Hakkari’nin Meryem Annesi olarak herkesin tanıdığı Meryem Özcan (58), 28 Aralık’ta geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitirdi. 14 yaşında iken evlendirilen Özcan’ın hayatı hep barış mücadelesiyle geçti. Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Narlı (Biyadir) köyüne, 23 Eylül 1987 yılında Saddam Hüseyin himayesindeki Irak’ın savaş uçaklarının bombalaması sonucu eşini kaybeden ve kendisi de ağır yaralanan Meryem Özcan, en büyüğü 8 yaşında olan 7 çocuğuna tek başına bakmak zorunda kaldı. Meryem Anne, 1995 yılında bu kez devletin baskısı ile karşılaşarak köy boşaltmalarından nasibini alan binlerce Kürt’ten birisi. Köyünün boşaltılmasıyla birlikte göç hayatı Hakkari kent merkeziyle devam etti.
Kiralık bir evde çocuklarını yetiştiremeye çalışan Meryem Anne bir taraftan ailesini geçindirirken, bir taraftan da çocuklarını okutmaya devam etti. Ancak yaşadığı zorluklara rağmen inandığı davadan da geri kalmak istemeyen Meryem Anne Halkın Demokrasi Partisi’ne (HADEP) üye olur ve burada Barış Anneleri’yle birlikte çalışmalara katılır. 25 Aralık 2018’de geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Meryem Anne’yi ailesi ve mücadele arkadaşları anlattı.
Meryem Anne’yi anlatan HDP merkez ilçe eşbaşkanlığı görevini sürdüren oğlu Asım Özcan, annesinin yüreğindeki en büyük sevdasının gerçekleşmeden yaşamını yitirmesinin kendilerini çok üzdüğünü dile getirdi. Özcan, “Annemin ömrünün yarısı barış için, hiçbir insanın ölmemesi için mücadele ile geçti. Tek isteği, tek umudu bu savaşın son bulmasıydı” diye konuştu.
HDP ve öncesi partilerde barış annesi olarak birlikte barış için mücadele eden Barış Annelerinden Fatma Turan da, Özcan’ı, “Acımız çok büyük. Meryem’in ölümü hepimizi derinden sarstı. O büyük acılar ile evlatlarını büyüttü. 15 yıldır onunla birlikte barış anneleri olarak çalışıyorduk. Her yerde her şartta o yanımızdaydı. Onun yaşadığı sıkıntıları çok az insan yaşamıştı. Ama buna rağmen hep mücadelesini verdi” diye anlattı. Özcan’la birlikte yıllarca çalışan Barış Annelerinden Sıdıka Kaya da, “Çok fedakar ve çok sevecen bir anneydi. Ölünceye kadar ona olan minnet borcunu unutmayacağız” dedi. Neriman Kaval ise, şunları dile getirdi: “Meryem kardeşimle uzun yıllar birlikte mücadele ettik. Bölgedeki bütün köylerde ve ilçelerde bazen günlerce süren çalışmaları birlikte yaptık. Onun tek derdi kalıcı bir barış ve huzur ortamının olmasıydı. Bizlerde köylerimizden zorla göç ettirildiğimiz için birbirimizi çok iyi anlıyorduk ve ömrünün son günlerine kadar da bu uğurda çalışmalarına devam etti. Yeri doldurulamayacak bir kardeşimizdi.”
HAKKARİ