Anarşizmin en önemli kadın karakterlerinden biri olan Emma Goldman 150 yaşında. Kadınlar onu ‘Dans edemediğim devrim, devrim değildir’ sözüyle alanlarda ve mücadelede yaşatıyor
Anarşizmin en önemli kadın karakterlerinden biri olan Emma Goldman’ın yaşamını yitirmesinin üzerinde 80 yıl geçti. Goldman’ın çözümlemeleri hala güncelliğini korurken, 150’inci yaşında kadınlar ‘Dans edemediğim devrim, devrim değildir’ sözüyle alanlarda ve kadın mücadelesinde yaşatıyor
27 Haziran 1869’da Rusya’nın kontrolünde olan Kaunas, Litvanya’da Yahudi bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Goldman, 13 yaşındayken St. Petersburg’a taşındı. Buraya gelişinin üzerinden 6 ay geçtikten sonra Goldman, okulunu bırakıp çalışmak durumunda kaldı.
Ailesi maddi zorluklar yaşayan Goldman, devrimci düşüncelerle ise ilk kez burada karşılaştı. İlk olarak Çernişevski’nin “Nasıl Yapmalı” isimli kitabını okuyan Goldman bu kitaptan çok etkilenir ve bu etkilenme onun hayatını istediği gibi özgürce yaşaması konusundaki fikirlerini de güçlendirir.
15 yaşına geldiğinde babası Goldman’ı evlendirmek ister ancak Emma bu duruma karşı çıkarak evlenmez. 17 yaşına geldiğinde ise ailesinin kararıyla kız kardeşi Helene’le birlikte diğer kardeşleri Lena ile yaşamak için New York’a göç eder. Burada birkaç yıl tekstil fabrikasında çalışan Goldman, 1886’daki Haymarket Olayı’nın neticesinde dört anarşistin asılmasından etkilenerek anarşizmle ilgilenir.
Goldman, yaşamı boyunca anarşist ruhunu korur. Gerek sözleri gerekse duruşunda anarşistliğini hiç yitirmeyen Goldman, kadınlığına duyduğu özgüvenini şu sözlerle özetler:
“Kadının gelişimi, bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir. İlk olarak kendisini bir obje değil, bir kişilik olarak ortaya koymalıdır. İkincisi, hayatını basit, fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının, devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır. Bu da hayatın tüm karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden ve yargılarından özgürleştirerek olur.”
Las Tesis ve Emma Goldman…
Bugün hala Goldman’ın kült cümlelerini kadın özgürlük mücadelesinde yer alan kadınların ağızlarından duymak mümkün. 25 Kasım 2019’da hükümet karşıtı protestoların sürdüğü Şili’de feministlerin ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ dolayısıyla hazırladığı dans performansı tüm dünyaya yayıldı. Fransa, İspanya ve Kolombiya’da kadınlar sokağa çıktı. Las Tesis’in kadına yönelik şiddete karşı hazırladığı dans performansına ait görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasının ardından birçok ülkede kadınlar meydanlara gözlerini bantla kapatarak dans gösterisi yaptı. Goldman’ın “Dans edemediğim devrim, devrim değildir” sözlerini kendisine yol edinen kadınlar bugün ise iktidarın hedefi olmaya devam ediyor. Çeşitli davalarla karşı karşıya kalan kadınlar, tüm erk zihniyet engellemelerine rağmen alanları terk etmemekte kararlı.
Kaynak: JinNews