Ölüm sınırında yaşadıklarını ve sadaka değil haklarını istediklerini belirten emekliler, ‘Emekliler, fakirleşirken onlar zenginleşiyor. Biz bu denklemi kıracağız’ diyerek, herkesi iktidara karşı mücadele etmeye davet ettiler
Yadigar Aygün
Türkiye’de yaklaşık 8 milyon emekli açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Her geçen gün daha da yoksullaşan emeklilerin sorunları içinden çıkılmaz hal alırken, birçok emekli ise geçinebilmek için emekliliğine rağmen çalışmak zorunda. AKP hükümetinin, sorunlarını görmezden gelmesine tepkili olan emekliler, yüzdelik zam değil “insanca ücret” talep ediyor.
Ölüm sınırında yaşıyorlar
Tüm Emeklilerin Sendikası (Tüm Emekli Sen) Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, emeklilerin, açlık ve yoksulluk sınırının altında ücretler aldığını ifade etti. AKP’nin bütçeyi emekliler için kullanmak yerine savaşa harcadığını vurgulayan Kocabıyık, “Emeklilere reva görülen ücret 5 bin 500 TL. Aslında bu ölüm sınırı demektir. Asgari ücretin bile çok çok altında. Kendileri için hak gördüklerini emekliler söz konusu olunca görmezden geliyorlar. Kendilerine 100 bin TL maaşları hak görürlerken bize 5 bin 500 TL’yi reva görüyorlar. Aldığımız ücret ev kirasını bırakın, doğalgaz masrafını bile karşılayamıyor. Günde bir ekmek alsak bu parayla geçinmek mümkün değil. Bu emekli maaşlarıyla geçinmek mucizenin ötesinde insan üstü bir durum” dedi.
Savaşa aktarılıyor
Emeklilerin geçinmek için çalışmak zorunda kaldığının altını çizen Kocabıyık, bütçenin emekliler için değil, savaş politikaları için kullanıldığına dikkati çekti. Kocabıyık, “Açlık sınırı bir şey yememek değildir. Her gün makarna yemek de açlıktır. Her gün ekmekle beslenmek de açlıktır. Emeklilerin geldiği nokta budur. Emekliler, sağlıklı bir beslenmeden çok uzak bir şekilde yaşıyor. Hastanenin kapısından adım attığımızda katkı payı adı altında bizden her aşamada ücret alınıyor. Özellikle hizmet ve temizlik sektöründe 70 yaşında emekli insanların son derece sağlıksız koşullarda çalıştırıldığını görüyoruz. İleri yaşına rağmen çalışmaması gerekiyor ama aldığı ücret geçimini karşılamadığı için kayıt dışı bir şekilde çalışmak zorunda kalıyor. Emekliler, üç kuruş daha kazanabilmek için iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Siyasi iktidar bütçe açıklarını emeklilerin üç kuruşluk maaşlarından karşılamayı hedefliyor. Bizden alıyor; savaşa, çetelere, saraya veriyor. Biz fakirleşirken onlar zenginleşiyor. Biz bu denklemi kıracağız” diye belirtti.
Örgütlü mücadele şart
Emeklilerin yaşadığı sorunlara karşı örgütlü ve birleşik mücadele etmek gerektiğini söyleyen Kocabıyık, “Biz sınıf mücadelesinin bir parçasıyız. Emeklilik işçi sınıfının gelecekteki güvencesidir. Ülkedeki demokrasi mücadelesinin doğal bir bileşeniyiz. Emekli haklarının alınmasında diğer demokrasi güçleriyle birleşik mücadeleyi örmek zorundayız. Haklarımızı alabilmek için savaşsız, sömürüsüz, bir dünya kurma savaşında yerimizi almalıyız. Bu kötü koşulları düzeltmenin, insanca yaşama kavuşmanın tek yolu emeklilerin örgütlenmesi ve mücadele etmesidir. Bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız” diye konuştu.
‘Sadaka istemiyoruz’
Emeklilere verilen maaşları sadaka olarak nitelendiren Tüm Emekli Sen İzmir Konak Şube Başkanı Sadet Erkuş da “Sadaka değil, insanca yaşayacağımız bir ücret istiyoruz. 30-40 yıl çalıştığımız primlerimizi istiyoruz. En düşük emekli maaşı 5 bin 500 TL diyorlar ama 5 bin 200 TL alan emekliler var. Emeklilerin her yıl maaşları giderek düşüyor. Emekliler açlık ile mücadele ediyor. Yemeklerimizden kısıyoruz” dedi.