DEM Parti Êlih Belediyesi Eşbaşkan adayı Gülistan Sönük ile Êlih için projelerini ve kadın iradesini konuştuk: Kadın hareketi olarak 30 yıllık bir bilgi ve birikimimiz var. Geldiğimiz nokta ise eşbaşkanlık ve eşit temsiliyettir. Siyasetin yönetim biçimi eril olursa topluma izdüşümü de şiddet ve baskı olacaktır. Bizler, bu karar mekanizmalarını da eril zihniyetten arındıracağız. Karar mekanizmalarını demokratikleştireceğiz
Selman Çiçek
Türkiye ve Kurdistan’da 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için partilerin kampanyaları yoğunlaşırken, geri sayım da sürüyor. Kurdistan’da seçimin ana gündemi kayyımların gönderilmesi olurken, DEM Parti’nin halkla buluşmaları da arttı.
Kurdistan’da gözlerin çevrildiği önemli kentlerden biri de Êlih (Batman). DEM Parti Êlih Belediyesi Eş Başkan adayı Gülistan Sönük ile adaylık sürecini, kentle ilgili plan ve projelerini konuştuk.
- Uzun yıllardır kadın mücadelesi yürüttüğünüz Êlih’de eşbaşkan adayı oldunuz, aday olma nedeninizi özetleyebilir misiniz?
Kurdistan’da doğup büyümek çok küçük yaşlarda size politik bir kimlik kazandırıyor. Toplumun yüz yüze kaldığı sorunlar karşısında bir çözüm arayışına giriyorsunuz. Ben de bu anlayışla aday oldum. Êlih, geçmiş yıllarda kadın katliamları, kadın intiharları, kadına dönük şiddet ile anılan bir kent. Biz, demokratik belediyeleri inşa ettikten sonra bu durum tam tersine döndü. Êlih, bir kadın kentine döndü. Kadınlar her alanda siyasete öncülük etti. Yerel yönetimin ne kadar önemli olduğunu kadınların siyasette aldığı rolde gördük. Kadınların, toplumu ne kadar değiştirip dönüştüreceğini gördük. Aday olma isteğim, biraz da bu yönlü idi. Yereldeki siyaseti, eril zihniyetten ve eril dilden kurtarıp daha çok kadın özgürlükçü eksende bir siyaset üretip bu siyasetin topluma iz düşümü de demokratik bir eş yaşamı inşa etmedir. Biz sokağa çıktığımızda ya da şiddet olayı duyduğumuzda kendi kendimize söylüyoruz; yerel yönetim bu sorunu çözebilir. Kadınların ve gençlerin sorunlarını çözebilir. Hem eril siyasete karşı alternatif bir siyaset üretmek hem de kadın sorunlarını çözebilmek için aday oldum.
- Belediye yönetiminde kadınları karar mekanizmalarına nasıl katacaksınız?
Yerel yönetimlere geldiğimizde sıfırdan başlamamış olacağız. Kadın hareketi olarak 30 yıllık bir bilgi ve birikimimiz var. 3 meclis üyesi ile başladığımız bir yerel yönetim tarihimiz var. Geldiğimiz nokta ise, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyettir. Aslında biz bütün bu deneyimlerden beslenerek çalışmalarımıza başlayacağız. Bunları yaparken tek başımıza kararlar vermeyeceğiz. 37 kişilik meclisin kararları ile olmayacak. Evinde çalışan ev emekçisi bir kadınla, tarlada çalışan bir tarım işçisini de kararlarımıza dahil edeceğiz. Siyasetin yönetim biçimi eril olursa topluma izdüşümü de şiddet ve baskı olacaktır. Bizler, bu karar mekanizmalarını da eril zihniyetten arındıracağız. Karar mekanizmalarını daha da demokratikleştireceğiz. Dikey bir anlayış değil yatay bir anlayışı esas alacağız. Herkesin içinde olacağı bir karar mekanizması yaratacağız. Batman, kayyım gasbı ile yönetiliyor. Bütün kadın kurumlarına önce erkekler atandı, ardından kapatıldı. Kadınlar yaşadığı bir sorun karşısında gidebilecekleri bir yer bulamıyorlar. Bir yer bulamadıkları için karakollara gidiyorlar, ancak bütün şiddet olaylarının üstü karakollarda kapatılıyor. Kadınlar hem erkekten şiddet görüyor hem de başvurdukları mercilerden şiddet görüyor. Kadınların rahatlıkla ulaşabileceği kadın dayanışma merkezlerini açacağız. Bu dayanışma merkezleri, kadınların karşılaşabileceği her türlü şiddeti önleme, önleyemediği noktada şiddet sonrası dayanışma içerisinde olacak. Bütün mahallelerin özgünlüklerini gözeterek dayanışma merkezleri açacağız. Bizim asıl hedefimiz, yönetime geldiğimizde hiçbir kadının şiddet görmediği, kadınların ikinci sınıf insan olarak muamele görmediği bir Êlih’i inşa edeceğiz. Bunu başaracağımıza inanıyorum, politik gücümüz de var.
- Kadınları ekonomik yaşama katma projeleriniz neler olacak?
