Maraş-Elbistan E Tipi Cezaevi’nde bulunan Adil Abi, şöyle diyor: “Aslında size düzenli yazmak isterdim ama hem zamanınızı almak niyetinde değilim hem de bu kapitalist yapay salgını Covid-19’dan dolayı size yazamadım. Çünkü gelen mektup, baya elleri bulup öyle adreslerine ulaşabiliyor. Ama son günlerdeki gelişmelere bakınca, Covid-19 belası öyle kolay kolay gitmeyecek. Onun için size yazmaya karar verdim. İnancın olsun, kendimi değil, sizin gibi değerli yürekleri düşünüyorum. O güzel yüreğinize iyi bakın.
2018-2019’da girmiş olduğumuz açlık grevinden bu yana bize gazetemizi vermiyorlar. Bir ara bize AYM kararını göndermiştiniz. Ama cezaevi idareleri, kendilerini onun bile üstünde görebiliyor. Başını ağrıtmak istemem ama tüm hukuki yollara başvurduk ve en sonunda Anayasa Mahkemesi’ne kadar gittik. Elbette ne zaman cevap verirler ve nasıl bir karar verirler bilemiyorum. Ancak sonucu dört gözle bekliyoruz; çünkü gazetemizi çok özledik.
Bu Covid-19 belası, kimisi için fırsat olmuş, kimisi içinse tecrit. Bizim için kinci şık geçerli. Zaten Covid-19’dan önce de bir tecrit vardı. Ne gelen kitap, dergi, gazete vardı. Kendilerinin kantinden sattıkları radyoları bile toplamışlardı. İç etkinlik diye haftada bir kez spor salonuna çıkarılıyorduk. Artık o da yok. Tecrit içinde tecrit yaşatılıyoruz. Böyle yapıyorlar diye, biz de özgürlük sevdalıları olarak hayatımızdan vazgeçmiş değiliz elbette. Bol bol okuyorum ve bugünlerde liberalizm üzerine bir şeyler karalıyorum.”
* * *
Yine Elbistan E Tipi Cezaevi’nden Erdal Laçin ise şöyle diyor: “Koronavirüs nedeniyle yazışmalarımızı tedbir amaçlı olarak bir dönem durdurmuştuk. Temmuz ayından itibaren yavaş yavaş yazmaya başladık. Genel durumumuz iyidir. Yaşamımızı ve sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen bir durum yok. Az-çok biliyorsunuz ‘korona tedbirleri’ nedeniyle hiçbir sosyal faaliyete çıkamıyoruz. Açık görüşler yok. Kapalı görüş ise ayda bir kez ve bir kişiyle sınırlı. Sadece ailemize telefon ettiğimiz iki gün odanın dışına çıkabiliyoruz. Kuşkusuz okumalarımız, araştırmalarımız daha bir yoğunluk kazandı. Gazetemiz Yeni Yaşam için yerel mahkemelerden sonra Anayasa Mahkemesi’ne de başvurduk. Dergileri de alamıyoruz. Kürtçe kitaplar, ‘anlamıyoruz’ denilerek aynı şekilde verilmiyor. Anlayacağınız basın-yayın konusunda pek şanslı değiliz!”
Kırıklar F Tipi Cezaevi
Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Güven Usta, Temmuz 2020 ayı hak ihlallerini yazmış. Özetleyerek aktarıyorum: “Rıza Özçolak, 1 Temmuz 2020’de İstanbul’da görülen duruşmasına götürülmedi. Segbis ile savunma yapmaya zorlandı. 8 Temmuz 2020’de İzmir 1. İnfaz Hakimliği’ne Segbis ile bağlanan Güven Usta, mahkemeye katılarak savunma yapmak istediğini belirtti. Talebi reddedildi ve savunma yapılmadan disiplin cezası onaylandı. Adalet Bakanlığı’nın 2007 yılında çıkardığı 45/1 sayılı genelgesiyle yasal hale gelen haftada 10 kişi 10 saat sohbet hakkı, burada haftada 3 saat olarak uygulanıyordu. Pandemi sonrasında yeniden başlatılmadı.
