Ekonomik krizin etkisiyle geçinemeyen yurttaşlar çaresizlikten intihara sürükleniyor. Hükümet ise intiharları psikolojik olarak değerlendirirken krizin yansıması olduğunu görmezden geliyor. Psikolog Sevgi Türkmen, intiharların perde arkasına dikkat çekiyor
Habibe Eren/Ankara-Jinnews
Geçim sıkıntısı nedeniyle intihar vakaları her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistikKurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2014- 16 yılları arasında toplam 9 bin 479 kişi intihara sürüklendi. Verilerde genç nüfus dikkat çekerken, yaş aralığını 20- 24 yaş grubu oluşturdu. Verilere son 2 yıl eklendiğinde ise sayının çok daha ciddi boyutlara ulaştığını belirten psikologlar, ülkedeki politikaların intihar oranını arttırdığını kaydediyor. Psikolog Sevgi Türkmen, özellikle son dönemlerde yaşanan ekonomik kriz ve yoksullukla birlikte artan intihara sürüklenme vakalarını değerlendirdi. İnsanların artık ruhsal ve fiziksel olarak sıkıştırıldığını ve adeta hiçbir çıkış yolu bulamaz hale geldiğini dile getiren Türkmen,toplumsal olarak bir tepkisizlik halinin hakim olduğunu söyledi. Yaşanan intiharların kamuoyunda 2 gün magazinsel olarak tartışıldıktan sonra kapandığını vurgulayan Türkmen, “Devlet, kurumlar, muhalifler, bizler, intiharın nedenlerini, insanların neden kendine ölümden başka seçenek yaratamadıklarını, işsizlerin, yoksulların nasıl ölüme varacak bir yalnızlığa terk edildiklerini anlamazsak, gerçek sorunlara, gerçek sorumlulara işaret edemezsek bu intiharlar devam edecektir” diye konuştu.
Muhalif kurumlara eleştiri
İnsanlar günde 12 saat karanlık atölyelerde, fabrikalarda ve sanayilerde çalıştırılırsa tabi ki bu işçilerin gündelik yaşamında hiçbir sosyal alanın olmayacağı, hiçbir alanda kendini ifade edemeyeceği, varlığını hissedemeyeceğinin çok açık olduğuna vurgu yapan Psikolog Türkmen, “Maalesef yoksullar, işçiler bu ülkede sahipsiz kalmışlardır. Devlet, sermaye ve iktidarın ‘tarafı’ zaten bellidir. Ama kendine muhalif diyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlar da bu ölümlerden üzerine düşeni almıyorlar diye düşünüyorum. Hiç duydunuz mu bir sendikanın ya da kitle örgütlerinin çıkıp da ‘ya bu insanlar kendilerini yakıyor, asıyor, biz de burada şunu yapalım da bu işçileri, bu yoksulları yalnız bırakmayalım’ dediğini” diyerek eleştiride bulundu.
Psikologlara görev düşüyor
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan psikologlara da çok iş düştüğünü söyleyen Türkmen, “Psikologlar için erkeğin, kadının, çocuğun istismara, şiddete uğradığı her alanda yapılacaklar mutlaka vardır. Yeter ki psikoloji alanında yapacağımız ve yapıyor olacağımız her şeyde bireyin koşullarını, içinde bulunduğu sistemi, maruz kaldığı şiddeti, ekonomik ve sosyal kaynaklarını, kültürel referanslarını göz önünde bulunduracak, gerçek sorunlara işaret edecek bir yaklaşım içinde olalım” dedi.
İnsanlar neden çaresiz?
İntiharların topluma “psikolojik bir hastalık” olarak yansıtıldığını dile getiren Türkmen, ölümün yükünün intihar edenin üzerine yıkıldığını ve ölümlere asıl sebep olanların perdenin arkasında kaldığını söyledi.İntiharların ‘borç yüzünden psikolojisi bozulan’ olarak kişilerin üzerine yıkılmasını eleştiren Türkmen, “Peki ekonomik sınırlılıklardan kaynaklı intiharları düşünürsek sizce bu sıkıntı insanlara yaşatılmıyor olsaydı intiharlar olur muydu? Olmazdı. O insanlar şimdi yaşıyor olurdu” diye sordu. Bir ülkede insan yaşamından kimler ve hangi kurumlar sorumluysa intiharlardan da o kişiler ve kurumların sorumlu olduğunu vurgulayan Türkmen, “Esasında bu çemberi biraz daha genişletebiliriz. Hepimiz sorumluyuz, devlet, sermaye, iktidar, siz, ben. İnsanlar neden ölümden başka seçenek bulamayacak kadar yalnız ve çaresizler sorusunu devletin ve kurumların dışında özellikle muhalif kesimin de kendisine sorması gerekmektedir.İşçileri işten atan sermaye için devlet neler yapıyor? Kendini devlet daireleri önünde yakan insanlar için iktidar neler yapıyor? Yaşamsal, zorunlu, doğal hak olan ihtiyaçlardan mahrum bırakılan insanlar için bu ülkede adalet ne yapıyor? İntihar eden yoksullar için muhalifler, sendikalar, örgütler neler yapıyor? Tüm bu mekanizmalar intiharlardan doğrudan sorumludur” diye konuştu.