Türkiye’de 2015 yılından bu yana yürütülen bir savaş var. Bu savaşın beraberinde getirdiği bir yoksulluk var. Bu yoksulluk, yine en çok kadınları vuruyor. Yoksulluğun acısını en çok kadınlar çekiyor. Bugün bir gasp süreci yaşıyoruz. Gasp ile birlikte Batman’ın bütün geliri ya devletin kurumlarına ya da yandaşlara peşkeş çekiliyor. Bu peşkeşin ve gaspın yükünü Batman halkı çekiyor. Bizler geldiğimizde Batman’ın bütün gelirini halkımızın hizmetini sunacağız. Kadınların meslek edinme kursları, kadınların ürettiklerini pazarlayacakları Pazar alanlarını inşa edeceğiz. Özellikle kadınlar için kooperatifleşmeye gideceğiz. Çünkü, birçok kadın ekonomik özgürlüğü olmadığından kaynaklı şiddet ortamında yaşamak zorunda kalıyor. Kadınların bu tür şiddet ortamlarında kalmasına müsaade etmeyeceğiz. Êlih, bir tarım kentidir. Hayvancılığın da gelişebileceği bir kent. Bütün bu kooperatifleri kadınlarla birlikte inşa edeceğiz.
- Êlih, genç nüfusun yoğun olduğu bir kent, gençlere dönük projeleriniz ne olacak?
Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar Kürt gençleri, sürekli iktidarların hedefindeydi. Ya fiziki ya da kültürel soykırıma maruz bırakıldı. Gençler, kendi öz kimliğinden uzaklaştırılmak istendi. Gençler, 2015 yılından itibaren özel savaş politikaları ile karşı karşıya. 2010’de Sêrt’te bir tecavüz olayı yaşandı. Dönemin valisi, ‘polise taş atacağına tecavüze uğrasın’ demişti. Bu devletin, Kürt gençlerine olan yaklaşımının özetiydi. Sınırsız ve kuralsız bir saldırı alanı ile gençlerimiz saldırı altında. Gençlerimizi işsiz bırakıp, topraklarını terk ettirip göçe zorluyorlar. Amaçları, gençlerin yükünü taşıdığı özgürlük mücadelesini zayıflatmaktır. Yönetime geldiğimizde, ilk hedefimiz gençlerimizin doğup büyüdüğü kentte doyması olacak. Doğup büyüdükleri kente hem hizmet edecek hem kendi geçimini sağlayacak. Hem de politik kimliğinden uzaklaşmayacak bir yaşam alanı inşa edeceğiz. Bunları yaparken kararları gençlerle birlikte alacağız. Sistem gençlerimizi tüketen bir topluma dönüştürdü. Bizler tüketen değil üreten bir topluma dönüştüreceğiz.
- Êlihliler için önemli bir hafıza olan Yılmaz Güney Sineması, kayyım tarafından yıkıldı, buna dönük bir çalışmanız olacak mı?
Kayyımın birçok tahribatı oldu. Yaşamın her alanında düşüncelerimize kadar tahribatları sirayet etmeye başladı. Kenti gasp edenler ile kentte yaşayanların politik bakış açılarının farklı olduğunu kentte girdiğimiz ilk anda görüyoruz. Kayyımlar, en çok bir toplumu veya ulusu ulus yapan dil ve kültüre saldırı yapıyor. Bu iki alanda ciddi anlamda tahribatlar yarattı. Kürtçe tabelalarından tutulalım da yollardaki “Peşi peya” yazılarını bile sildiler. Kürtçe tiyatroların yasaklanmasına kadar tahribatlara neden oldu. Asimilasyon amaçlı milyonlar para harcanarak Türkçe konserler yapıldı. Kürtlerin hafızası silinmeye çalışıldı. Kürtlerin hafızası olan Cigerxwîn’in büstü yıkıldı, Yılmaz Güney Sineması yıkıldı.
Yılmaz Güney Sineması’na yaklaşım devletin Kürt kültürüne olan yaklaşımının da özeti idi. Önce kapattılar, sonra yaktılar ve yıktılar. Şimdi de üstüne bir beton döktüler. Bu Kürtlere yaklaşımıdır. Önce yasak, sonra Kurdistan’ın birçok köyü yakıldı, sonra üstüne barajlar yapılarak betonlar döküldü. Bizden alınanların hepsini elbette geri alacağız. Çünkü, bunlar bizim iki günlük çalışmamız değildi. Bunlar, bize tepsi ile sunulan şeyler değildi. Bunlar, binlerce insanın kanı ile verilen kazanımlardır. Bizden çalınan ne varsa hepsini geri alacağız. Kentin hafızası olan Yılmaz Güney Sineması’nı yeniden açacağız. Bunlar bizi biz yapan değerlerimizdir.
- 31 Mart seçimlerine dair Êlih halkına mesajınız nedir?
31 Mart seçimleri bizim açımızdan bir fırsattır. Hem kadınlar için hem Kürtler için bir fırsattır. 31 Mart’ı partilerin seçime girmesi olarak değerlendirmiyoruz. 31 Mart’ı da iki modernitenin yarışı gibi görüyoruz. Bir, yakıp yıkan, bizlere soykırımı dayatan, kadınları yok sayan kapitalist modernite var. Diğer tarafta ise yeni yaşamı inşa etmek isteyen kadın eksenli bir yaşamı inşa etmek isteyen bir demokratik modernite var. Bizler, 31 Mart’ı bu iki modernite arasında bir tercih olarak değerlendiriyoruz.
Gülistan Sönük Kimdir?
1993 yılında Êlih’in Hezo (Kozluk) ilçesinde dünyaya gelen Sönük, 2018 yılında Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi’nden mezun oldu. 2019 yılında Bekirhan Belde Belediyesi Eşbaşkanı olan Sönük, kadınların özgün çalışmalarında aktif olarak yer aldı.