Remzi Uçucu, Rıza Özçolak, Hacı Demir’in itirazları dikkate alınmadı ve 1 aylık ziyaretçi yasağı onaylandı. Ölüm orucunda olan Av. Ebru Timtik, Avukat Aytaç Ünsal ile Didem Akman ve Özgür Karakaya’nın taleplerine sahiplenerek süresiz açlık grevini yapan Remzi Uçucu, Rıza Özçolak, Güven Usta’ya ‘1 ay ücret karşılığı çalıştırılan işten yoksun bırakma cezası’ verildi. 15 günlük açlık grevi yapan Bekir Şimşek ve Hacı Demir ile 8 günlük açlık grevi yapan Mehmet Sıdık Doğru’ya da aynı ceza verildi. Güven Usta’ya ölüm orucundaki Mustafa Koçak, Helin Bölek, İbrahim Gökçek’e yapılan zorla müdahale işkencesine son verilmesi için hücre yakması nedeniyle verilen 13 günlük hücre cezası, savunması dahi alınmadan İzmir 1. İnfaz Hakimliği tarafından 27 Temmuz 2020 günü onaylandı.”
Tekirdağ F Tipi Cezaevleri
Tekirdağ 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Tevfik Kalkan gönderdiği faks metninde -özetle- şöyle diyor: “Salgından korunmanın millete ve vatandaşa havale edildiği bir sürecin adı şüphesiz demokrasi olmuyor. Açlık ve ölüm arasında acımasız bir dayatma. Toplumlar çok çaresiz bırakılmış. Maske-mesafe-hijyene sarmallanmış bir ekonomik ve siyasal hayatta bize kalan telefon saatleri dışında odadan dışarı çıkmamak oluyor. Cezaevlerindeki pozitif vakalarla ilgili açıklananlara, daha doğrusu açıklanmaya inanmıyoruz. Biz burada halen dikkatli olmaya çalışıyoruz. Ancak dışarısı giderek gevşiyor galiba. Günlerimizin ağırlıklı olarak okumakla geçtiğini bilirsiniz. Kitap sıkıntısı baki. Bir grup arkadaş üstü tel örgülü bir odaya geçmişti geçici olarak. Biraz uzun sürdü ama onlar da yeni yerlerine geçtiler. Benim içeride 29. yılım doluyor. Ankara’ya yakın yerlere sevk istedim. Halen olumlu bir cevap alabilmiş değilim. Odamızdaki Sezgin Baci’nin sevki Amed’e çıkmıştı pandemi öncesi. Beş aydır bekliyor; sadece iki günle kaçırmıştı sevk ringini.”
* * *
Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Hasan Şahingöz gönderdiği mektubunda şöyle yazıyor: “Pandemi ile gelen karantina, zaten sınırlı olan hareket alanımızı daha da daralttı. Bütün sosyal faaliyetler, ziyaretler (temmuzdan itibaren kapalı görüş başladı) askı alındı. Yani karantinanın dışarıda yarattığı sıkıntıların benzerini biz de yaşadık, yaşıyoruz. Malum şahıslar başlangıçta ‘sürü bağışıklığı yöntemi’ uygulayan devletleri eleştirip kınarken, ekonomi dibe vurunca, şimdi tamamen sürü bağışıklığı yöntemine geçmiş görünüyorlar. Yani sorun çok uzayacak, çok can yakacak gibi görünüyor. Bu yüzden galiba azami dikkatli ve azami sabırlı olmaktan başka şansımız yok.”
KİTAP İHTİYACI: İngilizce roman ve dergi gönderebileceğiniz bir adres vereyim: Hasan Şahingöz – 1 nolu F Tipi Cezaevi / C tek 55 / TEKİRDAĞ
MEKTUBU GELENLER:
Adil Abi – Elbistan E Tipi Cezaevi
Erdal Laçin – Elbistan E Tipi Cezaevi
Güven Usta – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Hasan Şahingöz – Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi
Tevfik Kalkan – Tekirdağ 2 nolu F Tipi Cezaevi
Posta Kutusu: 253
Yenişehir
ANKARA
e-mail: aykol267@gmail.com