mümkün değildir. Milletvekilinin, konuşmasının devamında İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığımız bünyesinde görevli bir müdürün eşine ait arsasında imar değişikliği yapıldığına dair iddiası da ‘çamur at izi kalsın’ deyiminden öteye geçmemektedir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunlarını asgari düzeyde bilen herkes bilir ki imar değişikliği ancak seçilmiş meclis kararı ile alınmaktadır. Dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi’nin Meclis Kararları incelendiğinde böylesi bir kararın olmadığı görülmektedir. Söz konusu yerde geçen çalışmanın aslı ise şehrin ana isale hatlarından biri uzun yıllar önce vatandaşın arazisinden geçmektedir. İsale hattının bulunduğu yerin üstünde kayyım döneminde 3 yıl önce yapılmış bir bina bulunmaktadır. Bu isale hattı basınçlı bir hat olduğundan binada oturan yurttaşlar için yaşamsal bir risk teşkil etmektedir. Ayrıca şehrin ana su kaynaklarından birisi de bölgede bulunan bir sitenin altından geçmektedir. Olası herhangi bir arıza durumunda müdahale etmek imkansızdır. Dolayısıyla ya arazinin binalar ile birlikte kamulaştırılması ya da hattın zorunlu bir şekilde deplase edilmesi gerekiyordu. Yapılan işlemde kamu kaynaklarına yük çıkarmadan deplase yöntemiyle çözüm bulunmuştur.”
Kaynak: MA