2030 yılı enerji verimliliği eylem planını açıklayan Bakan Bayraktar, yurttaşlara enerjiyi verimli kullanın çağrısı yaptı. Diğer yandan iktidarın enerji politikaları halkı elektriksizliğe mahkûm ederken, elektrik tüketimini artıran uygulamalar yürürlükte
Yusuf Gürsucu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Bakanlıkta düzenlenen toplantıda Türkiye’nin enerji verimliği alanında 2030 yılına kadar olan yol haritasını açıkladı. Bayraktar, “Eylem planımızın hayata geçirilmesiyle birlikte 2030 yılına kadar enerji tüketimimizi yüzde 16 azaltacak ve 100 milyon ton emisyon azaltımına katkıda bulunacağız” iddiasını yaparken, daha önce kömürden vazgeçmeyeceklerini açıklamış olması çelişkiyi ortaya çıkarmakta. Bayraktar, “Türkiye Yüzyılında ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşmak için tüm vatandaşlarımıza enerjiyi verimli kullanma çağrısı yapıyorum” sözleri ise Türkiye’de tüketilen enerjiye göre yaklaşık 3 kat enerji arz fazlası dikkat çekici.
Aşırı arz fazlası
Bakan Bayraktar’ın, “Ülkemizin büyüyen nüfusu ve ekonomisi dolayısıyla son 10 yılda enerji talebimiz yüzde 34 oranında arttı” ifadeleri ise 2011 yılında enerji üretim kapasitesi 53 bin 211 MW iken, 2023 yılında 106 bin MW’a ulaşmış olması, enerji üretim kapasitesinin yüzde 50 artması arasında farkın nedenini sorgulamayı gerektiriyor. 2011 yılında ortalama talep 23 bin MW civarında olması ve bugün ise bu ihtiyacın en çok 35 bin MW düzeyinde seyretmesi enerji üretimlerinde aşırı arz fazlası yaşanmakta. Bu arz fazlasının tüketime dönüştürülmesi noktasında ortaya çıkan sıkıntıları tüketimi arttırarak aşmaya çalıştıkları ise bilinen bir gerçek.
Her şey tüketim artışı için
Elektrik tüketiminin yüzde 6 artmasına sağlayan yaz saati uygulamasında ısrar sürerken, enerji santrallerine atıl kalan ve üretmedikleri kapasiteler için her ay yüz milyonlarca para aktarılması iktidarın enerji politikalarının sermaye çıkarlarından başkaca bir hedefinin olmadığını ortaya koyuyor. Diğer yandan binlerce AVM ile elektrik kullanımını teşvik eden iktidarın oluşturduğu havuz şirketlerinin elektrik üretim ve dağıtım işlerinde olması, elektrik tüketimini arttırmaya dönük politikaların uygulandığı bilinen bir gerçek.
Kömürle emisyon azaltmak
Bakan Bayraktar’ın daha 15 gün önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ‘yerli’ kömürü yakmaktan alıkonmasının kabul edilemez. Hemen her şeyin elektrikli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Onun için biz elektriği ondan üretmeyelim, bundan üretmeyelim. Nükleerden üretmeyelim. Nükleer enerji olmazsa Türkiye daha güvenilir bir ülke olur mu? Nükleer olursa daha güvenilir olur” sözleri ‘2030 yılında kadar 100 milyon ton emisyon azaltımı’ sağlayacağız iddiasını boşa düşürürken, konuya göre bir öyle bir böyle açıklamalar yapıyor olması tutarsızlıklarını açıkça ortaya sermekte.
İkiyüzlü politikalar
Halka tasarruf çağrısı yapan Bayraktar, ihtiyaç olmamasına karşın ‘piyasa şartlarında ayakta kalmakta zorlanan santraller’e yapılan kapasite mekanizması desteğinin gerçek nedeni maskeleniyor. Santrallere, üretmedikleri enerji bedeli olarak her ay milyonlar ödeniyor. Geçtiğimiz Ekim ayı için 411 milyon TL, Kasım ayı içinse 324 milyon üretilmeyen enerjiye kamu eliyle para ödenmiş olması dikkat çekerken, alınan yeni kararla 43 adet kömür ve doğalgaz santraline her ay üretmedikleri enerji bedeli 1 milyar liralara ulaşacak. Bu durumda bugüne kadar şirketlere yaklaşık 18 milyar TL yapılan ödeme tutarı, 2024 yılında 30 milyara ulaşacak. Bakan bu gerçekleri görmezden gelip hamaset üreterek, halka tasarruf çağrısı yapması ikiyüzlülükten başkaca bir şey olamaz.