Sarılmak, çok özel bir dokunma yöntemidir ve kendinizi daha iyi kabul edebilmenizi ve diğerleri tarafından daha iyi kabul edilebilir hissetmenizi sağlar. Pozitif etkileri olan bu eylem harika bir duygu olarak tanımlanır. Sarılmak insanlara özgü bir davranış değil. Hayvanlarda psikolojik olarak olumlu etki yapan bu eylemi gerçekleştiriyor. Sarılmanın sarılınan kişiye olduğunu gibi sarılan kişi için de olumlu etkileri var. Ve pozitif etkiler fiziksel kontaktan sonra da devam eder. Sarılmak seratonin ve dopamin gibi başka hormonların da salgılanmasını sağlıyor. Bu hormonlar vücuda; huzur, sağlık ve sakinlik vererek yatıştırıcı etki yapıyor. Sarılma herhangi birinden gelebilir, bu bir arkadaşınız olabilir, bir aile üyesi veya sevdiğiniz bir insan olabilir, partneriniz veya size sadece sempati duyan bir kişi olabilir. Sadece insanlar değil hayvanlarda sarılmanın pozitif etkisinin farkında. Bu kucaklaşma, tüm canlıların doğası açısından bakıldığında, en temel etkileşim. Brezilyalı yazar Paulo Coelho sarılmayı şöyle tanımlıyor: “İnsanlık kadar eski olan bu hareket, iki vücudun kavuşmasından çok daha fazlasını ifade eder.”
Araştırmalara göre; sarılmak, beynin endorfin isimli hormonu salgılamasına yol açan bir eylem. Bu da daha iyi iyileşmeye olanak veren bir hormon. Kucaklaşmak aynı zamanda kan basıncını düşüren ve hatta bir terapi yöntemi. Bir sarılma, baş ağrısını hafifletiyor ve kaygı, stres veya depresyonu azaltıyor. Özsaygıyı inşa edebilirken, sinirleri sakinleştirebilir, yalnız olmadığınızı size hatırlatır, uyku sorununu tedavi edebilir, korkuyu ve kaygıyı yenmede yardımcı olabiliyor. Kathleen Keating tarafından yazılan “Sarılma Terapisi” isimli kitaba göre; sarılmak aynı zamanda çocukların zihinsel ve entelektüel gelişimleri etkilerken, korkularının da üstesinden gelebilmelerini sağlıyor.
Sarılma içerisindeki küçük dokunuşlar da belirli sinirlerin uyarılmasını sağlıyor- afferent c-tensel nöronlar yalnızca tüylü derilerde bulunurlar, dokunma acı ve baskı ile ilgili bilgiyi ileten sıradan sinirlerden farkları var. Afferent c-tensel nöronlar yalnızca ışığa ve yavaş dokunmaya tepki veriyor. Bu nöronlar doğrudan beyin ile olan bağlantıları sayesinde endorfinlerin salınımını tetikliyor. Endorfinler ve nöropeptitler, beyindeki nöronlar tarafından birbirlerine sinyaller iletmek için kullanıyor. Endorfinler de fiziksel ve psikolojik acının dindirilmesini sağlar. Bu sebeple ağlayan birisine sarılmak onun için oldukça rahatlatıcı oluyor. Japonya’da insanlara belirli bir ücret karşılığı sarılma hizmeti veren merkezler bulunuyor. Yani, sarılmak insan ilişkilerinde büyük öneme sahip. Fırsat buldukça sarılın.
Gülcan Kılagöz