Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e yükseltmesine ekonomistlerin yorumu faiz oranlarının arttırılmasıyla krizden kurtulmanın mümkün olmayacağı yönünde
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), yüzde 10,25 olan politika faizini yüzde 15’e çıkardı. Kararla birlikte dolar/TL ilk olarak 7,50’ye, euro/TL ise 8,90 liraya geriledi.
Ancak piyasanın kararı olumlu karşılamamasıyla, aynı saatlerde dolar 7,59 seviyelerine çıkarak, yükselişini sürdürdü. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomiye müdahalesiyle, 26 Temmuz 2019’da yüzde 24’ten aşamalı olarak yüzde 8,25’e kadar indirilen politika faizleri, böylece bir yıldan sonra yüzde 15’e çıkartılmış oldu.
Merkez Bankası’nın faiz kararını yorumlayan ekonomistlere göre, politika faizini 475 baz puan artırarak yüzde 15’e yükseltmesi, piyasalarda fiili olarak işletilen faizin resmileştirilmesi anlamına geliyor.
Ekonomistler MB’nin faiz arttırma kararını MA’dan Selman Güzelyüz’e değerlendirdi.
Ulusoy: Dengeler bozuldu
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy, piyasanın belirlediği faiz oranlarını yukarı taşıyan MB’nin beklentileri karşılamış gibi davranarak, tüm sermaye maliyetlerini birkaç ay önceki seviyelerine göre artırmak zorunda kaldığını söyledi. “Bugün ekonomide genel kural olan bir fiyatın (döviz kuru) diğer bir fiyatla (faiz) tedavi edilemeyeceği kuralının aksine bir davranışı tecrübe ettik” diyen Ulusoy, şöyle devam etti: “Esas itibariyle rezervler başta olmak üzere ekonomik büyüme, enflasyon, verimlilik, kazanç, yatırımlar, tüketim harcamaları üzerine kurulu tüm makroekonomik dengelerin bozulmasının bir sonucunu şu an yaşıyoruz.”
Karatepe: Zorunlu faiz arttırımı
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe, MB’nin sadece politika faiz oranlarını arttırdığını ancak artırılan faiz miktarının zaten uygulandığını söyledi. Karatepe, “Çünkü zaten politika faiz oranlarından kimseye kaynak kullandırmıyordu. Diğer kaynaklar üzerinde bankalara borç veriyordu ki o da yüzde 15 oranlarındaydı” diye belirtti.
MB’nin bir önceki PPK toplantısında faiz oranlarında değişikliğe gitmeyerek kurların yukarıya doğru seyretmesine sebep olduğunu söyleyen Karatepe, MB ile ekonomi yönetiminin zorunlu olarak faiz artırımına gittiğine dikkat çekti.
Piyasaya mesaj
Karatepe, “Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun izin verdiği çerçevede karar alma yetkisine sahip olan ekonomi aktörleri, biraz piyasa dostu, piyasaların beklentileriyle uyumlu kararlar alacağını deklare etmiş oldu. Bu kararı başka şekilde yorumlamak mümkün değil. Bunun etkisi de çok fazla olmayacak. Çünkü zaten fiili olarak var olan faiz oranları tabelaya yansıtılmış oldu. Bu vatandaş için döviz mevduat hesaplarında bir çözülme yaratmayacak. Sadece mevcut durumunu resmi olarak ilan ettiler” ifadelerini kullandı.
Faiz arttırarak krizden çıkılmaz
Faiz oranları artırılarak mevcut krizden kurtulmanın mümkün olamayacağına dikkati çeken Karatepe, ekonomik göstergelerin sadece faiz oranlarından ibaret olmadığını belirtti.
Gelişmeler olumlu değil
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan da MB’nin aldığı faiz kararının zaten piyasada hüküm süren ve yüzde 14,75 oranında olan geç likidite penceresi faiz oranı olduğunu söyledi. Yeldan, “Dolayısıyla MB faiz yükseltmesi değil, süregelen, efektifi olan, vuku bulan faizi kabul etmiş oldu” diye belirtti.
Yeldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomiye yararlı olan kararlar; makro ekonomik istikrarın sağlanması, istihdamın artması, yatırımların özendirilmesi ve dış ticaret açığının stratejik bir şekilde kapatacak maliye, para ve gelirler politikasında geçer. Türkiye’nin de şu anda o noktada olduğunu ve herhangi bir olumlu gelişme yaşandığını görmüyorum.”
HABER MERKEZİ