Ekonomik krizin gizlenemeyecek boyutta olduğunu vurgulayan Ekonomist Bahadır Özgür, alınan tedbirler ile kriz arasında fark olduğunu belirtti. Özgür, alınan tedbirleri kısa vadeli, seçime yönelik ve krizi gideremeyecek olarak değerlendirdi.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Elif Çetiner’e konuşan Ekonomist Bahadır Özgür, Türkiye’de yaşanan ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Hükümet de itirazı kabul ediyor’
Ekonomik krizin artık saklanamayacak boyuta ulaştığını söyleyen Özgür, “Hükümet ne derse desin aldığı tedbirlerle, açıkladığı paketlerle bir krizin varlığını kabul ediyor. Sorun şu ki bu krizin geçici olduğunu iddia ediyor” dedi. Hükümetin ekonomik politikasını özellikle dolar kuruna sıkıştırdığını söyleyen Özgür, ”Biz bu krizi bir şok olarak tanımlamıyoruz. Bu krizi sürece yayılmış bir krizdir” ifadesini kullandı.
Merkez Bankası da krizi tanımladı
Merkez Bankası’nın yayınladığı enflasyon oranlarını da hatırlatan Özgür, ortaya çıkan verilerde ekonominin önümüzdeki dönemlerde daha da daralacağı yorumunda bulundu. Merkez Bankası’nın, ekonomide stagflasyon (durgunluk dönemi) dönemine girdiğini açıkça belirttiğine vurgu yapan Özgür devamla, ”İkincisi ve daha tehlikelisi olan enflasyon. Enflasyon oranının da yükseleceği duyuruldu. Merkez bankası net olarak krizin varlığını tanımladı. İlan edilen konkordatolar da yaşanan bir kriz süreci olduğunun göstergesidir. Kriz yok demek gerçekçi değil” diye konuştu.
‘Üretim sektörüne vuran bir kriz var’
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ÖTV ve enflasyonda yaptıklarını ifade ettikleri indirimlerine de değinen Özgür ortaya çıkacak tabloya ilişkin şunları söyledi: “Kriz üretim sektörüne vuran bir kriz. Bunu sanayi üretimin hızla daralmasından sanayinin üretilmesi için gerekli olan iç ve dış kredilerin neredeyse sıfıra yaklaşmasından anlıyoruz. Yani önümüzdeki dönem bir üretimin olmayacağını gösterir. Bu da önümüzdeki dönemde önemli derecede işsizliğe yol açacak.”
Tedbirle kriz arasındaki fark
Maliyetlerden dolayı yeni zamlar oluşacağını söyleyen Özgür, sözlerine şöyle devam etti: ”Öte yandan hükümetin aldığı tedbirlere bakıyoruz, marketteki belli ürünlerde yüzde 10 indirimi, ikincisi de otomotiv satışlarında ÖTV indirimi yapıldı. Alınan tedbirle kriz arasında bir fark var. Alınan tedbirin krize yönelik olmadığını görebiliyoruz. Hükümet attığı tüm adımları seçime yönelik atıyor. Seçime giden hiçbir hükümet kaynak kısamaz. Bu hükümetin en önemli özelliği ‘popülist ekonomi’ dediğimiz tüketime dayalı ekonomik politika uygulamasıdır. Alınan tüm tedbirler tüketimi arttırmaya yöneliktir. Krizin şiddetini azaltmaya yönelik değil.”
Sadece ocak ayına kadar…
Hükümetin tedbir olarak nitelendirdiği çözümün kısıtlı zaman ve belli ürünler üzerinde indirim olduğunu belirten Özgür, “Gerçekçi bir tedbir olsaydı fiyatları dondurabilirdi. En azından temel mal ve hizmetlerde bu yapılabilirdi. Hükümet ise sadece Ocak ayına kadar belli ürünlerde indirime gitti.
Tedbirler de seçime yönelik
Ekonomik krize yönelik alınan önlemlerin Mart ayında yapılacak yerel seçimlere yönelik olduğuna söyleyen Özgür, “Hükümet seçim maliyetlerini kısamayacağı için en azından piyasada az da olsa canlandırmaya yönelik tedbirler alıyor ve hepsinin geçici olduğunu unutmamak gerek. Buna başarılı olamayacağı da açıktır. Enflasyonun bu kadar yüksek olmasını da bunun en net göstergesidir” dedi.