Emek ve Özgürlük İttifakı’nın HADEP çatısı altında 1995 yılında kurdukları ittifakın ruhunu canlandırdığını belirten İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, her yerin Emek ve Özgürlük İttifakı’na çevrilmesi gerektiğini söyledi
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) tarafından kuruluşu ilan edilen Emek ve Özgürlük İttifakı’nın “Yol Haritası” açıklandı. Haliç Kültür Merkezi’nde binlerce kişinin katılımıyla açıklanan deklarasyonda, ülke sorunlarına köklü çözüm önerileri yer aldı. İttifakta yer alan parti ve kuruluşlar tarafından yapılan açıklamalarda ise ortak mücadele hattı öne çıktı.
Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, ittifak ve açıkladığı “Yol Haritası”nı MA’dan Ergin Çağlar’a değerlendirdi
‘Esas iş ittifakı genişletmek’
SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, ittifak partilerinin toplumsal mücadele içerisinde yer alan bütün dinamikleri arkalarına alarak yola çıktığını belirtti. Başından bu yana ittifakı “Halkların Toplumsal Mücadele İttifakı” olarak tanımladıklarını kaydeden Yüce, işçi ve emekçilerin, yoksul köylülerin, ezilen ve yok sayılan Kürtlerin, inançları yok sayılanların, kadınların ve doğa savunucularının ittifak içerisinde yer aldığını kaydetti. Yüce, “Bugün tüm krizlerin nedeni olarak gösterdiğimiz AKP ve MHP iktidarının oluşturduğu Cumhur İttifakı’na ve restorasyoncu anlayışa sahip olan Millet İttifakı’na karşı yola çıktık. Bizler bunların dışında gerçekten halkların özne olduğu, kendi sesini, kendi mücadelesini hayata geçirdiği bir ittifak için yola çıktık. Bu bir başlangıç. Bundan sonra esas iş yerel yerel, il il, alan alan bu ittifakı genişletmek” diye kaydetti.
‘Biz çözeceğiz’
Halkların iki kutuplu ittifaklara karşı seçeneksiz olmadıklarını gösterdiklerini söyleyen Yüce, sundukları Üçüncü Yol’un aynı zamanda umut yarattığını kaydetti. Yüce, ittifak ile “Üçüncü Yol”u inşa edeceklerini belirterek, “Bu ittifak Üçüncü Yol’un inşası için önemli bir adımdır. O yüzden bu bir umut oldu” diye konuştu.
Deklarasyonda Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünün mümkün olacağına vurgu yapıldığını söyleyen Yüce, “Biz, ‘Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın yok sayma politikasına karşın bu sorun Türkiye’nin temel sorunlarından bir tanesidir ve bu sorun çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşmesi aslında mümkün değildir’ mesajını verdik” ifadelerini kullandı.
1995 ruhu
İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ise, ittifakın açıkladığı deklarasyonu “halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış beklentilerine karşılık verici bir program” olarak nitelendirdi. Programın umut, güven ve heyecan yarattığını ifade eden Birdal, böylesi bir ittifakı Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) çatısı altında kurduklarını dile getirdi. Birdal, “Bugünü bence o 1995’in ruhu, dirilişi olarak ifade edebiliriz” dedi.
‘İttifak büyütülmeli’
“Şimdi her alanı, her sokağı Emek ve Özgürlük İttifakı’na dönüştürmeliyiz” diyen Birdal, sanatçıların ve aydınların da ittifaka katılması gerektiğini söyledi. Toplumun farklı kesimlerini de ittifaka güç vermeye çağıran Birdal, şunları söyledi: “Türkiye’de hiçbir demokratikleşmenin adımı atılamıyor. Bakın önceki gün yaşandı; Bir cehennem günüydü. Yani Apê Musa’nın katilleri, failleri belli. 30 yıl sonra zaman aşımına uğratıldığı ileri sürülerek dosya kapatıldı. Aynı gün hakikat ve adalet arayıcıları olan Cumartesi Anneleri darp edildi ve dayanışmacıları gözaltına alındı. Aynı gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın duruşması gizlendi ve kaçırılmaya çalışıldı. Sivas, Madımak Katliamı dosyaları kapatıldı. O nedenle bütün ezilen emekçi halklar bu ittifakın büyütülmesi için çalışmalıdır. Böyle olursa sandıktan umut ve güven çıkar.”
Ülkenin kuruluş anahtarı
İttifakın iki oluşturucu tarafın ciddi çabaları ve HDP’nin yoğun girişimleriyle oluştuğuna değinen Siyaset bilimci Prof. Dr. Baskın Oran ise, seçim öncesinde gerçekleştirilen deklarasyon programının tarihsel bir adım olduğunu ifade etti. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın anlamlı olduğunu söyleyen Oran, deklarasyonu 4 ana başlıkta şöyle yorumladı: “Birincisi AKP-MHP iktidarının aşil topuğu. Emekçi kitlelerin de her saniye vahimleşen vaziyeti ama farklı bir açıdan bakarsanız, Baba Diyalektik’in bir ürünü: Ülkenin kurtuluş anahtarı! İkincisi, çaresizlikten kıvranan AKP-MHP iktidarının ülkede gittikçe derinleştirdiği baskı bataklığının tasviri. Üçüncüsü, hep sadece silahla yaklaşılmış Kürt meselesinin Türkiye’nin temel meselesi olduğunun ve o mesele demokratik çözüme kavuşturulmadan ülkenin selamete çıkamayacağının hatırlatılması. Dördüncüsü de özellikle iktidarın ama aynı zamanda muhafazakâr niteliği çok ağır basan muhalefetin çok ürktüğü bir simge: Kürtler ile Sosyalistlerin nişan halkası.”
İktidarı etkilemeye başladı
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın daha kurulmadan iktidarı etkilemeye başladığını ifade eden Oran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan artık gençlere sesleniyor: ‘Benim karşımda özgürlüğünüzden asla taviz vermeyin!’ Adalet Bakanı Bozdağ aynı mahiyette başka bir Zaytung metni okuyor: ‘Yirmi yıldır iktidardayız, kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik.’ Fakat eğlendirici şeyleri geçip ciddiyete gelirsek, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın asıl etkisi, HDP oylarına kaçınılmaz bir mecburiyet içinde olan Millet bloku üzerinde olacak. Ki şimdiden kaçamak yaklaşmalar başladı. Daha çok şeyler göreceğiz. Hayırlı ve uğurlu olsun.”
İSTANBUL-ANKARA