BM 77’nci Genel Kurul’una katılan Erdoğan’a eşlik eden Bakan Kurum ‘Dünya Habitat Günü’ nedeniyle iyi niyet protokolü imzalarken, Emine Erdoğan ise ‘Sıfır Atık Projesi’ bağlamında iyi niyetini gösterdi
Birleşmiş Milletler’de (BM) insan, hayvan ve doğa hakları üzerine imzalanan ‘iyi niyet’ protokolleri her nedense yok olanı görünmez kılmaya hizmet ederken, ülkeler ve semaye bu durumdan oldukça mutlu görünüyor. AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın eşi olan Emine Erdoğan’da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le birlikte iyi niyet imza törenin de oldukça neşeliydiler. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise BM Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sherif ile bir araya gelerek iyi niyet mektubu imzalarken, doğal yaşam alanları madenlere ve enerji şirketlerine peşkeş çekilen Balıkesir’de , 3 Ekim’de yapılacak olan ‘Dünya Habitat Günü’ etkinliklerinde görüşmek üzere vedalaştılar.
3 Ekim’de Balıkesir’de!
Bakan Kurum burada yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurul görüşmeleri sırasında BM Habitat İcra Direktörü Maimunah Mohd Sherif ile iş birliği alanlarında yapacaklarımızı konuştuk, niyet mektubu imzaladık. 3 Ekim’de Balıkesir’de yapılacak Dünya Habitat Günü etkinliklerini ele aldık” dedi. Emine Erdoğan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, ‘Sıfır Atık Projesi’nin dünyada yaygınlaştırılması için iyi niyet beyanı imzaladı. İmza törenin de konuşan Guterres, “Toplumlar çok fazla atık üretmeye başladı. Atık günümüz için hayati bir sorun. Sizin de bu anlamda yaptığınız Sıfır Atık Projesi çok kıymetli ve etkileyici. Bu kapsamında sizinle bir araya gelmekten büyük mutluluk duydum. Evinizdesiniz, hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.
Özel bir girişim mi?
Sıfır Atık hareketinin, ahlaki bir problem olan atık konusunda değerli çözümler sunduğunu iddia eden Guterres, “Atık konusu aynı zamanda adalet ve eşitlik sorunudur. Hayata geçirdiğiniz proje bu anlamda dünyada eşitlik ve adaleti tahsis etmeyi de amaçladığı için önem taşıyor. Sizi gönülden destekliyorum” diye konuştu. Emine Erdoğan da Guterres’e hitaben, “Sizinle bugün imzalayacağımız metin bu anlamdaki ortak niyetimizi ortaya koyuyor. İlk iki imzasını atacağımız bu beyanın altındaki imzaların sayısının artmasını temenni ediyorum. Bu doğrultuda Sıfır Atığın küresel çapta yaygınlaştırılmasını diliyorum” dedi. İyi niyet imza törenine olan katılım, töreninin özel bir girişimle ve Emine Erdoğan’ın şahsına yönelik gerçekleştiği izlenimi verirken, imza atan Erdoğan’ın eşinin iktidar olduğu Türkiye’de yaşananları hatırlattı.
İnandırıcı değiller
BM Genel Sekreteri’ne 2017’den bu yana Sıfır Atık Projesi çerçevesinde Türkiye’nin attığı adımları aktaran Emine Erdoğan, projenin Türkiye’de tüm kesimler tarafından sahip çakılarak desteklendiğini, uluslararası çapta da farkındalık oluşturduğunu iddia ederken, Marmara Denizi’ne salınan endüstriyel ve evsel atıkların denize deşarjın da her hangi bir değişiklik yaşanmış değil. Ayrıca geçtiğimiz gün Van’da kayyım belediyesinin inşa edip özel şirkete devrettiği arıtma tesisinin çalıştırılmadığı açığa çıkarken, atık sorununun ‘iyi niyetli süslü sözlerle’ çözülemeyeceğinin en belirgin örnekleriydi. Emine Erdoğan, Türkiye’nin BM Çevre Programı ve Habitat kapsamındaki çalışmalara aktif olarak katıldığını ve çevre sorunları için geliştirilen çözümlerin parçası olmaktan iftihar ettiğini söylerken, iktidarın çevre politikaları onu açık biçimde yalanlıyor.
İyi niyetli kötülük!
‘Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir’ diye Avrupa kökenli deyiş var. 17. yüzyıldan kaldığı kabul edilen ve Türkiye’de de oldukça sık kullanılan bu deyiş iyi niyetlerle yapılan bazı işlerin sonuçlarının iyi niyetle gitişilen işten daha beter sonuçlar vermesi üzerine söylenmiştir. Çin de tarımsal sorunlara çözümler üretmek adına ortaya uygulamaya konan ‘Dört Haşere’ projesi yukarıdaki deyişe iyi bir örnek. ‘İyi niyetle’ başlatılan projeyle; pirinç üretimini olumsuz etkileyen sineklerin, farelerin ve serçelerin kökünü kazıyarak bu sorunu çözmek amaçlanmış. Projenin sonucunda 23 milyon kuş ve milyonlarca canlı öldürüldükten sonra böcek sürüleri, onun ardından çekirge ve sümüklüböcek istilaları ortaya çıkmış. Bu canlıları yiyerek beslenen kuşların ve farelerin kökünü kazıyan akıl büyük bir ekolojik felakete yol açmıştı. Bu proje sonucu 1958-1961 arasında 45 milyona yakın Çinli açlıktan ölürken, yapılan ‘iyi niyetli’ bir girişimdi. Emine Erdoğan’ın imzaladığı beyanın ise Çin de yaşananlarla bir alakası yok. Bu adımın bir sorunu çözmek adına değil, sarayın Emine Erdoğan’a uğraşacağı bir iş ve görünür kılma amacı taşıdığı ise Türkiye’de yaşananlardan anlaşılıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