DEM Parti Engelliler komisyonu engelli cinayetlerine ve yoksulluğuna yönelik açıklama yayımladı. Çelebi, engelliler ve ailelerinin toplumsal dayanışmadan mahrum bırakıldığını ve egemen kültürün bireyselliği dayattığının altını çizdi
DEM Parti Engelliler komisyonu, Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi imzasıyla engelli cinayetlerine ve yoksulluğuna yönelik ‘Engelli cinayetleri ve yoksulluğu politiktir” başlıklı açıklama yayımladı.
Engellilere yönelik sağlamcı ve tıbbi bakış açısı, geleneksel önyargılar ve sosyal devletin destek hizmetler konusundaki yetersizliklerine değinilen açıklamada, bu durumun engelli bireylerin ölümlerine, cinayetlerine ve intiharlarına neden olduğu belirtildi.
Açıklamada engellilere yönelik sözel, duygusal, cinsel, ve fiziksel şiddet yaptırımsız kaldığı belirtilerek, engelli yurttaşların korunaksız bir şekilde ve risk altında yaşamını sürdürdüğü söylendi.
Geçtiğimiz günler Trabzon’da “engelli çocuğunu öldürdükten sonra intihar eden babanın durumu”na değinilen açıklamada, “Evlatlarıyla yıllarca kendi imkanları ile ilgilenen engelli birey ebeveynlerinin, ‘kendi ölümlerinden sonra evlatlarına ne olacağına ilişkin kaygıları’ temelsiz değildir. Bu olay devlete olan güvensizliğin, engelli birey ebeveynlerinin yalnızlığın da göstergesidir” ifadelerine yer verildi.
Resmi rakamlarda 12 milyonu aşan engelliye en temel bakım hizmetlerinin ve kamu hizmetine erişilebilirlik haklarının sunulmadığı vurgulanan açıklamada, “milyonlarca engelli müebbet olarak dört duvar arasında yaşamaktadır” denildi.
Engelli yurttaşlara ve engelli mültecilere yönelik temel kamu hizmetlerinin sunulmaması iktidarların politik tutumu olduğu belirtilerek, “İktidarın halktan çok kendi nüfuzunu sürdürmeyi esas alan uygulamaları sonucunda açığa çıkan ekonomik kriz tüm toplum kesimleri gibi engellileri de derinden etkilemekte ve toplumsal dayanışma ağlarını aşındırmaktadır. Yaşanan derin yoksullaşma engellileri ve ailelerini çaresiz ve umutsuz bırakmaktadır” ifadelerine yer verildi. Engelli bakım parasına değinilerek, “2024 yılı için açlık sınırı 15 bin TL bandına yaklaşmışken engellilere “evde bakım parası” adı altında verilen 7 bin 65 TL olması kabul edilemez. Bu rakam hükümetin engelli haklarına hala ‘sadaka kültürü’ ve bakış açısıyla yaklaştığını göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Kamusal alanda ise Rehberlik Araştırma Merkezlerinde (RAM) başlayan ve iki yılda bir yenilenen zorlu rapor alma süreçleri, kaynaştırma öğrencisi olmak isteyen otistik çocuklar için ötekileştirme, hakaret, etiketleme, dışarıda bırakılma ve sosyal yalnızlıkla dolu bir yolculuğun acı ve öfke dolu hikayesine dönüşmektedir. “Bakım evlerinde ve okullarda” otistikler başta olmak üzere birçok engelli çocuğa şiddet uygulandığını biliyoruz. Yakın dönemde Mehmet Eres’in ölümü, Sinan Gündoğan’a yapılan işkence hafızalarda tazedir. Bununla birlikte kamuoyuna yanısmayan yüzlerce şiddet, işkence ve hak ihlali vakası olduğunu da biliyoruz. Engelliler ve aileleri toplumsal dayanışma ağlarından mahrum bırakıldığı gibi egemen kültürün bireyselcilği dayattığının farkında olmalıyız. Yaşlı, Engelli ve Ağır Hasta bakım hizmetlerinin kamusal olarak ve insan onuruna yakışır bir şekilde sunulması gereklidir. Bu hizmetler sadece ebeveylere bırakıldığında hem hak temelli olan devamlı bir rehabilitasyon hizmeti sunulamamakta hem de ebveynlerin maddi manevi güçleri bir aşamadan sonra tükenmektedir.
Tüm yerel yönetimler bünyesinde engellilerin toplumsal yaşama katılımını teşvik eden, engelli ebeveynlerine gerekli sosyo-psikolojik destekleri sunan yeni bir yapılanma gereklidir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tekçiliği esas alan merkezi yaklaşımı ve özel sektörün rantçı yaklaşımı engellilere yönelik sistematik eziyet ve ayrımcılık rejimini devam ettirecektir.”
HABER MERKEZİ