PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrite ve CPT ziyaretine dair konuşan ELDH Genel Sekreteri avukat Thomas Schmidt, CPT’nin 3’te 2 çoğunluk oyuyla halka bilgilendirme açıklama yapma hakkının olduğunu ancak İmralı’ya dair raporların politik nedenlerle açıklamadığını söyledi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 21 ayı aşkın süredir haber alınamıyor. Uluslararası hukuk örgütleri, haber alınamama hali devam ederken 20-29 Eylül 2022 tarihlerinde İmralı Adası’na yaptığı ziyaretin ardından Abdullah Öcalan ile ilgili kaygıları derinleştiren Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne başvuruda bulundu.
Demokrasi Üzerine İnceleme ve Araştırma Merkezi/Uluslararası Yasal Müdahale Grubu (CRED/GILI), Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları Avukatları Derneği (ELDH), Avrupalı Demokratik Avukatlar (AED), İtalya’dan Giuristi Demokratik (GD), Almanya’dan Republikanischer Anwältinnen-und Anwälteverein e.V. (RAV), Vereinigung Demokratischer Juristinnen und Juristen e.V. (VDJ) ve Verein Für Demokratie und Internationales Recht (Maf-Dad), Belçika’dan Syndicat des Avocats pour la Démocratie (SAD) ile Hollanda’dan Vereniging Sociale Advocatuur Nederland’in yaptığı başvuruda, Türkiye’nin CPT’nin tavsiyelerine uyma ve Abdullah Öcalan ile diğer tutukluların İmralı’daki yasadışı tecridine son verilmesi çağrısı yaptı.
CPT’nin işleyişi
ELDH Genel Sekreteri avukat Thomas Schmidt, CPT’nin ziyaretini değerlendirdi. Schmidt, İmralı’ya son ziyaret ile ilgili hazırladığı raporu açıklamamasının sebebinin yasal mevzuat olmadığını, politik sebeplerden kaynaklandığını belirtti. CPT’nin işleyişinin ve rolünün farkında olmanın çok önemli olduğunu, CPT’nin görev sınırlarının sıklıkla yanlış anlaşıldığını belirten Schmidt, “CPT yalnızca insan hakları ihlallerini inceleme ve ilgili devletlere tavsiye verme ve kısıtlı da olsa katkıda bulunma yetkisine sahiptir. Görevi münferit dosyalara müdahale etmek değildir. Bu nedenle de insan hakları ihlaline maruz kalan kişinin bizzat CPT’ye başvuruda bulunması mümkün değildir. Ancak ziyaretlerinde CPT, yetkisi dahilinde münferit davaları inceleyebilir. CPT, yetkisi dahilinde insan hakları ihlallerini tespit ederse, bunu hükümete rapor edecek ve bunların nasıl giderileceğine dair önerilerde bulunacaktır” dedi.
Özel koşulları kabul etti
Schmidt, CPT’nin söz konusu raporunu yayınlanmasını zorlama imkanı olmadığını ifade ederek, ancak gözlem ve önerilerini belirli koşullar altında yayınlayabileceğini söyledi. Schmidt, CPT raporunun, ulusal mahkemeler veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdindeki yasal kovuşturmalar için kanıt görevi görebildiğini aktararak, şu bilgileri paylaştı: “Sözleşmenin 7’nci maddesi uyarınca CPT, özel koşullar olduğunda baskın ziyaretler gerçekleştirebilir, bu nedenle geçen yıl 20-29 Eylül tarihleri arasında İmralı Hapishanesi’ne bir ziyaret gerçekleştirildi ve bence bu uluslararası kamuoyunun fikir edinmesi anlamında iyi oldu, çünkü bu ziyaret sonucunda CPT’nin de İmralı’da özel koşullar olduğunu kabul ettiğini ve bu nedenle de bir baskın ziyaret gerçekleştirdiğini kamuoyuna gösterdi. Ziyaret sırasında heyet, hükümet yetkilileriyle bir araya geldi ve ziyaretin sonunda heyet ön gözlemlerini Türk makamlarına sundu.”
CPT’nin açıklama hakkı
Ziyaretlere ilişkin CPT raporlarının Türkiye’nin açıklamalarıyla birlikte bir yıl kadar gecikmeli de olsa yayınlandığını, ancak bu gecikmenin bir sorun teşkil ettiğini ifade eden Schmidt, “CPT geçmişte hemen hemen her yıl Türkiye’yi ziyaret etti ve birkaç baskın ziyarette de bulundular. Bu kayıtların çoğu yayınlandı, ancak son ziyarete ilişkin rapor henüz yayınlanmadı. Çağrımızda da ifade ettiğimiz gibi, bu büyük bir sorun teşkil ediyor. Oysa ki CPT’nin çalışmalarını düzenleyen sözleşme ve raporların yayınlanmasına ilişkin mevzuat oldukça açık. Ziyaret sırasında elde edilen bilgilerin güvenilir bir şekilde gizliliği gerekirse, böyle bir durumda CPT raporunu yayınlayamaz. Belirli istisnaların farkında olmak önemlidir. CPT bu görevi ancak Türk hükümeti işbirliği yapmaya ve CPT’nin tavsiyelerine uymaya istekliyse yerine getirebilir. Bu, özellikle Abdullah Öcalan ve tutuklu arkadaşlarının avukatları ve aile üyelerinin düzenli ziyaretlere izin verilmesine tavsiyeler için geçerlidir. Bu gizlilik ilkesi bir istisnasıdır ve ilgili hükümet CPT’nin tavsiyelerine uymayı ve tutukluların durumunu iyileştirmeyi reddederse, o zaman CPT heyetinin 3’te 2 çoğunluk oyuyla konuya ilişkin halka bilgilendirme açıklaması yapma hakkı doğar” diye belirtti.
CPT inisiyatif kullanmalı
CPT’nin yapabileceği en iyi şeyin 10. maddenin 2’nci fıkrasını uygulayarak, 3’te 2 çoğunlukla kamuoyunu bilgilendirecek bir açıklama yapması olduğunun tekrar altını çizen Schmidt, “CPT’den beklentimiz, çağrımızda da belirttiğimiz gibi bu yöndedir, zira Türkiye’nin tavsiyelerine uymasını istiyorlarsa, durumu kamuoyuna açıklamak dışında yapacakları başka bir şey de kalmadı. İkinci adım ise Bakanlar Komitesi’nin bu konuyu Türkiye ile tartışması ve bir çözüm bulmasıdır” dedi.
Haber: Sterk Sütcü / MA